NOEL BABA- COCA COLA- İMAM ZEYNELABİDİN(R.A) VE  DUASI--2. BÖLÜM 


Hz. Zeynelabidin ( R.A.) 659  yılında  Medine'de  doğmuştur.  Babası  Hz.  Hüseyin'dir. Annesi ise  son  Sasani  Hükümdarı  III.  Yezdcerd'in  kızı  olan  Şehribanu'dur. (  Bu  vesileyle  Osmanlı  padişahlarını  yabancı  kadınlarla  evlendikleri  için  yerden  yere  çalanların  da  kulaklarını  çınlatalım  biraz.  Şehribanu Hatun  Hem  Fars  kökenliydi  hem  de  evlenmeden  önce  Mecusi  idi ) 

Genel  kanıya  göre  659  yılında  doğmuş  olduğuna  göre  Kerbela  olayında  21-22  yaşlarında  olması  gerekir.  Ancak  bu  olay  sırasında  oldukça  hasta  olması  sebebiyle  düşmanlarıyla  savaşamamış  olduğundan  ve  Hz.  Zeyneb'in  çabalarıyla  katliamdan  kurtulmuş  bu  sebeple  de  Hz.  Peygamberin  soyu  için  ikinci  Nuh olarak  kabul  edilmişti. 

Kerbela  olayından  sonra  kendisini  tamamen  dine-  ilim  çalışmalarına  ve  hayır  işlerine  verdi. 

Çok secde ettiği için ‘’Seccad’, ve çok ibadet etmekten dolayı alın ve dizleri nasırlaşmış olduğundan ‘’Zu’s-Sefinat’’ Gibi lakaplarla da anılırdı.

Zaman zaman hapis, sürgün ve benzeri işkenceler yaşadı ve 714 yılında Emevi Halifesi Hişam’ın emriyle zehirletilerek öldürüldüğü rivayet edilir.

Şimdi gelelim Hz. Zeynel Abidin’in(R.A) bir diğer özelliğine ki yazımızın ana konusu da buydu zaten. Bu özelliğini ise biz değil doğrudan doğruya onun oğlu ve 5. İmam olan İmam Bakır Hazretleri(R.A) anlatsın bize.

İmam Bakır(R.A) , babası Zeynel Abidin hakkında diyor ki:

“Babam İmam Seccad(R.A) , gecenin zil karanlığında evden çıkıyordu, içerisinde dirhem ve dinar demetleri olan dağarcığı sırtına atarak onları fakirlere götürüyordu. Bazen de sırtına ekmek veya odun alarak yoksulların kapılarına gidip o kapıları çalıyordu, evden çıkana o getirdiği şeylerden veriyordu. Fakire bir şey verdiğinde ise tanınmaması için yüzünü kapatıyordu.

Fakir ve yoksullar, İmam vefat ettiğinde, o bağışları bir daha göremeyince, kendilerine bağışta bulunan şahsın İmam Zeynel Abidin(R.A) olduğunu anlamış oldular. İmam’a gusül vermek için onu gasilhaneye bıraktıklarında( Yani cenazesini yıkayacakları zaman) onun sırtında, devenin dizindeki izi andıran bir iz gördüler. Bu iz, sırtında yoksulların evlerine taşıdığı dağarcıkların bıraktıkları izdi…

And olsun ki, babam İmam Seccad(R.A), Medine halkının fakirlerinden yüz fakir ailenin geçimini sağlıyordu. Sofrasının başına, çaresiz yetim, âma, kötürüm ve yoksulların hazır olmasını severdi. Kendi eliyle onlara yemek yedirirdi. Onlardan aile sahibi olanların ailelerine yemek götürüyordu.” 
( Bunlar sadece İmam Bakır Hazretlerinin(R.A) sözleri değil. Daha pek çok kaynakta Hz. Zeynel Abidin(R.A) bu şekilde tanıtılıyor.)

Bizler maalesef yanına gelip ondan sadaka isteyen birine ‘’Azığımı ahrete taşıyan kişiye merhaba’’ Diyen, taşıdığı yardım malzemesini kimin getirdiği bilinmesin diye yüzünü kapatan, sırtında -küfe taşımak sebebiyle- yaralar oluşan, kendisine ‘’Senden sadaka isteyen herkese bir şeyler veriyorsun ya fakir değilse?’’ diyenlere ‘’ Ya fakirse?’’ diye cevap veren Hz. Zeynel Abidin’i(R.A) değil de evlere ‘’Ho ho hooo’’ sesleriyle bacalardan giren, Ren geyikleriyle göklerde dolaşan ve gerçekte hiç kimseye hiçbir şey getirmeyen hayali Noel Babayı tanıyoruz. 

Evet. Hz. Ali’nin torunu Zeynel Abidin’i(R.A) değil, Haddon Sundblum’un  uydurduğu Noel Babayı tanıyoruz

Neyse…Yazımızı Hz. Zeynelabidin’in(R.A) ‘’ Sahife-i Seccadiye’’ adlı ve içinde 57 dua bulunan kitabından bir dua ile noktalayalım:

Herkese mutlu ve huzurlu daha nice yeni yıllar diliyorum.

HZ. ZEYNELABİDİN'İN  DUASI:
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bismillahirrahmanirrahim (Rahman ve Rahim olan ALLAH’ın adıyla)

Ey günahkarların rahmetinden imdat diledikleri!

Ey zorda kalanların ihsanına sığındıkları!

Ey hatalıların korkusundan feryat ettikleri!

Ey yalnızlık çeken gariplerin can dostu!

Ey sıkıntı içindeki kederlilerin kurtuluş mercii!

Ey yardımsız terk edilmiş kimsesizlerin medetkarı!

Ey kapılardan kovulmuş muhtaçların yardımcısı olan ALLAH’ım!

Rahmeti ve ilmiyle her şeyi kuşatan SENSİN.

Nimetinden her varlığa pay ayıran SENSİN.

Affı cezasından daha yüksek olan SENSİN.

Rahmeti gazabının önünde giden SENSİN.

İhsanı esirgemesinden daha çok olan SENSİN.

Bütün yaratılmışları engin ilim ve rahmetiyle kuşatan SENSİN.

Lütufta bulunduklarına ceza vermek istemeyen SENSİN.

Kendisine karşı gelenlere ceza vermede aşırı gitmeyen SENSİN.

Ben ise ,ya Rabbi,kendisini duaya çağırıp da, çağrına "Başım, gözüm üstüne!" deyip icabet eden aciz bir kulunum.

İşte ben kendimi huzuruna atmış bulunmaktayım.

Günahların belini büktüğü bir kimseyim.

Hatalarla ömrünü boşa tüketmiş, sana karşı hiç kendisine yakışmaz cahilliğinden dolayı emirlerine karşı gelmiş bir günahkarım.

Ya Rabbi !

Dua eden kuluna merhamet eder misin ki, sana yalvarıp yakarayım?

Göz yaşları içerisinde kapına geleni affeder misin ki, göz yaşlarımı sel edeyim?

Zillet içerisinde yerlere yüz süreni bağışlar mısın?

Sana bel bağlayarak yoksulluğunu dile getirenin ihtiyacını karşılar mısın?

Ya Rabbi ! Senden başka ihsan edecek kimsesi bulunmayanı eli boş çevirme.

Senden başka ihtiyacı giderecek kimsesi olmayanı yardımsız bırakma.Ya Rabbi!

Hz.Muhammed(S.A.V.) ve âline salat eyle.

Ben Sana yönelmişken yüzünü benden çevirme.

Sana isteğimi arz etmişken beni mahrum bırakma.

Huzuruna el pençe divan durmaya gelmişken beni red ile karşılama.

Zâtını rahmetle niteleyen Sensin.

Hz.Muhammed(S.A.V.) ve Aline salat eyle,bana da merhamet buyur.

Zâtına "Affedici" ismini veren Sensin,beni de affet.

Korkudan göz yaşlarımın akışını,azametinden kalbimin ürperişini,heybetinden el ve ayaklarımın titreyişini şüphesiz görüyorsun.Tüm bunlar,kötü amellerimden dolayı senden haya ettiğim içindir.Sana yalvarmaktan bu yüzden sesim kısılmış ,el açıp dua etmekten dilim tutulmuştur.

Ya Rabbi! Sana hamd olsun.

Nice ayıplarım var ki, sen üzerini örtmüş, beni rezil rüsva etmemişsin.

