1 Eylül 2013

                                                 

                  Karaşahin Holding Yönetim Kurulu üyesi ve Karaşahin İnşaat A.Ş Yönetim Kurulu başkanı İbrahim Hakkı Karaşahin İstanbul’da bulunduğu zamanlarda karısını mutlaka yemeğe çıkarırdı. Bu gün de öyle olmuştu. Bu sabah için kahvaltı için program yapmışlardı.  Arabayı Oylum kullanıyordu.

-Canım hayırdır.

-Dün Mahmut aradı canım. Akaryakıt’a idare binası yapılacakmış. Dayı yengemle birlikte kahvaltı yapsak dedi.

-Mahmut kim İbrahim. Tanıyor muyum?

-Tanımazsın canım,  Ali ağabeyimin yeğeni. Bana dayı der. Akaryakıt’ın müdürü.

-Yanında getirdiğin çocuklar kim İbrahim?

                  İbrahim Hakkı kararsız Oylum’a baktı.

-Yakın akrabalar Oylum. Yeğenlerim.

-Yeğen derken İbrahim? Ali ağabeyin deme sakın.

                  İbrahim Hakkı güldü.

-Orhan’ın çocukları Oylum.

-Orhan’ın haberi var mı çocukları olduğundan İbrahim.

-Yok. Ali ağabeyimle ben biliyorduk. Bir de sen. Ali ağabeyim yakında açıklayacak sanırım.

-Orhan sana zarar vermesin İbrahim. Gizli iş çeviriyorsun diye.

-Ali ağabeyime bir şey diyemez Oylum. Önceden haberi olsaydı zarar verebilirdi. Artık veremez.

-Umarım dediğin gibi olur İbrahim.

 

                  İbrahim Hakkı ve Oylum Karaşahin Harun Saraylı’nın sahibi olduğu Elit Otel’in lüks kahvaltı salonuna girdiklerinde Karaşahin Petrol-Akaryakıt Genel Müdürü Mahmut Karakurt onları bekliyordu.

                  Mahmut Karakurt gelenleri görünce ceketini ilikleyip saygıyla ayağa kalktı. İbrahim Hakkı’nın elini öptü. Oylum elini öptürmedi. Böyle ritüellere alışkın değildi. Oturdular. Garsonlar kahvaltı servisi açarken konuşmadılar.

-İşler nasıl gidiyor Mahmut? Nasılsın?

-İyiyim dayı şükür. İşler bildiğin gibi. Nerelerdesin dayı görüşemiyoruz.

-Arabanın üstünde şantiyeleri geziyorum Mahmut bildiğin gibi. Sen ne hayır?

-Üç parça araziyi birleştirdik dayı. İdare binası yapma planımız var. Ali dayımla görüştüm. İbrahim dayın inşaatı Oylum yengen projeyi ayarlasın halledelim dedi.

                  Çantasından çıkardığı dosyayı Oylum’a uzattı.

-950-1000 metre kare bir yer. Biraz küçük biraz da yamuk yenge.

                  Oylum dosyayı üstünkörü inceledi.

-Problem değil Mahmut. Kare, dikdörtgen, altı gen yamuk fark etmez. Önce tapu ve belediye işlerini halledelim. Binayı çizmek problem değil. Kafanda ne var?

-İstanbul’daki ve Anadolu’daki tüm istasyonları tek elden kontrol etmek istiyorum yenge. Holding’te kullandığımız odalar yetmemeye başladı. En az iki katlı, muhasebe ve operasyon odaları olmalı. Ben prefabrik olabilir dedim ama Ali dayım sağlam bir inşaat olsun dedi.

İbrahim Hakkı gülerek lafa karıştı.

-Ali dayın haklı Mahmut. Prefabrik bina yaptırırsan biz ne yiyeceğiz?

-Tamam Mahmut. Bir iki gün içinde arsaya bakarım. Arsanın durumuna göre bir taslak hazırlar sana bildiririm. Ali dayınla da görüşmem lazım. Depo istiyorlar mı istemiyorlar mı sorarım.

-Ne deposu yenge?

-Ali dayın yaptırdığı her binanın altına depo ister Mahmut. Holding şirketleri için. Peşin söyleyeyim ben binalarımı çok odalı çizerim. Daha sonra projeyi bozup tadilat yapılmasından nefret ederim. Kartın var mı?

                  Mahmut’un uzattığı kartı ve dosyayı çantasına koydu. Bu sırada Mahmut kalktı.

-Size afiyet olsun dayı. Memnun oldum yenge.

-Kahvaltını bitirseydin Mahmut.

-İşlerim var dayı. İlk müsait zamanda birlikte yemek yiyelim.

-Tamam Mahmut. Sana kolay gelsin.

( Bereli 12 başlıklı yazı Mustafa ESER tarafından 2/4/2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu