Bu düşün yabancısıyım, sefil sevdam
ve aşkın metazori ikliminde ben kırık çok kırgın bir niyazım belki de aşkın baş
şehrine tüneyen bir köstebek gibi içimi harmanladığım bir sevda masalıyım ve
bilemem de nedendir kaşım gözüm üstünde…
Sözcükler, yırtılan zarında ömrün bir
devasa geçit
Aşkın ambarı sefil bir terane
Huzmeleri de kayıp mevsimin ve şiirin
Sefasını sürmekse bu hikâyenin…
Neresine aitim söyle, sevgili, söyle
Senin nazarında kapışan bir resim
miyim de,
Tutuklu kaldığım hayat denen terminalde
Konduğum mu kardığım mı?
Kanıp da yeltendiğim her renge
Bir düzmece ünlemim belki de
En çok kendine şaşan
Şaşalı duyguların de zümresinde
İçine kapanan bir yıldız gibi
Tünediğim çiçek bahçesinde.
Tüydüğüm mutluluk ne zamanki düşmedi
peşime
Gölgemle kavgalıyım, sevgili
Ne gölgeme düşman
Ne lakayt bir zemin
En çok istirham ettiğim elbet
Kavuşmak kabrime.
Günü pazarladım geceden
Geceye konuşlandım ansızın
Hitabesi kayıp bir martaval
Yakalandığım zamansız aşkın da
başkahramanı.
Gün yüzüne delalettir her şiir
Şiire benzeyen mevsimde dingin bir
fani
Olmaya meylettiğim de yalandır
Yalandır belki de yaşadığım
Yasadığım kadar yaşatmaksa yüreği
Hangi mevsime denk düşüyorum kim
bilir…
Hayıflandığım soytarı sitemler
Haznemde güvercin ve serçe
Oysaki kendimi bir düş bildim ben
yetimliğin
Kuvözünde:
Aşksa ambarımdı
Gagaladığım ne çok özlem
Bir seyyah ki kurguladığım ömürde
Taşkınlara sebebiyet veren yaşlarım
Yaşadığıma asla kani olmadığım
Bir kabare belki de dâhil olduğum
Elbet hüzün ve ilham perim başrolde.
Matemin rüzgârını diktim yakama
Öptüm de annemin elini doğduğum
tarihte
Kayıt düşen melekler
Elemin ferinde el ele verdiğim nice
elin de
Umurunda değildim hani.
Sevdalı bir ırmak
Göğe aktığım bir rivayet de değildi
üstelik
Yalanlara itibar etmeden
Yandığım aşkın közünde
Bir ithamsa yuhalandığım
Bir tek iman gücümle dayandığım
Her halükarda gözümde saklı na’şı
şimdiden
Dünün ve ulaşılası yarınların
İhtimal dâhilinde sevilmek de olmadı
hani
İçimden geçen son güfte.