Rahmân ve Rahîm olan Allâh’u Teâlâ’nın Adıyla…
Hamd, Allâh’a mahsustur. O’na hamd eder, O’ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve amellerimizin kötülüğünden O’na sığınırız. O’nun hidâyete erdirdiğini hiç kimse saptıramaz, saptırdığını ise hiç kimse hidâyete erdiremez. Şehâdet ederim ki, Allâh’tan başka ibâdete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Ve yine şehâdet ederim ki, Muhammed aleyhisselâm O’nun kulu ve Rasûlü’dür…
Bundan sonra:
Yaratılmışların en şereflisi insandır. İnsanın yaşamını anlamlı hale getiren de onun gayeleridir. İnsan ve kâinatta ki canlı-cansız tüm varlıklar bir gaye için yaratılmıştır ve hepsinin belirli görevleri vardır.
Allah Subhanehu ve Teala şöyle buyurmuştur:
“Biz gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları, oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık. Onları sadece gerçek bir sebeple yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.” (Duhân, 44/38-39)
Yaratan, yaşatan ve yöneten Rabbimiz kullarını boşuna yaratmadığı gibi bu dünya imtihanında da başıboş bırakmamıştır.
Allah Subhanehu ve Teala şöyle buyurmuştur:
“İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır?” (Kıyâme, 75/36)
Allah Teala’nın kullarına olan nimetleri sayılamayacak kadar çoktur. Yeryüzünün ve gökyüzünün bütün nimetleri insanoğlunun hizmetine sunulmuştur.
Allah Subhanehu ve Teala şöyle buyurmuştur:
“O, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı.” (Bakara, 2/29)
İnsanoğlu dünya ve ahirette saadete erişebilmek için yaratılış gayesine uygun yaşamalıdır. Peki kendisine sayısız nimetler verilen insanoğlunun yaratılış gayesi nedir? Bu sorunun en güzel cevabını Rabbimiz şu ayetinde bizlere bildirmiştir.
Allah Subhanehu ve Teala şöyle buyurmuştur:
“Ben, cinleri ve insanları sadece bana ibadet etsinler diye yarattım.” (Zâriyât, 51/56)
İşte yaratılışın asıl gayesi budur. İnsan, dünyevi zevkler için veya kullara kul olup Allah’tan başka otoritelere boyun eğmek için değil, sadece ama sadece Allah’a itaat edip O’nu ibadette tevhid etmek için yaratılmıştır. Tüm kitablar bunun için indirilmiş, Adem (aleyhisselam)’dan beri tüm peygamberlerde bu amaç için gönderilmiştir.
Dünde bugün de insanlık tarihi varoluş amacından uzaklaşmış yanlış yönlere, yollara sapmış ve neticesinde tevhidi gerçekleştirememiş insanlarla doludur. İnsanlığın ebedi hüsrana uğramaması için tek kurtuluş yolu tevhidi hayatlarının merkezine almaları ve bu doğrultuda yaşamalarıdır.
Allah’ım! Seni anıp zikretmek, nimetine şükretmek, sana en güzel şekilde ibadet etmek için bize yardım et. Allahumme amin.
Hâtime:
Hamd âlemlerin rabbi olan Allâh’a mahsustur. Salât ve selâm yaratılmışların en hayırlısı Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem’in, âlinin ve ashabının üzerine olsun.
Yardım ve başarı, izzet ve şeref Allâh’tandır.
O, her şeyin en iyisini bilendir.
Muvahhid Kullara Selâm Olsun.
Polat Akyol.
KAYNAK:
TEVHÎD AKÎDESİ
Ebu Ahlas.