Yansız bir düşüm ben ve acılarla
hemhal düştüğüm değildi aşka düşkünlüğüm belki de tek kişilik aşklara.
Hoyrat bir rüzgârdım ben
Feleğin çemberinden geçen sen,
büyücü.
Asalet yüklü bir iklimsem ta ilk
günden
Gel gör ki kamburu çıkmıştı
insanlığın
Hicvi yitikti düşlerin
Hazmedemediğim bunca yalan ve kin
Destursuz başlamadım ben hayata.
Yatıştı hava
İçimde saklı nemli ve ıslak bir
yolculuk
Kendi emeğim
Yürek terim
Alnımın beyazı
Kibirli bir sevgiydi madem peşine
düştüğünüz
Ya, ben neyin peşindeydim?
Bir ırksa acı
Bir rakımsa yalnızlık
Ve ulaşılmazlığım
Uzatmadan söyleyeyim o zaman:
Kıssadan hisse
Neyse derdim sözümü sakınmadım
Sancılı olsa doğum ne ki?
Bunca ölümü yaşayıp
Ayakta kalmanın da hikmeti
T/aşkın yüreğim
Devasa bir rahmet sunulan
Kıyıda köşede kalmış üç beş sefil
gölge
Kaderdi boynumun kıldan ince olduğu
Ve o imla hatası:
Kader mademki dönüşmüştü ansızın
kedere
İstifli sözcükler
Kökten yalancı müdavimi nefsinin
Nefesim yettiğince direneceğim ben bu
yalancı dünyaya
Yabancısı olsam da hayatın
Ne de olsa sezilerimse saklı esrik
heceler
Kalbimse gün doğumu
En çok da karanlığı sevdim
Çünkü içimin ışığı idi yolumu
aydınlatan
Bu aydınlık dahi batmışken insanlara.
İnsan.
İnsanım.
İnsansınız madem.
İlla ki matemle mi örtüşmeliydi
sevgim?
Kendimden çok sevmişken cihanı
Yansız
Yargısız infaz ve de:
Adı çıkmıştı bir kez ruhumun
Yüreğimdeki o ince ayar
Ne beynamaz ne yobaz
Aşkı da rahmeti de sevgiyi de
dilimleyen
Dillenen ihaneti ve yalanı insanın
Haset yüklü gölgelerden çektiğim
Yetmedi mi?
Yetemedim ben size.
Yatıp kalkıp da şükrettim Rabbime.
Üstelik sizleri sizden dahi çok
sevmiştim…