Nice günahlarım var ki, üstünü kapatmış, beni teşhir etmemişsin.

Nice çirkinliklerim var ki,sen çok iyi bildiğin halde üzerinden perdeyi yırtmamış,ayıbını bir tasma gibi boynuma geçirmemiş,kusurlarımı yakalamak için fırsat kollayanlara ve üzerimdeki nimetlerini kıskananlara karşı beni rezil etmemişsin.

Sonra tüm bu lütufların bile, yine senin bildiğin başka kötülüklerin peşinde koşmama engel olmamıştır.

Doğru yoluna karşı benden daha cahil kim olabilir ki?

Şansını kullanmakta benden daha gafili var mı ki?

Nefsini ıslah etmekten benden daha uzak kimse bulunabilir mi ki?

Ben ki, bolca lütfettiğin nimetlerini, beni sakındırdığın işlerde kullanmamaktayım.

Haksızlığa benden daha çok dalmış, kötülüğe karşı cüretkar kim var ki?

Ben ki ,Senin davetin ile, kendisini çok iyi tanıdığım, hilelerine defalarca tanık olduğum şeytanın vesvesesi arasında kaldığımda,senin davetin Cennete onunkinin Cehenneme olduğunu bile bile onun çağrısına uyuyorum!

Seni her türlü kusurdan tenzih ederim.

Nefsim hakkında tanıklık ettiğim ve sayıp döktüğüm bu çirkin gizli işlerim ne kadar hayrete değerse,bana karşı bunca hilmin ve cezalandırmada acele etmeyişin de o kadar hayranlık uyandırıcıdır.

Şüphesiz bu ,benim senin yanındaki değerimden dolayı değildir. Aksine engin hilmin ve bana olan lutuf ve kereminden ileri gelmektedir. Böylece, gazabın celb edici günahlardan el çekmeme,benliğimi yıpratan kötülüklerden vazgeçmeme fırsat tanıyorsun. Çünkü, kulunu affetmeyi ,onu cezalandırmaktan daha çok seviyorsun.

Ya Rabbi! Ben sana tüm ayıplarımı tek tek sayamayacak ve günahlarımı anamayacak kadar günahkarım.

Hayatımda çirkin izler bırakmış, kötü fiiler işlemiş, batıl işlere cüretkarlık göstermiş, taatinde gevşek davranmış, tehditlerini dikkate almamış biriyim.

Tüm bu acı itiraflarımla, günahkarların durumunu yeniden yoluna koyan şefkatini celbetmek istiyor, suçluların boynundaki boyunduruğu çözen rahmetini umuyorum.

Allah’ım!  İşte boynum; günahlar birer birer tasma gibi sarmış.

Hz.Muhammed(S.A.V.) ve âline salat eyle ve boynumdaki günah boyunduruğunu affınla çöz.

İşte sırtım; günah yükü altında kırılmak üzere, Hz.Muhammed(S.A.V.) ve Aline salat eyle ve lütfunla yükümü hafiflet!

Ya Rabbi ! Huzurunda kirpiklerim dökülünceye kadar ağlasam, sesim kesilinceye kadar feryat etsem, ayaklarım şişinceye kadar kıyamda ,belim kırılıncaya kadar rükuda dursam, göz bebeklerimi kaybedinceye kadar secdeye kapansam, ömrümün sonuna kadar bu halde toprak yesem, hayatım boyunca göz yaşımı içsem, dilim kuruyuncaya dek hep seni ansam ve sana karşı utancımdan dolayı başımı kaldırıp yukarı bakmasam, günahlarımdan bir tanesinin bile silinmesini hak edemem.

Bağışlamana layık bulup bağışlıyor, affına layık görüp affediyorsan, bu kesinlikle benim bunu gerekli hale getirdiğimden değildir ve bir zorunluluk olarak buna hak kazanmış değilim. Çünkü, sana daha ilk karşı gelişimde cezam cehennemdir. Dolayısıyla bana azap edecek olsan zulmetmiş olmazsın.

Senin her şeye gücün yeter.

ALLAH,Hz.Muhammed (S.A.V.) ve temiz âline(Ailesine) salat eylesin!

( Noel Baba- Coca Cola- İmam Zeynelabidin(r.a) Ve Duası--2. Bölüm başlıklı yazı Sami Biber tarafından 1.01.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu