DİKKAT !  BU YAZIDA ÜRÜN YERLEŞTİRME VARDIR.

***********************

Ömer, annesinin hazırladığı  uzunca listeye göz atınca gözleri yuvasından oynadı. Evet, bu Korona Virüs illeti ülkemizde ilk görüldüğü andan beri yani 2020 senesinin Mart ayı başından bu yana evden dışarı adım atmasına asla müsaade etmediği annesi Hacı Mücella Hanım, ona sürekli alışveriş listeleri hazırlayıp ''Aman evladım sakın ola birini dahi olsun eksik etmeyesin. Hepsini mutlaka alasın zira hepsi de çok çok önemli ve hayati.'' Diyerek sıkı sıkı tembihlerde bulunuyordu ve zavallı Ömer o gün bu gündür eve kolonyadan dezenfektana, dezenfektandan antibakteriyel spreylere, sabunlara, çamaşır sularına, Arap sabunlarına, sirkelere, karbonatlara  ne varsa taşımıştı ama bu sefer listedeki madde resmen intihar demekti.

Hayret ve merakla annesinin önünde dikildi.

-Anne !  Bu ne bu?
-Ne ne evladım?
-Anneciğim bak listeye ne yazmışsın? Hem de altını kırmızı kalemle çizip '' Mutlaka alınacak. '' Demişsin.
-Haa o mu?  T.N.T  En etkili temizlik maddesiymiş. Kökten hallediyormuş temizlik sorununu.
-Anneciğim !  Bunun ne olduğunu biliyor musun?
-Temizlik maddesi dedim ya ayol.
-Nereden, kimden duydun bunu?
-Kimden olacak, her konuda bilgisi olan arkadaşım Hoca Sami Efendi önerdi.
-Yine mi o Hoca Sami?  O herifi bir elime geçirirsem lime lime doğrayacağım.
-Allah Allah niye ki?  Çok mütedeyyin, akıllı, uslu, kimseye asla kötülük düşünmeyen bir insandır Hoca Sami Efendi.
-Ya anne bırak Allah'ını seversen. Sana önerdiği T.N.T  ne biliyor musun? Tri Nitro Gliserin. Yani  Dinamit... Küçük bir parçası bütün binayı havaya uçurur maazallah.
-Ne yani, Hoca Sami Efendi bana dinamit kullanmamı mı önermiş? İnanmam.
-Valla öyle. Ama adam çok da haksız sayılmaz.  Kökten temizlik...
-Hımmm. Ben şimdi sorarım ona.  Derdi neymiş de bana dinamit önermiş?


Ömer daha cevap vermeden Hacı Mücella Hanım hemen telefon etti Hoca Sami Efendiye.

-Alooo.  Hocammmm...
-Buyurun hacım.
-Sen bana dinamit kullanmamı mı önerdin temizlik için?
-Olur mu hiç hacım?  Ben sana kıyar mıyım? O kadar hıyar mıyım?
-Biliyorsun ki dinamit çok tehlikeli bir şeydir. 
-Evet hacım. Biliyorum tabii ki de bunu kim icat etmişti onu hatırlayamadım.
-Aaa. Unuttun mu? Dinamiti Alfred Nobel icat etti.  Daha sonra da bu dinamitten elde ettiği gelirleri çeşitli bilim dallarında ödüle layık görülen bilim adamlarını ödüllendirmek için Nobel Ödülü olarak dağıtmaya başladı.
-Hımmm evet.
-Bizim Aziz Sancar da aldı bu ödülü. 
-Hımm evet.
-Bir de hatırlarsın Semih Sancar vardı eski Genel Kurmay Başkanlarımızdan. Kıbrıs Barış Harekatı sırasında Genel Kurmay Başkanımızdı. Kıbrıs Barış harekatından sonra Necmettin Erbakan ona Mareşal rütbesi verilmesi yolunda kanun teklifi sunmuştu meclise ama bu teklif geri çevrilmişti. 
-Hımm. Hatırladım siz anlatınca.
-Bir de tabii ki Semih Saygıner vardır Semih deyince akla gelen...
-Onun marifeti neydi?
-O mu?  O da milli bilardocumuzdur. Defalarca dünya şampiyonu olmuştur. 

Hoca Sami  Efendi '' Çok şükür  T.N.T  olayını kazasız belasız atlattık.'' Diye ellerini ovuştururken  Hacı Mücella Hanım devam ediyordu.

-Gençken ben de çok güzel bilardo oynardım biliyor musunuz? Istakayı elime aldığım zaman rakip oyuncunun işi biterdi. Sonra bir Of'lu hoca  yüzünden bıraktım oynamayı. Çok günahmış bilardo oynamak. Of'lu Hoca çok kızmıştı bilardo oynayanlara.

Ömer, evden dışarı çıkmadan önce astronot elbisesini giydi  ve daha sonra annesine defalarca ''Anne ! T.N.T yi soracaktın'' Diye işaret etse de Hacı Mücella Hanım çoktan Türkiye'de basketbol sporunun  gelişimi ve Türk Milli takımının bu sporda elde ettiği dünya ikinciliğini anlatmaya başlamıştı Hoca Sami Efendiye. 

-Evet Sami Hocam.  Türk Milli takımının başında Tanjeviç adlı Sırplı bir hoca vardı. Türk Milli takımı sondan bir önceki maç için Sırbistan karşısına çıkacaktı. İşin doğrusu ben '' Bu Sırplı hoca, bizim çocuklara yanlış taktik verir biz de yeniliriz.'' Diye düşünmüştüm ama öyle bir ihanet yapmadı.  Bizimkiler zor da olsa maçı bir sayı ile kazanıp finale çıktılar.
-Valla haklısınız hacım. Bizim çocuklar dinamit gibiydiler o maçta.
-Ayol dinamit ne alaka şimdi?  Konuyu dinamite nasıl getirdin ki? 
-Hay dilimi eşek arısı soksun. Evet, konumuz dinamit değil Milli takımın zaferiydi değil mi?
-Milli takımın en büyük zaferi deyince tabii ki Malazgirt Zaferini de unutmamak lazım.  Ama kabul etmek gerekir ki o zaferde Sultan Alparslan'ın uyguladığı Turan taktiği kadar - Bizans Ordusunda yer alan paralı askerler olan- Peçenek, Uz ve Kuman Türklerinin, Selçukluların tarafına geçmesinin de büyük payı vardır. Ha bir de Sultan Alparslan'ın savaşa başlamadan önce atının kuyruğunu bağlamasının tabii ki... Bu arada aklımdayken sorayım. Sultan Alparslan savaşa başlamadan önce atının kuyruğunu niçin bağladı hocam? 
-Bunun ne önemi var ki hacım?
-Ayol önemi olmasa ortaokul ve lise ders kitaplarında bu olaydan bahsedilir mi hiç?  Sen araştırmacı bir tarihçisin. Bu konuyu bir araştırsana. 
-Tamam, araştırayım. Bakalım sebep neymiş. 

Hacı Mücella Hanım'ın '' Bana niçin T.N.T  kullanmamı önerdin?'' sorusuna cevap almak için açtığı telefonda konu nihayet ''Bamya yemeğini, bamyanın sümüklerini akıtmadan nasıl yaparız?'' a gelmişti ki Ömer, alışverişten döndü.

Hacı Mücella Hanım Ömer'i  kapının dışında pülverizatörle tepeden tırnağa dezenfekte edip astronot elbiselerini dışarıda çıkarttıktan sonra eldivenli eliye, poşetleri içeri taşıdı. Daha sonra tüm poşetleri geniş bir sofra örtüsünün içine boşalttı ve boş poşetleri balkonda bir teneke içinde yakarak imha etti.

Sonra geniş bir leğenin içine su doldurdu.  Suya bir miktar karbonat, bir miktar sirke, bir miktar çamaşır suyu katıp tüm sebzeleri  leğenin içine attı. 

Leğenden çıkarttığı sebzeleri lavaboya doldurup bir kez de lavaboda yıkadıktan sonra tamamen steril, vakumlu poşetlere doldurup buz dolabına koydu.

Akabinde önce ete, kıymaya ve sonrasında balığa da aynı işlemi uyguladı. 

Sıra Ömer'in aylardır hep dışarıda yediği ama bu sefer evde ayaklarını uzatıp yemek istediği çerezlere gelmişti.  Tüm leblebi, fıktık, ay çekirdeklerini eline almıştı ki Ömer diz çökerek yalvardı.

-Anne ! Allah rızası için... Allah rızası için çerezlere dokunma. Onları yıkama bari. 

Hacı Mücella '' Tamam tamam onlar sonraya kalsın '' Diyerek  ekmeğe yöneldi.

-Sana bir kez daha soruyorum: Dışarı çıkıp hiç olmazsa bir saat gezmeme izin veriyor musun vermiyor musun?

Ömer kaşlarını çattı.

-Dışarı çıkmayı unut. Aklına bile getirme.

-Yahu bak on gündür başım dönüyor, tansiyonum düşüyor. Pazartesiye hastaneye gitmek için randevu aldım. Hastaneye gideyim bari. [*]

-Katiyyen olmaz. Hastaneler şu an için en tehlikeli yerler. En çok Korana virüs vak'ası oralarda var.  Ölürüm de bırakmam. Hataneye filan gidemezsin.

-Oğlum ! Hastaneye gitmezsem ama evde başıma bir hal gelirse daha fazla üzülmez misin? 

Ömer düşündü. Annesi haklıydı ama ya hastaneye gittiğinde virüs kaparsa?  O zaman da '' Niçin gitmesine izin verdim'' Diye kahrolacaktı.  Kesin bir ifadeyle tavrını koydu.

-Kesinlikle hastaneye gitmek yok. Evde ben sana en iyi şekilde bakarım.

Hacı Mücella Hanım da kaşlarını çattı.

-O zaman günah benden gider. Bundan sonra sadece sebzeleri, meyveleri, et ve balığı değil ekmeği de yıkayacağım. 

Ama bu tehditler Ömer'i asla yıldırmadı.

-Anneciğim !  Biliyorum zor bir süreç bu..

-Tamam evladım. Zor bir süreç ama el insaf yahu. Dokuz aydır bir tek gün evin kapısından dışarı adım atmadım. Adeta kafes kuşu oldum.

-Anneciğim bu senin sağlığın için...Allah göstermesin sana bir şey olursa ben annesiz nasıl yaşarım? 

Hacı Mücella Hanım, tedbirlere o kadar riayet ediyordu ki dokuz aydır aynı evi paylaştığı oğlu Ömer'e dahi dokunmamıştı  ama şimdi Ömer öylesine bir söz söylemişti ki dayanamadı. kalktı, sevgi ile oğluna sarıldı doya doya...

- İyi ki varsın Ömer'im...İyi ki varsın...

-İyi ki varım tabii ki.  Ben olmasam sen o Hoca Sami Efendi denen herifin tavsiyesiyle hem kendini hem evi havaya uçurmuştun bile çoktan.

Mücella Hanım durdu... Evet ya Hoca Sami Efendiye kendisine niçin T.N.T tavsiye ettiğini soracaktı güya. Oysa en son olarak - Amerika'ya kaçırılan- Kibele heykelinin Tarih öncesine  mi yoksa yazının icadından sonraki dönemlere mi ait olduğunu sormuştu.  
*********************

Değerli dostlar !

Bir daha telefon edip niçin T.N.T önerdiğimi sorarsa T.N.T nin resimde görülen temizlik ürünü olduğunu söyleyeceğim. Siz de sakın durumu çaktırmayın tamam mı? 

*********************
[*] Öykümüzün neredeyse tamamı gerçek olmakla birlikte en gerçek olan kısmı burasıdır. Arkadaşımız Mücella Hanım gerçekten de dokuz aydır hiç dışarı çıkmadığı evinde son on gündür baş dönmesi, tansiyon benzeri bir rahatsızlık yaşamaktadır. Kendisine Allah'tan acil şifalar diliyorum. 

( Kafes Kuşu Mücella başlıklı yazı Sami Biber tarafından 11.12.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu