SULTAN II. ABDÜLHAMİT KAİSER WİLHELM’İN KARISI AUGUSTA WİCTORİA’YI
NASIL YATAĞA ATTI?
Evet..Bizim yalan söyleyen
tarihin yazmadığı müthiş
bir olayın kapılarını açıyoruz
bugün. Hem de tüm kaynaklarıyla...
Bilindiği gibi ( Herkes bunu
mutlaka bilir ) Almaya 1870
yılında Milli birliğini kurmuştu. Yani o
güne kadar ayrı ayrı
eyalet devletleri olarak
yaşayan Almanlar 1870
yılında artık Almanya
olarak tek devlet
oldular.
Rivayet olunur ki
çok ileriki yıllarda Türkiye’de ortaya
çıkan ''Tek Millet- Tek Bayrak- Tek Vatan- Tek Devlet'' sloganının temelini
bu Alman Milli Birliği
oluşturmuştur.
Neyse ana konumuza dönelim.
İşte bu
devlette 1859 yılında dünyaya
geldi Wilhelm.
Babası 3. Friedich 1888 de sadece 99
gün oturduğu imparatorluk
tahtında gırtlak kanseri
sebebiyle nalları dikince
yerine oğlu Wilhelm
tahta geçti 29 yaşında.
O sıralarda Osmanlı tahtında
II. Abdülhamit bulunuyordu.
II. Abdülhamit 1842 doğumluydu. Bu hesapça
II. Wilhelm’den on yedi yaş
büyüktü. 1876 da tahta geçtiğine göre demek
oluyor ki tahta geçtiğinde
de 34 Yaşındaydı.
Evet... II. Abdülhamit Wilhelm’in Alman
tahtına geçtiğini öğrenince
ona bir mektup ve bol
miktarda hediyeler göndererek imparatorluğunu kutladı.
Lakin Wilhelm II. Abdülhamit’e sadece
‘’ Danke Schön’’( Biz kısaca ‘’danke
şön’’ diyoruz) dedi cevabi
mektubunda. II. Abdülhamit buna
çok sinirlendi doğal olarak
ve ‘’ Ulan ben sana
o kadar hediye göndermişim.
Üç sayfa
mektup yazmışım. Sen bana
sadece Danke şön ha ! Ben de senin senin avradını .... bana da Hamit
demesinler.’’ Dedi [ Kaynak:
İbn’ül Emin Mehmet Seyfeddin Paşa- II. Abdülhamid’den Hatıralar-
Sa. 219 ]
Evet söz
bir kere ağızdan çıkmıştı ve
Padişah Abdülhamid sözüne
çok sadık biriydi. İyi ama Kaiser
Wilhelm’in 1881 de evlendiği güzeller
güzeli karısı Wictoria
Augusta’yı nasıl yatağa
atacaktı? Bunun için
öncelikle kadını Memalik-i Âl-i Osman’a getirmesi gerekirdi. Her ne
kadar deplasmanda atılan bir
gol iki gol
sayılsa da kendisinin amcası Abdülaziz
gibi Almanya’ya gitmesi
münasip olmazdı. Öte taraftan
oldukça dindar bir
padişahtı Sultan Hamid. Ama
yapacağı şey düpedüz
zinaydı.
Bir gün
deniz sahiline indi
Şeyhülislamla. Bu ikilemden kurtulmak
için ondan fetva
almalıydı. Konuyu Şeyhülislama açtı. Lakin
kulakları ağır işiten Şeyhülislam konuyu artık
ne anladıysa Boğazda
kulağına kar suyu
kaçtığı için sersem sersem
yüzen balıklara bakarak
tamamen alakasız bir
cevap verdi: ‘’Müşkilinizin cevabı şudur ki hünkarım: Battı balık
yan gider.’’ [ Kaynak:
Başbakanlık Osmanlı Arşivi- Sultan II.
Abdülhamit Dönemi fetvaları- Fetva no 1185 ]
Sultan Abdülhamid fetvayı da
almıştı. Bundan sonrasında yapılacak
tek şey ne
yapıp edip Wilhelm
ve karısı Wictoria ‘yı
İstanbul’a getirtmekti.
Önceleri mektup trafiğini
yoğunlaştırdı ama Wilhelm’i bir
türlü eşiyle birlikte İstanbul’a gelmeye razı
edemiyordu. Bunun için II. Wilhelm'i
can evinden vuracak
bir teklif sunmalıydı. Düşündü taşındı
ve sonunda buldu: Eğer
ona üzeri Osmanlı
nişanları ile dolu
bir Osmanlı Paşası üniformasını
bizzat kendi elleriyle
takdim edeceğini ve
kendisi ile eşini sırf
onlar için yaptıracağı
bir köşkte ağırlayacağını yazarsa
Wilhelm mutlaka gelirdi
İstanbul’a.
Nitekim de öyle oldu.
Önce Wilhelm ve Wictoria
için Yıldız Sarayının hemen yanında
Şale Köşkünü yaptırdı. Ardından çok
güzel bir Osmanlı
Paşası kıyafeti hazırlattı ve son olarak ‘’ Eğer gelirsen
sana Ayasofya’yı da gezdireceğim.
‘’ Deyince Wilhelm dayanamadı ve eşi Wictoria ile
birlikte geleceklerini bildirdi.
II. Abdülhamid derhal bir
tren hazırlattı ve ayrıca
Müşir Ali Nizami Paşa
ile Keçecizade Fuat Paşa’yı taa
Berlin’e yolladı bu
kefere ve maiyetine
refakat etsinler diye. Lakin
Wilhelm ‘’ Önce Yunanistan’a uğrayacağım
Yunan veliaht prensi
Konstantin’in düğünü için. Oradan
deniz yoluyla ve
kendi gemilerimizle geliriz’’
Diye haber yollayınca
II. Abdülhamit daha da bir
köpürdü ve ‘’Eh
artık senin avradını.... farz
oldu.’’ Dedi. [ Kaynak: Tevarih-i
Âl-i Osman Cilt 9 Sa. 317 ]
Neyse efendim. Sonunda 2 Kasım 1889 da
II. Wilhelm ve eşi Wictoria geldiler. Gelir gelmez
Wilhelm’e Osmanlı Paşası kıyafetleri
giydirildi ve II.
Abdülhamit’in huzuruna çıktı
karısı ile.
II. Abdülhamid karşısında Wictoria’yı görünce
çarpıldı adeta. Kadın
gerçekten de çok güzeldi.
II. Abdülhamit önce II. Wilhelm ile kısaca
tokalaştıktan sonra Victoria’nın enini
tuttu zarafetle ve onun
parmaklarını dudaklarına götürdü. O
anda protokolü filan
tamamen unutmuştu. Buğulu
bir sesle Şeyh
Galip’in mısralarını okumaya
başladı:
Fâriğ olmam eylesen yüz bin cefâ sevdim seni
Böyle yazmış alnıma kilk-î kazâ sevdim seni
Ben bu sözden dönmezem devreyledikçe nûh-felek
Şâhid olsun aşkıma arz u semâ sevdim seni