Düş biriktirmiyorum artık naylon
poşetlerde
Erimesini de beklemiyorum sandukamda
saklı
Buzdağının.
Esefle kınansa da ruhum
Cebelleşmiyorum asla sarkıtlarla
Ezelden ermişliğim nihayete
Başa alsam da masalımı
Dikmek ne kelime gözlerimi sabit
gölgelere:
Kendi gölgemden dahi haz etmezken
Bir başkasına benzemek ne diye?
Göğün parmak arası sıradanlığı
Asker botlarımla yürümeyi seviyorum:
Rap rap rap.
Arpacık kumrusu bir öyküden hayli
mustarip
Ötüşümü de kim engelleyebilir ki?
İçine düştüğüm gül bahçesi ezelden
memleketim
Yeri geldiğinde gülümseyebildiğim
hayta bir çocuğun
İskarpinlerine doğan güneş gibi
Yeri geldiğinde ç/ağlayan öykülerim
Siz bilmezsiniz hani sandığımda saklı
tuttuğum
Söylemediğim hayallerimi.
Öykündüğüm ne bir resim ne bir nesir
Özverimle hemhal
İçine sıkıştığım kabir
Ha, gayret, kurtulmama kaldı bir ömür
Bir de pekişen c/esaretimle
İzahı olmayan gölgelerin
Ne amaçla sayıp sövdüğü.
Mataramda saklı gözyaşı
Hem de annemin ak sütü kadar helal.
Helallik almadığım kim varsa
Bir selamın dahi yok iken geri
dönümü.
Her öğün sıradanlıktan uzak
Her göğün bekçisi iken de hüzün
döngüm
Ne izafi bir reçete
Ne da kabulü mümkün bir hediye
Sonrama ihanet ettiğim mazimde saklı
hem
Bunca hatıra
Eski dost sahi düşman olmaz mıydı
öncesinde?
Şimdi bir martavalın peşinden gidip
Sökün eden her rivayete paye verip
Bilsinler de ihanet etmediğimi
sevgiye ve emeğe
En çok da vazgeçemediğim kallavi bir
yasak
Aşkın külyutmaz yetilerinde
Çıkabildiğim kadar katı bir kez
sunmuşken
Evren hizmetime.
Kodaman düşlerin gülücükleri
Geceyi bölen koyun sürüleri ve
rüyalar
Gözüm açık dahi görebildiğim nice
masal
Beylik tabiriyle sınandığım ömürde
Köle pazarında esir bir cariye
nazarında
Varsa yoksa kurtuluşum firari bir
şiirde.