Ç/alıntı olmayan bir aşkın
yansımasıydı şiir aslında hayatın da ta kendisi belki de mağlup gelendi düşler
ve sızan yürekten mevsime şerh düşen bir esinti gibi aşkın havsalasından taşan
duman belli ki İstanbul’a özenmişti içimdeki sitem: hem yalnızlığa düşkün hem
de istila eden binlerce duygudan arda kalan…
Sadece üç beş satır olsaydı keşke en
çok da yazılmayana dair yürekte saklı o duadan da tek haberdar olan yüce
Mevla’m…
Doludizgin kar taneleri
Şüheda dünün de mirasçısı adeta
Elbet içine düşülesi bir yenilgi
Sözcükler payidar
Rafta kalan ömrün da raf ömrü
Bir şiirde gebe şu sızı ne ki?
Rengi ölüm olan gecenin miğferi
Elbet asılı kalan elbet aşamadığım
Elbet aşınan duygularım ve yüreğim…
İstilası mevsimin
İhbarı solgun düşlerimin
İtibarı elbet benliğimin
Ruhtan taşan
Yüreğin de sarmalı
Bir yemin gibi
Öpüp da üç kere başıma koyduğum nimet
gibisi
Olmadı olamazdı da.
Kemerin sıktığı bir belde saklı
heybemden
Taşan nice sözcükler kalıbına
sığmayan
Yüreğin fermanı
Ön sözü olsa olsa şiirin
Alt yazı geçtiğim gün dediğin ne ki?
Sen ki sor beni yazmadıklarımdan.
Köhne bir ev
Göçüğü duyguların
İzafi bir beden ya da zemin
Artık neyse denk düştüğü bilinmezin.
Kayrasında dünün
Güne öykünen mizacım
Taşkınlara sebebiyet veren
İzafi bir aşkın da kul kölesi.
Renkler mahzun ve solgun
Karanlığın tonunda saklı hüzün
Varlığa binaen üç beş şiir
Ötesi ötekileştirildiğim evrende
Ah, olsaydı ya ardımda kalan izin
müdavimi
Habercisidir kalem
Tasnifi duyguların
Rotasında saklı yanık türkü
Meali mi ömrün?
Miladı doldu dolacak hani.
Yazılana kurşun döktüğüm
Seken kurşunda yediğim saçmalar
Aşkın külünde saklı bir resim
Demediklerimden sorun beni.
Yemin Billah tükendim
Bir rivayetse g/izlendiğim
Ne ala ne ala.
Bir rutinde gözyaşlarım
Elbet aşkın ve hayatın rahmeti
Sözcükler düşmezken yakamdan
Düştükçe gözünden nice insanın
Ya, dökmediğim yaşlar?
Sırtını sıvazladığım bir şiir ne ki?
Hangi muradım dillendi ki şiirin
nezdinde
Söylemediklerim saklı Allah katında
Söyleyemediklerimden sorun beni
Elbet geriden benden bir şiir daha kaldıysa.