Bahşedilen gülücüğün dahi somurttuğu
Sefil düzenden ayrı düşmenin de
vedası belki de:
En çok dokunan yüreğe
Dokunmadan sevmekle iştigal bir gök
gürültüsü
Elbet sadece Yaratanın şahitliğinde
Kuru başına da çekilmiyor işte
hezeyan.
Manivelası, hasretle vurgun koylara
Yere göğe koyamadığım sevginin, aşkın
da son katresi.
Elleri yumuk bir çocuğun son bakışı
Anne olmanın özlemine dahi aldırış
etmeyen
Bir Anka kuşu ki
Özlemin de sönmez ferinde gaipten
gelen isyan
Yeter ki Rabbim af eyle,
Dercesine kilit vurduğumuz mevsim.
Kindar tohumların da asla
ekilmeyeceği toprak
Güneşin vurgusu
Saçlarımın da örgüsü
Aşkın meali mi, sizce?
Sevip de görün dercesine
Uzandığım o rahle:
Pişmanlıkla dolu dolu bir izdiham
Neye yettim ki ömür yettikçe?
Sonlarsa vuku bulan:
Ne gam!
Aşkın künyesinde yazan özlem
Elbet çaresizliğin sivri dili
Yumuşakça seven rüzgârın da savurduğu
Gamın yelesi:
Aşka hüsran yükleyen
Sevip de aşınmadı hani yüreğim,
dercesine
Çaputların salındığı mevsimde
Taşkın gözlerin deldiği o ukdede
Kaldı mı gözü varlığın…
Nazarına yenik düştüğüm şarlatanın
Ve vazgeçemediğim bir zevce
Ne komik oysa:
Aşkın aşkla imtihanı.
Sökükleri çekip de elimine ettiğim
bir rastık
Saçlarımı serdiği yastık
Göğe dikili gözlerim ve yüreğim
Tüm insanlık tüm insanlık
Olsun ister miydim hiç taban tabana
zıt?
Pekişen rehavet
Evrende çöken husumet:
Hala sevmeyi dilediğim bir aksan
Kurcaladığım mevsim sanıyor işte
kendini hazan
Oysak kavuştuğum bahar ve Nisan
İşgali evrenin
Kök hücrelerine serilen hüznün de
savruk etekleri
Taşların dolup taştığı
Uzattığım ekmek ve nimet ve iyi
niyet:
Göğü taşlayan iblis mi sökün edecek
ansızın?
Varsın da vursun rüzgâr
Kapanan kapılara asılsın yapraklar
Ben ki ne çiçek olabildim
Ne de yeşeren umuda dirlik ektim.
Zamanın birinde yaşadıysam
Sevip de tasalarımı hala aşamadıysam
Bir sefer tasında yan gelip yatmış
mevsim gibi
İçime batan dikenlerime
Hala sökün de ettiyse gözyaşım
Elbet vardır Mevla’mın bir bildiği:
Vade dolana kadar ne kadar sevsem
kardır
Bir de yazmanın meali iken görünmeyen
üstümde
Lakin serpilen ümidim ve yüreğim
Elbet evrenin merkezinde
Başat bir iklim
Şaşalı bir de resim
Oysaki içi boş bir kare.
Mimlendiğim her izlekte
Solmayı ben dilemedim
Görünmezliğin de mucidi iken evren
Parmak izimle şerh düştüğüm şu kalem
Sığındığım kadar Rabbime ve içime
Azat edilmenin de ufkunda
Şiar edindiğim revnak bir umut
Sözcüklerin de basarken bam teline.