Bir reverans atfedilen…
Sökülen dikişin yerine konan bir
tebessüm misali
Renkleri giyinen öksüz sözcükler
Yetim bir çocuk olduğuma ne şüphe?
Ah, semazen etekleri yalnızlığımın
Yere göğe sığamadığımın ertesi
Bir yaşsa düşen gözümden
Ne ki ah, ne ki?
Varlığıma atıfta bulunan şu yerküre
Elbet sevgidir mezuram
En çok da tefe konan saf yanım
Hangi akiste?
Hangi şeritte saklıdır söyle
anlatamadıklarım?
Yazgımın ertesi
Şunca yazdığımın ne ki meali?
Elbet Hakkın nezdinde
En çok kabul görmeyi dilediğim
Yaşadığım şu yarım asırlık ömürde
Neyse dikiş tutturamadığım.
Koşmanın keyfi aşkın dilinde
Pervane misali dönendiğim
Aşkın ateşinde yanmakla hemhal
Varsa bir yiğit çıksın da söylesin
hani…
Neymiş içimden taşan rüzgâr?
Neye mi meylettim ben durduk yere?
Elbet razı geldiği kaderimin
En çok da hırçın haletiruhiyeme
teessüf ettiğim
Katmerli acılarsa yüklendiğim
Ne ki o çan eğrisi?
Ne ki küfemde saklı bunca alın teri?
Soyutlandığım nice insan izleği
Oysaki Hakkın rahmetiydi bahşedilen
Allah rızası için yaşayıp da sevdim
madem.
Kisvesi sarnıcın
Ah, bitmedi kinayesi insan denen
canlının
Neyse ne direndiğim bir ömür?
Ötesinde alnımın akıyla yaşadım devir
daim yaptığım
Hüzünle iştigal
Bazen öğütüldüğüm o çarklar ki
Sunumu evrenin
Göğe her b/aktığımda
Dünüme attığım her çentik
İzafi bir küre ise içimde saklı
İnancın ötesinde olamaz tek kaide
Elbet beni en tepeye taşıyası…
En devrik cümlelerde gizlendiğim
En sadık sözcüklerle s/özlendiğim
Ömür yeter ya da yetmez elbet
sabredeceğim
Haiz olduğum şu divane mizacım
Bazen fevri yüreğimle de dağı taşı
deler bentleri de aşarım
İzni olduğunca Rabbimin
Metruk hanelerden firarıdır
varlığımın
Kor bir hecede sürüklendiğim
Küflü de değil asla mazim
Kürediğim sadece iman gücüyle koca
evreni tavaf ettiğim
İnanılmazın ötesinde şahittir Rabbim
Sözüme özüme sadık bir neferim ki
Tek korkum yanlış yapmaktır O’nun
nezdinde.
Aşkın sedası seması
Özgürlüğüm saklıdır sadece yazarken
yazımı
Nazımla niyazımla otağı kurduğum bir
cennet ki
Yaratılanı hep sevdim ilk günden beri
Katıksız yüklendiğim kendime
Saflığımla saf tuttuğum her gerçekte
Dilemması ruhun
Belki de kâbusu unutulmuşluğun
İndinde rahmetin
Şükür ki benzemediğim birilerine
Sabrımla aşacağım da daha çok yol
uzanır önümde
Şükür ve minnet dolu benliğim
Tuttuğum yas ne ki akan yaşların
izinde
Sürüklendiğim kadar s/avunduğum
Gaipten gelen coşkumla el pençe divan
Kaderin genzinde yansam da kederin
hükmünde
Elbet yolumdan asla sapmayacağım.