Efendim 10 Yaşındaki Atakan Kayalar adlı çocuk birdenbire Türkiye’nin gündemine geldi oturdu. Sosyal medyada neredeyse herkes ondan bahsediyor ya da onunla ilgili bir şeyler yazıyor. İşte bu durum aklıma 1995 yılı Temmuz ayında cereyan eden ve Türkiye’nin gündemine oturan Kumkapı Cinayeti olayını getirdi.

Neden Kumkapı cinayeti? 150 Günde 250 Kitap okumuş olan kimilerine göre dahi, kimilerine göre egosu tavan yapmış edepsiz bir çocuk olan Atakan ile Kumkapı cinayeti olayının ne alakası var?

Ben yazayım alakayı siz kurun gayrı.

Evet, hatırlayalım Kumkapı cinayeti olayını.

1995 Yılının Temmuz ayında Ersin adlı bir kadın kızları Sinem ve Zeynep ile İstanbul- Kumkapı’da bir balıkçı lokantasında Ersin Hanım’ın arkadaşı olan bir bayanı ve kızını ağırlıyorlar. Daha sonra Ersin Hanım ile Kızı Sinem yan taraftaki bir başka lokantaya gidiyorlar çünkü Ersin Hanım’ın orada görüşmesi gereken bir kişi vardır.

Görüşme tamamlanıp masalarına dönerken Ersin Hanım, İranlı birinin iki kadını taciz ettiğini görüyor ve olaya müdahale ediyor. İranlı’nın Türk arkadaşı Ercan Kavun,Ersin Hanım’a dayılık yapınca da Ersin Hanım bir masadan kaptığı bardağı bu herifin kafasına vurup yaralıyor onu ve sonra hiç bir şey olmamış gibi tekrar misafiri olan arkadaşının yanına dönüyor.

Çok kısa süre sonra Ercan Kavun ve arkadaşları onların olduğu mekana geliyor ve kadınlarla erkekler arasında bir kavga başlıyor. İşte bu kavga esnasında Ersin Hanım’ın kızı Zeynep Uludağ mutfaktan kaptığı bir bıçak ile Ercan’ın arkadaşı İsmail Kızılkaya’yı bıçaklayarak öldürüyor.

Sonrasında bütün Türkiye artık bu olaya kilitlendi.

İşi gücü bıraktık tek derdimiz ‘’ Zeynep suçsuz, kendini müdafaa ediyordu. Zeynep’e ceza verilemez.’’oldu.

Feministi, hümanisti herkes Zeynep’in derdine düştüğü gibi özellikle yazlık sinemalarda aşkından çöllerde kum yiyen Ferdi Tayfur, garipler babası Orhan Gencebay,boynu bükük İbrahim Tatlıses, devamlı bir yakınına tecavüz edilen Kükük Emrah’ın filmlerinde ağlamaktan gözleri kan çanağına dönen çilekeş kadınlarımız da her Allah’ın günü kocalarından yedikleri bir posta dayağın değil Zeynep’in derdine düştüler.

Sonra?

E millet Zeynep’e bu kadar düşkün olunca hakim amcalar da kamu vicdanı yaralanmasın diye Zeynep’e iki sene hapis cezası verildi ama kamu oyu öylesine bir baskı yaptı ki sonunda bu ceza da para cezasına çevrildi.

Ancak asıl şenlik bundan sonra başladı. Yani Zeynep hapisten çıktıktan sonra.

Medya yine Zeynep’e yapıştı.

-Bıçağı köküne kadar mı sokmuştunuz, ucundan acıcık mı girmişti?
-Bıçağı nereden satın aldınız?
-Kime bileylettiniz
-Öldürdüğünüz rahmetli siz öldürmeden önce de rahmetli miydi?
-O gün hangi balığı yiyordunuz?

Biz de gerek gazetelerden okuyor, gerekse televizyonlardan salak salak bu olayı izleyip yorum yapıyoruz:

-Vay bee. O gün kalamar yemişler. Oysa ben palamut yediler biliyordum.
-Abi kalamar ne?
-Ne bileyim oğlum. Hayatımızda hamsiden başka balık yiyebildiğimiz mi var. Herhalde o da bir balıktır.
-Abi var ya  bu karıdan güzel bir artiz olur. Bunu filmde oynatsınlar, hiç bir filmini kaçırmam.

Gerçekten de öyle oldu. Zeynep Uludağ bir anda dizilerde, reklamlarda boy göstermeye başladığı gibi artık gazinolarda şarkı söylüyordu.

Ama durun daha bitmedi.

Başladık yeni yorumlara

-Abi iyi de Bu Zeynep’in öldürdüğü İsmail’in bir karısı filan yok muydu?
-Olmaz mı olum vardı elbet.
-Eee o kadıncağız ne oldu? Zeynep maşallah şöhreti yakaladı. Paralar cukka, keyifler keka. Peki İsmail’in karısı ne yapıyor? O kadıncağıza aç mısın tok musun diye soran var mı?

Biz böyle düşünürüz de bizim sesimiz olan medya düşünemez mi. Hatta onlar bizden önce düşünüp ‘’ Ulan şimdiye kadar bak bu aklımıza hiç gelmemişti.’’ Dedirtmez mi?  Mümkün mü?

Zeynep yavaş yavaş popülaritesini kaybetmeye başlayınca bu sefer İsmail Kızılkaya’nın eşi Gülten’i buldu medyamız.

Gülten’i konuşturmaya başladılar bu sefer.

 Sıradan baş örtülü bir bir kadın olan olan Gülten, kameraların karşısında biraz da kendisine dikte ettirilmiş cümlelerle kocasının ölümünden sonra nasıl mağdur olduğunu anlatmaya başladı. Bu sefer artık tüm ilgimiz Gülten’e döndü tabii ki.

-Yazık lan kadına. O Zeynep olacak or..pu, o kadar para kazanırken bu zavallı sürünüyor.
-Hem bak ne diyor: ‘’ Kocam sadece kavgayı ayırmaya çalışıyordu. Zeynep masum bir insanı öldürdü.’’ Diyor
- Doğru diyor. İsmail’in bir suçu yoktu. Boşu boşuna öldü gitti.
-Kadın haklı kardeşim. Bak ne diyor ‘’ Nerede bu kadın hakları temsilcileri, nerede bu insan hakları? Ben kadın değil miyim? Ben insan değil miyim? Niçin benim sesimi duyan yok?’’
-Yok kardeşim yok. Bu ülkede böyle namuslu kadınların elinden kimse tutmaz. Ancak Zeynep gibi Kumkapı meyhanelerinde kafa çeken kaltaklarla ilgilenirler de Gültenlere dönüp bakmazlar bile.

Daha benzeri bir sürü yorumlar...Orhan Veli’nin dediği gibi her birimiz ‘’ Bir elinde cımbız, bir elinde ayna, umurunda mı dünya’’ Vaziyetlerinde tamamen bu olaya kilitlenmişiz.

Derken, Gülten de artık tv programlarında arz-ı endam etmeye başladı. Tabii ki başındaki örtüyü atmış bir vaziyette. Öyle ki bir karateci, Gülten’in başına elma koyup tekmeyle elmayı düşürüyor ve benzeri bir sürü abuk sabuk programlar reyting rekorları kırıyor. Ama bu basit gösteriler Gülten’i ve onun üzerinden nemalananları kesmiyor. Hem Gülten’in başı kel mi? Zeynep sahneye çıkıp şarkı söylediğine göre Gülten niçin çıkmasın?

Sonunda Gülten’i de sahneye çıkardılar. Hem de ne çıkış.

Gülten’e artık eski Gülten demeye bin şahit lazımdı. O artık bir erotik Tanrıça olmuştu.

Ağzımızın suları akarak bir müddet de o hallerine yorum yaptık Gülten’in

Sonra?

Sonra Gülten de Zeynep de unutuldu gitti. Gülten en son oldukça ucuz pavyonlarda sarhoş masalarına meze oldu ve sonrasını bilen yok. Zeynep’in ise adı önce bir fuhuş operasyonuna karıştı. Tabii ki güzide medyamız bu sefer yerin dibine sokup çıkardı Zeynep’i çünkü popülaritesi bitmişti. 2000 li yıllardan sonra tamamen unutuldu. Nerelerdedir Allah bilir.

Şimdi?

Şimdi 1995 de Zeynep ve Gülten’e yaptıklarımızı Atakan’a, 10 yaşındaki bir çocuğa yapıyoruz.

-Vay edepsiz vay. Gördün mü annesine nasıl davrandı?
-Utanmaz rezil, egosundan patlayacak adeta.
-Okuyacak başka kitap bulamamış da gitmiş ne kadar islam düşmanı kitap varsa onu okumuş.
-Arkadaşlar ! Bu çocuk bir projedir.
-Kristal çocukmuş ya la bu.
-Camdan mı yapmışlar yani?
-Ne bileyim oğlum camdan mı plastikten mi? Ama normal insan değilmiş bu. Laboratuvarlarda üretilmiş sanırım.
-Ama helal olsun çocuğa. Kendisiyle tanışmak isteyen Aleyna Tilki’yi fena madara etmiş.
-La bunu fazla konuşmayın. Sonra bunun da g.tü kalkar.
-Bak bak, Ateist İlyas Salmanla resmi var. Demek ki bu da onun gibi Ateist.
-Ya buna İndigo çocuk diyorlar. O ne ki?
-Ne bilim lan. Ama hırlı bir b.k değil bu piç kurusu.

Evet, 1995 de Zeynep ve Gülten, 2020 de Atakan. Hiç değişmedik, değişmeye de niyetimiz yok.

Gündemdeyken hepimizin hakkında bir şeyler söylediğimiz Atakan’a gündemden düştükten sonra ne olur dersiniz? Umarım ve dilerim ki sonu Zeynep Uludağ ya da Gülten Kızılkaya gibi olmaz.


( Dün Zeynep Ve Gülten Bugün Atakan... başlıklı yazı Sami Biber tarafından 22.02.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu