Bir renk kürüydü aşk
Elbet insanlar da aşk körü…
Yalnızlığın minvalinde s/alındığım
kadar
Aşk idi şiarım ve mezhebim
Çılgınlığıma kafiyeler yüklediğim
Yüklendiğim neydi hem?
Mademki aşk idi şiarım
T/aşkın mizacında
Sehven yenik düştüğüm…
Ah, bir de kendimden firarım
Elbet uyumsuzluğum nazarında
insanların
Çünkü aynıydım ben bir ömür
İçimdeki yangını dışa verdiğim
Sonra da o nem havadan kaptığım
Gel gör ki sönmedi asla yangınım
Büyüdüğüm kadar gözünde kaderin
Büyüttüğüm insanlar ne de olsa
sevgiydi meşrebim.
Tufan öncesi kısacık bir mola
Hayata.
Bestelerin rüzgârı değil hem renk
katan ruhuma.
Varlıkta saklı madem hiçlik
Gönül tezgâhında denk düştüğüm illet:
Ne çok sevmişim insanları
Kendimsiz bir dünya hayali bile
Işık tutmuşken hüznüme.
Mavilerden ördüm bu gün saçlarımı
Azıcık kar yağsa da ince ince
Hala çocuk kalabildiğim asla değil
bir kinaye.
Kimse kindar
Kimse yokluk kadar değilken umurumda
Elbet yalan söyledim
Yoksa bu kadar acıyı yüklenmeseydim
Sevebilir miydim kendimi?
Sevildiğim de aşikâr Rabbin indinde
En sevdiğim bazen şaştığım
Tövbelere sığınıp avuçlarımı sadece
O’na açtığım.
Nazarında insanların direttiğim
Sevginin
Rüzgârında savrulduğum
Aşikâr kılınan
Neyse rengimle bazen solduğum
Yine de her gece yazarken
Çiçekler açtığım.
Mezarım da hazır hani:
Şiirlere nazır
Bir de kayıtsızlığı ile kimse
savurduğu rüzgârı
Aleyhime
Gel gör ki;
Ilık bir meltem gibi sevdim insanları
Allah’ın nezdinde.