İklimin soğuk yüzündeyim
Yüzümden düşen binlerce damla
Sükûna sığındığım,
Kimi zaman yarım yamalak
Bir beste.
Aşktan bozma sözcükler
Kilit vurulası bir yürek
Makberin çağrısına delalet
O bitimsiz sessizlik
Oysaki iman gücümde saklı her mısra.
Aşka boyadığım evrende
Saklı tutulası masumiyet
Şerden kaçan bir hikmet
Yükünde ne varsa beşerin
Yüzünü asmadan yaşamak
Sevgiyi basıp bağrına
Ağrına gitse de cehalet.
Ön sözü fıtratın
Gayri kabulü rücu bir asalet
Hani sözcük pazarında
Uçuşan o yürek
Kat çıkılası bir rivayet
Bağrı yanık kelamda saklı onca kanıt
Varsa yoksa içre dönük
Bir aşk ve metanet
Rabbin iken sığınağı
Asil bir duruş ve zaruret
Ölümsüz kılan adeta na’şını.
Pür-ü pak evren ve gök kubbe
Saklı içinde k/özü
Savrulan bir yaprak gibi
Açmaksa yeniden kış rüzgârında
Sökün eden bir tevazu
Yalnızlığa dair esaret
Aşkla büyüyen yolculuk
Yoktan var eden tek varlık
Yoksa mümkün mü yaşamak?
İnancın çağrısı
Ölüm olsa da vücudun son ağrısı.
Ağır yürürken kim dese molla
Sabrın saklı kırbacında
Şükre davet eden bir tecelli
Varlık mı yokluk mu?
Varlıktan kasıt soluk bir ruh mu?
Taşar da taşar enginlere
Sığmaz da bata çıka
Varır bilinmeze.
Bitmek bilmeyen mücadelenin
Söndüremediği feri
Elbet huzurun nakşı
Sözcüklerse ruhun besini
Gönül koymadan yaşamanın meali
İçten sevmelerin dirayeti
Sınandıkça insan günbegün
Sonsuzluğa dairdir her vurgun yediğin.
Mevsimden
Firar eden bir rüzgâr gibi
Savrulduğun ne ki, söyle?
Suskunluğun nezdinde
Sadece inançla dolu bir aşktır
Elbet gözünden sakındığın kadar
Sakar varlığınla şaşkınca yaşarken
aşkın uğruna.