Doğruyu yaşıyorum
Doğru yoldayım
Doğruyu bana mı öğreteceksin
Kim doğru ki ben düzeleyim
Kur’an da diyor, ayet "Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!" (Hûd: 112)
Peki bizim inandığımız doğru mu? Doğru dediğimizde sonu acıya mı, mutluluğa mı gidiyor… Her saniye belki eleştirdiğimiz, doğrusunu yaşatmak için çabaladığımız nedir?
Çalışmak doğru deriz mesela… İnsan çalışırken amacı da önemli… Sigara içeriz izmaritini sönmeden arabadan dışarı atarız… Attığımız yerde ne olur demeyiz. Yola devam ederiz. Arabamızda ürettiğimiz sebzeyi taşırız. Hale götürmek için çabalarız… Bu bizim için çalışmaktır ve doğrudur. Ama yolculuk sırasında attığımız izmarit ormanı yakmış, asırlarca zor yetişen ağaçlar yanmış, ormanda yaşayan köylülerin evleri kül olmuş, belki ölenler de olmuştur. Şimdi sizin helalinden kazan mesajınız ile gösterdiğiniz kişisel doğruluk, doğruluk mu? Çalışmak doğrudur ama onu besleyen güzel ahlakta onunla beslenmelidir.
Çocuğa çalış diyoruz. Çocuk çalışmayınca, en kestirme yoldan dövmeyi ve şiddeti uyguluyoruz. Neden çalışmadığını kaç kişi araştırıyor ki? Çalışmaya neden olan koşulları kim anlatıyor da, çocuk anlıyor ki? Çocuk dövülmeye razı, okulda bir kaç arkadaşını o da dövüyor. Döverek istediğine ulaşıyor. Belki iyi puan almak için çalışan çocuğu korkutarak sınavda kopya çekmeye zorluyordur. Hani iyi puan alırsa baba dövmez ya… Baba, işte diyor çocuk çalışıyor ve güzel notlar alıyor, herşey yolunda diyor. Baba çalışmak güzeldir diyor ve çocuk çalışmayı şer yollardan anlıyor. Babanın gözünde çocuk çalışmış görünüyor.
Bana göre doğru, başkasına göre yalan oluyor böylece… Öylesi paylaşılıyor ki, çaldığı mala benim hakkımdır diyor çalan… Çaldığımı yemeliyim yargısı onun doğrusu oluyor. Ben bu malı çalarken, plan yaptım, para harcadım, her ihtimali kurguladım. Bu da çalışmak değil mi diyor. Hani birde tereyağından kıl çeker gibi aldım elinden… Bu artık benim olmalı ve ben yemeliyim, ben harcamalıyım diyor. Ancak bu nasıl doğru olabilir ki, yaptığı anlaşılıyor ve hapsi boyluyor. Bu yaklaşım onun doğrusu, başkasının değil…
Doğru nedir peki… Doğru yaşanıldığında başkasına zarar vermeyen, içinde kul hakkı olmayan, sonunda günah ve acıyı tattırmayan olmalı. Ne yaşanılırsa yaşanılsın hiç kimsenin kul hakkı ihlal etti dememesi gerekiyor. Adalet nerede diyen de olmamalı. Bu nasıl vicdanlarda yer edebilir ki? Bunun kontrolünü kim yapabilir ki? İşte temel soru da bu olmalı… Hesap sorana hesabın verileceği yüce makam. Bunu yaparsam, doğru mu yapıyorum yanlış mı yapıyorum diyen her kalpte bekçinin, polisin olması… Duygudaş yaşaması. Madem doğru yapıyorum niçin sorgulanıyorum diyorsanız, sizin doğrunuz doğru değildir. Tekrar gözden geçirin. Doğruya varan tek yol var. Onun hükümlerini belirleyen de yüce bir kitap var. Sorgulayacak Rabbim, her doğruyu, herkese eşit düzeyde anlatmış yüce kitabında. Eğer kim o doğrulara isyan eder, kendine göre doğruyu belirlerse, elbette sonu iki dünyada da hüsran olacaktır. Allah bu yola, bu yanlış doğrulara gidenlerden bizi esirgesin inşallah…
Çıkıyorum dışarıya, herkes diyor ki, ben en doğruyu yapıyorum. Hadi oradan da diyemiyorum. Bak site hayatı yaygınlaştı, hırsızlık arttığı için bu. O sitede oturanların bazıları da belki de çalıyor başka türlü, çaldığını korumak için orada yaşıyor. İşte doğrudan ne anladığımız önemli olan. Herkese göre doğru Kur’anda. Eğer ona göre konuşup ben doğruyum diyorsanız, siz doğrusunuz. Bundan şüphe etmiyorum. Hatta bunu diyen hiç bir yerde adaletsizlikte olmaz, türlü türlü çalmakta.
Bizim toplumda kim doğruyu yaşıyor ki? Belki de küçücük bir azınlık, sayılacak kadar. Bu yüzden de başımızdan acılar, hastalıklar ve adaletsizlikler eksik olmuyor. Biz doğruyu yaşarsak bunlar başımıza gelir mi? Üstelik bu acılar başımıza geldiğinde yaptığımız dualar… Neye şükrettin ki, ne ibadet ettin ki, hangi doğruyu yaşadın ki, kış geldi mi Ağustos böceği misali karıncanın kapısını çalıyorsun? Keşke yanlıştan tövbe deyip dönebilsen ve sorun ortadan kalktıktan sonra da bir daha o yanlışa heves etmesen.
Kur’anın doğrusunu yaşayalım ki, bizde dosdoğruyu yaşıyoruz diyelim. O zaman hepimizin yaşadığı tek doğrumuz da bu olur…
Saffet Kuramaz