FİSKE
-1-

Kalem dostum Sayın Fatma Çetin Kabadayı’nın tespitlerine, içtenlikle katılıyorum. “Yağmurda Islanmaya Hakkın Yok” adlı yazısında belirttiğine göre:
1- Doktora gidecek ve ilaç alacak parası olmayanlar,
2- Islanan giysilerini kurutmak için evde yakacağı bulunmayanlar,
3- Ertesi gün giyeceği ikinci bir elbisesi olmayanların yağmurda ıslanmaya hakları yokmuuuş.

Sevgili başbakanımız ve arkadaşları, içinde “Beraber ıslandık, yağan yağmurda.” Dizeleri geçen şarkıyı sıkça seslendirdiklerine göre yağmurda ıslanmayı hak ettikleri anlaşılıyor.

Ülkemizde herkesin, yağmurda ıslanmayı, hak edeceği günlere erişmesi dileğiyle…

-2-

Karadeniz illerimizden birinde bir vatandaş, çaycılık yaparken şans oyunlarının birisinden yüklü miktarda para kazanmış. Paranın hiç bitmeyeceğini sanan talihli, öyle bir açılmış ki kısa süre sonra kuru çul üstüne oturuvermiş, parayı başarıyla bitirdiği için eski mesleğine geri dönmüş, yüz akıyla)) Bu konuda atalarımız:

“Yılan yılan iken toprağı, idareli yermiş. Tükenmesin diye” derler.

Emekli öğretmen Ramazan Öz ise: “Parayı zaptetmek, deliyi zaptetmekten daha zordur.” Diyor.

-3-

Uzun soluklu bir direnişten sonra, hükümetin verdiği mühlet sona ermek üzereyken, kendi çadırlarını kendileri sökmüş Tekel İşçileri. Bu, bana çocukların, özellikle kız çocuklarının oynadığı evcilik oyununu anımsattı.

Köyde çocuklar, taştan topraktan, daldan yapraktan, çerden çöpten yaptıkları evcikte oyunlarını bitirdikten sonra büyük bir emek, heves ve titizlikle yaptıkları evciklerini yıkma yarışına girerler. “Emeğim boşa gitmesin.” Şamatasıyla. Çocukların ve de işçilerimizin davranışı, “Eserimize yabancı eller dokunmasın içgüdüsü mü? Yoksa kimseye zahmet vermeyelim inceliği mi?”

Çadırların yıkımı, evcilik oyununu çağrıştırdı, nedense…

-4-

04.03.2010 sabahı TRT Ankara radyosunda bir haber: Banka mevduatınız boşaltılır, evleriniz satılabilir, haberiniz olmadan. Kötü niyetli kişiler, yeni adrese dayalı kimlik sisteminden kişisel bilgilerinize ulaşmış, bin lira karşılığında pazarlıyorlarmış.

Duyan vaaar, duymayan var. Haber vereyim dedim.

-5-

Gürültüden aşırı derecede nefret ederiz ailecek. Akşam televizyonda sakin sakin program izlerken televizyonun sesinin aniden yükselmesiyle irkiliriz. Umulmadık bir anda program kesilmiş, reklama geçilmiştir.

Programda neler konuşulduğunun önemi yok. İsterse hayati bir konu tartışılsın; anlı şanlı bilim adamları ya da etkili ve yetkili muhteremlerce. Hiç birinin önemi yoktur. Reklam denince akarsular durur. Zaten reklamları anons eden sunucular da seyircinin reklamdan hoşlanmadığını bildikleri için, ezile büzüle; “kısa bir aradan sonra programa devam edileceğini” belirtir, “bizden ayrılmayın” diye adeta yalvarırlar. Ayrılsak ne olacak? Kanalın birinde reklam başlayınca aynı anda tüm kanalların reklama geçtiğini bilmiyor muyuz sanki)) Kanallarımızla reklamlara geçmeye gösterdikleri titizlik yönünden hiçbir kuruluşun yarışabileceğini sanmıyorum.

Neyse ki kumanda aletine susturucu butonu koymuşlar da reklamlar başlar başlamaz, televizyonun sesini kesiyorum. Sessiz reklam izlemek te pek komik oluyor canım. Kocaman adamların, güzel bayanların bir şeyler anlatmak için anlamsızca çırpınışları, değme komedi filmlerine taş çıkarıyor, doğrusu. Bu arada reklam verenlere de acımıyor değilim hani. Reklam için avuç avuç para öde, aptal bir kumanda aleti yüzünden emeğin boşa gitsin.

Reklam verenlerin yerinde ben olsaydım, kumanda aletlerindeki ses kesen butonların yasaklanmasını şart koşardım. Yoksa ne kadar bağırırsan bağır, beyhudedir. Elin oğlu, küçücük bir butonla sesini soluğunu kesiveriyor da döktüğün etek dolusu paralar, hiçbir işe yaramadan ziyan olup gidiyor.

Güncelden, bazı çizgiler sunmak istedim, sadece…
( Fiskeler başlıklı yazı RasimCANBOLAT tarafından 5.03.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu