Karaşahin Otomotiv.
İlhan Murat elinde kâğıtlarla
alt kata indi. Küçük ofise girdi. Genç kadın ve Ufuk aralarında yüksek sesle
konuşuyorlardı.
-Ne demek ya!! Parayı
alırken iyiydi.
-İlhan geldi Ufuk sus
istersen.
İçeri giren İlhan Murat
aşağılayıcı bir sırıtıkla muhatabına baktı.
-Ooo ufukçuğum da
gelmiş.
Oturduğu koltuktan ayağa
kalkan Ufuk adındaki gencin yakasını topladı.
-Sen beni aptal mı
sanıyorsun lan!
-İlhan Bey lütfen
ama!
-Kes lan. Doğru
konuşuyorsun. Senden 400 bin aldım. Sana cillop gibi sıfır araba verdim. Sen ne
yaptın? Arabaya soydurdun. Yetmedi gelip beni dolandırmaya kalktın. Otur
yerine.
Ufuk morali bozuk oturdu.
-Hayatta en nefret
ettiğim şey aklımla dalga geçilmesidir Ufuk. Arabana kasko yaptığımda experle
birlikte her parçasını fotoğrafladım. Ulan sen bu kadar saf mısın? Madem araban
soyuldu. Niye beni aramıyorsun? Niye polise jandarmaya rapor tutturmuyorsun?
Diyelim ki panik yaptın aklına gelmedi? Niye servisi değil de başkalarını
arıyorsun. Başka biri arabaya dokunursa garanti gider. Üstüne hasarlı araba
sattınız diye bana geliyorsun. Adam gibi anlat. Yoksa experi çağırıp seni
mahkemeye vereceğim. Anlat.
Ufuk iyice korkmuştu.
Fısıltıdan biraz yüksek konuştu.
-Ağabey salaklık
ettim özür dilerim. Yeni arabamı kutlamak için arkadaşımla otele gittik. Gece
arabayı soymuşlar. Sabah bir arkadaşımı aradım, birileri gelip arabaya
baktılar. Sanayiden birilerini çağırdılar. Arabanın soyulduğunu kimseye
anlatamam ağabey. Babam beni öldürür. N’olur bana yardım et.
-Arabanın soyulduğunu
fark edemeyecek kadar kafan güzeldi demek Ufuk.
İlhan Murat kendilerine doğru
gelen tamirciyi işaretle içeri çağırdı.
-Arabayı gördün mü?
-Gördüm İlhan Bey.
-Ne diyorsun?
-Net bir şey
söyleyemem ama en az 25-30 bin parça parası çıkar, fazla olabilir. İşçilik
hariç.
İlhan Murat bir an düşündü.
-Araba sıfır, yüksek
hızda ateşleme de bir problem oldu. İmalat hatası mı diye bakacaksınız.
Parçaları tamamlayın. Orijinal olsun. Gören orijinal zannedecek. Tamam mı?
-Tamam. İlhan Bey.
-Araba hakkında
dedikodu istemiyorum. Çenenize sahip olacaksınız. Sen arabayı götür. Gidince
patronuna söyle beni arasın.
Tamirci gülerek cevap verdi.
-Patron sizsiniz
İlhan Bey.
-Konuşacağınız zaman
bunu unutmayın diye söylüyorum. Ustabaşı beni arasın.
Tamirci çıktı. İlhan Murat
sevinçle kendisine bakan Ufuğa döndü.
-Şimdi Ufuk. Araba
servise gidiyor. Orijinal parçaları bulup takıyoruz. Parça parası senden,
işçilik benden.
-Çok teşekkür ederim ağabey.
-Konuşma Ufuk
teşekkür falan da etme. Baban, araban veya sen umurumda değilsin. İyilik olsun
diye yapmıyorum. Söz konusu olan itibarım. Senden, etrafından arabayla,
soygunla, galerimle ilgili bir laf duyarsam seni pişman ederim. Anladın mı?
-Anladım ağabey.
-Bu işi babanın
haberi olmadan halledeceğim. Servisten çıkınca arabayı bir iki ay kullanırsın.
Sonra getir. Küçük bir zararla kurtulursun. Telefonunu dışarıdakilere ver. Ben
seni ararım. Şimdi git.
Ufuk ve kız arkadaşı çıkınca İlhan
Murat dışarıda bekleyen müdüre eliyle gelmesini işaret etti.
-Gel müdürüm. Bu iş
kimin işi? Bu soygunu kim yaptırmış olabilir?
-Net bir şey
söyleyemem İlhan Bey. Lüks segment araba satan galerilerden bu tür haberler duyuyorum.
Satıştan bir süre sonra çoğunlukla bir hafta sonra evin önünde soygun
yapılıyor. Hırsızlar ekip ve organize çalışıyor. Dedikodulara göre Suphi
Tekin’in işi.
-Suphi kim
tanımıyorum.
-Suphi Tekin namı
diğer Bijon Suphi büyük bir çetenin başıdır. Bulaşırsak başımıza bela alırız
efendim.
-Çok sıkı takip
istiyorum müdürüm. Birileri bizi takip ediyor, satılan arabaları bu Suphi
denilen adama bildiriyor olmalı. İçimizdeki haini bulmalıyız. Anladın mı?
Bulunca da Orhan ağabeyimin Çakal’ına haber veriyoruz. Tamam mı?
-Tamam İlhan Bey.
Sanırım Soner Bey’in bunlardan haberi var. Bilginiz olsun diye söylüyorum.
-Tamam müdürüm işine
bak sen, haberleşiriz.