Abdülkadir Karaşahin’in evi. Zekeriya köy.                                                                          

                   Oğullarının geldiklerinden haberdar olan Abdülkadir Karaşahin kapıda bekliyordu. Babasının elini önce Ali Abdullah ardından Orhan Metin öptü.

-Hoş geldin oğlum.

-Hoş bulduk baba.

-Orhan hoş geldin oğlum.

-Hoş bulduk baba. Nasılsın?

-İyiyim oğlum. Elhamdülillah. Sen nasılsın?

-İyiyim baba. Misafirler gelmedi mi?

-Henüz gelmediler oğlum. Gelirler birazdan.

                  Salondaki koltuklara oturur oturmaz genç hizmetli kahvelerini getirdi. Kahve boşlarını almaya geldiğinde haberi verdi.

-Ağam misafirleriniz geldi.

-Hoş gelmişler. Misafirlerimizi karşılayalım.

                  Abdülkadir Ağa ve oğulları misafirlerini kapıda karşıladılar. Gelenler muhalefet partisinin il başkan yardımcılarından Edip Bayram Tekin ve Örgüt yanlısı partinin gençlik kolları başkanı Bedrettin Koç’tu.

-Merhaba Kadir ağa, Abdullah Bey, Orhan Bey.

-Merhaba Bayram.

-Hoş geldiniz Edip Bey. Buyurun.

                  Edip Bayram Tekin’in ardından Bedrettin Koç girdi kapıdan. Ukalaca selam verdi.

-Selam Kadir Ağa.

-Merhaba hoş geldiniz.

Selam Bedri. İl başkanı seni mi gönderdi. Geç.

                  Hep birlikte salona geçip koltuklara oturdular.

-Baylar kusura bakmayın. Daha önceki sohbetlerimizde arkadaşlar yemek ikramı istemediler. Karnınız aç ise?

                  Edip Bayram Tekin kibarca reddetti teklifi.

-Teşekkür ederim Abdullah Bey. Aç değiliz. Başka bir toplantımız var. Başka zaman yeriz.

                  Örgüt partisinin gençlik kolu başkanı Bedrettin Koç kibar değildi. Dudağının üstüne inen bıyıklarını geveledi.

-Emekçiler boğaz tokluğuna çalışırlarken emekçinin olmadığı sofrada karnımı doyurmam.

                   Ali Abdullah salonun kapısında bekleyen hizmetçiye işaret etti.

-Çay ikram edelim misafirlerimize. Baylar davetimiz yanlış anlaşılmasın. Siyasileri ayağımıza çağırmak gibi bir hadsizlik yapmayız. Siyasilerin birilerinin ayağına gitmeleri eski zaman adeti oldu biliyorsunuz. Sizleri davet etme amacımız istişare. Holding olarak her hangi bir siyasi partiye taraf olmadığımızı sizlerde biliyorsunuz. Siyasi partilere taraf olmasak ta seçmenlerin iradesine saygılıyız. Bu yüzden seçimlerde partilere araç desteği veriyoruz. Holdingimizin kurucu başkanı babam Abdülkadir Karaşahin toplumun her kesimine aynı seviyede yaklaşmak gibi bir gelenek oluşturmuştur. Biz de bu geleneği devam ettiriyoruz.

                  İl başkan yardımcısı edip Bayram Tekin her ortamda olabildiğince kibar olmaya özen gösterirdi.

-Davetiniz için teşekkür ederim Abdullah Bey. Şaşkınlığımı mazur görün. Arkadaşlar sizin sağ partileri desteklediğinizi söylemişlerdi. Yanlış mı hatırlıyorum acaba?

-Davetimizi kabul ettiğiniz için asıl ben teşekkür ederim Edip Bey. Yanlış hatırlamıyorsunuz. Bazı röportajlarımda ki sözlerim sebebiyle böyle bir kanaat oluştu. Aile olarak siyasi partilere desteğimiz her zaman oy vermeyle sınırlı olmuştur. Holdingimizin prensipleri gereği doğrudan her hangi bir siyasi partiye taraf veya değiliz. Anadolu’da bir söz vardır Edip Bey. Esnafın partisi olmaz derler. Ben esnaf adamım. Benim en büyük kazancım ülkenin huzur ve istikrar içinde olmasıdır. Huzur ve istikrar bozulursa benim işim de bozulur. Yanlış anlamayın iş hayatım hep krizlerle geçti. Ama sol partilerin iktidarlarında yaşadığımız büyük krizler hafızamızı yordu. Ülkemizin yaşadığı krizleri siyasi partilere mal ettiğimi düşünmeyin lütfen. Krizler çoğunlukla bizim dışımızdaki koşullar sebebiyle oluştu. Demek istediğim benim her partiye bakışım aynıdır. Bir oyum var. Mademki seçim var, belirli bir seçmen kitlesine sahip her partiye saygı göstermek seçmenin kararına saygı duymak zorundayım.

-Bu arada mevcut iktidarın olumsuz uygulamalarını göz ardı edemeyiz değil mi Abdullah Bey?

-Ben iş adamıyım Edip Bey. İktidarlarla benim bir sorunum olmadı. Gerek hükümetle, gerekse belediyelerle bu güne kadar bir sıkıntı yaşamadık şükür. Hükümetlerin uygulamaları benim konum değil. İktidar olan kadrosunu kurar, inisiyatif kullanır. Bu her hükümet te böyle olmuştur.

                  Bedrettin Koç lafa destursuz ve kabaca girdi.

-Böyle pasif düşünceyle halkların kardeşliğini sağlayamayız. Hükümetin her yaptığına boyun mu eğeceğiz? Demokrasilerde...

                  Ali Abdullah elini kaldırıp Bedrettin Koç’u susturdu.

-Demokrasilerde Bedrettin Bey, halk oy verir, karşı olduğu uygulamaları provoke olmadan protesto eder. İlk seçimde de oylarıyla kendisini yönetenlerin altından koltuklarını alır. Demokrasi dediğimiz bu değil mi? Halkın iradesi. Bizler oy verdiğimiz insanları bizim için çalışsınlar diye seçmiyor muyuz? Protesto değil provokasyon yaparak halkların kardeşliğini nasıl sağlamayı düşünüyorsunuz anlamadım.

-Gerici yobaz düşüncelere karşı çıkarak sağlarız yeter ki bize destek verilsin.

                   Orhan Metin Bedrettin Koç’un tavrından irrite olmuştu.

-Sokakları yangın yerine çevirerek neyi sağlıyorsun Bedri! Dükkânlarımı taşlayanlarla nasıl kardeş olmamı bekliyorsunuz siz?

-Orhan sakin ol. Konumuz siyasi polemiğe girmek değil. Baylar biliyorsunuz seneye mart ayında mahalli seçimler yapılacak.  1 Mart-30 Mart tarihleri arasında öncelikle İstanbul’da yüksek oya sahip iki sağ iki sol siyasi partiye seçim çalışmalarında araç desteği vermeyi kararlaştırdık. Kendi araç kiralama şirketimizden çalışmalarınızda kullanmanız için yakıtı bizden 50’şer binek araç tahsis edeceğiz. Araçlara yapılacak giydirme işlemine biz karışmayız. Araçlara günlük yarım depo yakıtı biz vereceğiz. Sizlere vereceğimiz araçlar holdingimizin kullandığı araçlar olmayacak. Ücretlerini şahsi hesabımızdan karşılayacağız.   Sizden ricamız seçim çalışmalarınızda holdingimizin isminin geçmemesi.

                  Bedrettin Koç Orhan Metin’i irrite etmeye devam edecek gibiydi. Sessizce kendilerini dinleyen Abdülkadir Karaşahin’e seslendi.

-Bu korkaklıkla nereye kadar Abdülkadir!

                   Orhan Metin daha fazla dayanamadı. Patladı.

-Sen ne biçim konuşuyorsun Bedri!

-Ben böyle konuşuyorum Orhan! Seçimlerde tüm desteğinizi bize vermezseniz...

                   Orhan Metin oturduğu koltukta dikeldi.

-Ne yaparsın Bedri! Bizi de dağa mı kaldırırsın? Babam senin asker arkadaşın mı ki ismiyle hitap ediyorsun? Sen kimsin?

-Ben ezilen halkların temsilcisiyim Orhan!  Savaş veren halkımız adına istediğim gibi konuşurum. Kompradorlara ve feodalist geleneklere de karşıyım. Kepenklerinizi indiririm.

                   Ali Abdullah hareketlenen Orhan Metin’i engelledi.

-Orhan otur. Sakin ol. Burası ideolojik tartışma yeri değil.  Vakit ayırarak davetimize icabet ettiğiniz için tekrar teşekkür ederim beyler. Unutmadan Bedrettin Bey; Karaşahin Holding’in kepenklerini 53 yıldır kimse kapatamadı. Üslubunuzu değiştirin.

-Değiştirmezsem ne olur Abdullah ne yapacaksın?

                  Orhan Metin tehdit edilmekten nefret ederdi.

Çenene sahip çıkmazsan ben senin kepengini kapatırım Bedri!

                   Ali Abdullah toplantı uzarsa ortamın kadar gerileceğini çoktan hissetmişti. O yüzden daha fazla uzatmadı

-Bu resmi bir toplantı değildi Edip Bey. Bundan sonrası için Orhan’la temasa geçersiniz. Ben sizi geçireyim. Tekrar teşekkür ederim. Buyurun.

                   Ali Abdullah ve Orhan Metin misafirleri kapıya kadar uğurladılar.

-Kim bu Bedri Orhan?

-Dağdan yeni inmiş ağabey. Metropol gençlik kolları başkanıymış. Halledeyim mi?

-Sen bilirsin Orhan. Para senden çıkacak. Bu adamı boş bırakma. Bekir’i kollamak lazım.

                  Salona geri dönüp babalarının karşısında ayakta beklediler.

-Baba biz çıkıyoruz. Bir emrin var mı?

-Yok oğlum. Yarın gelecek misiniz?

-Geleceğiz baba. Sen Orhan?

-Ben de gelirim ağabey. Öpeyim baba.

                  Babalarının elini öpüp çıktılar. Abdülkadir Karaşahin kapıya kadar geldi.

-Allah kolaylık versin oğlum. Hayırlı işler.

 

2 Eylül Abdülkadir Karaşahin’in evi.

 

                  Karaşahin kardeşler saat 11 e doğru babalarının evine geldiler. Saat 11’i gösterirken İktidar partisinin İl başkan yardımcılarından Zülfü Şahin ve Milliyetçi parti il başkanının görevlendirdiği Oğuz Şanlı eve geldiler. Zülfü Şahin’in aksine Oğuz Şanlı biraz tedirgin gibiydi. Büyük salonda çay içerken sohbet etmeye başladılar.  Ali Abdullah her zamanki kibarlığıyla söze başladı.

-Davetimizi kabul ettiğiniz ve icabet ettiğiniz için teşekkür ederim. Holding olarak önceki seçimlerde olduğu gibi önümüzdeki mahalli seçimlerde sağdan ve soldan oy potansiyeli olan ikişer partiye araç desteği vermeyi kararlaştırdık.

                  Milliyetçi Parti il başkan yardımcılarından Oğuz Şanlı kibarca Ali Abdullah’ın sözünü kesti.

-Sözünüzü kesmek durumundayım Abdullah Bey.

-Buyurun Oğuz Bey.

-İktidar partisinin bölgenizdeki oy potansiyelini biliyoruz ama bizi davet etmenizi şaşkınlıkla karşıladık. Etnik kökeninizi düşününce.

-Dün diğer arkadaşlara da söyledim Oğuz Bey. Biz gerek Holding gerekse kişisel olarak bütün siyasi partilere eşit seviyedeyiz. Siz bizim etnik kökenimizi sorgulamazsanız bizim için problem yok.

-Bizim parti olarak kimsenin etnik kökeniyle bir sorunumuz yok Abdullah Bey. Olmadı olmayacak.

-Fikrinizi açıkça söylemenizden memnun oldum Oğuz Bey. Ben iş adamıyım. Birlikte çalıştığım kimsenin etnik kökeni veya siyasi fikriyle ilgilenmem. İş adamı olarak ülkemizin huzur ve istikrar içinde olması en büyük temennim. Yaşadığımız krizlerden en çok iş camiası ve çalışanlar gördü. Madem demokratik bir rejimde yaşıyoruz ve yöneticilerimizi seçmek durumundayız, o zaman bize düşen seçmene saygı göstermek.

-Ülkemizin huzur ve istikrar içinde olması konusunda hem fikiriz Abdullah Bey. İkinci merak ettiğim husus seçimlerden sonrası.

-Seçimlerden sonrası için sizlerden herhangi bir beklentimiz yok Oğuz Bey. Biz siyasi partilerin desteğiyle değil prensiplerimizle bu günlere geldik. Bu güne kadar hiç bir siyasi partinin desteğini istemedik, istemeyeceğiz. Seçmene saygıdan kastettiğim bu. Oy vermesem de seçmene saygım var. Bu sebeple gayri resmi olarak destek veriyoruz.  Şahsi kanaatim seçim iki parti arasında geçecek. Ama biz sağdan ve soldan dört partiye araç desteği vereceğiz. Her hangi bir karşılık beklemiyoruz. Araç masraflarını şahsi bütçelerimizden karşılayacağımız için sizlerden talebimiz seçim çalışmalarınızda holdingimizin adının geçmemesi.  1 Mart 30 Mart tarihleri arasında il başkanlıklarınıza 50 araç tahsis edeceğiz. Günlük yarım depo akaryakıtı biz karşılayacağız.  Yanlış anlaşılmasın diye şunu söylemeliyim sizleri buraya her hangi bir beklentimiz olduğu için değil desteğimizi söylemek için davet ettik. İş adamlarının siyasi partileri brifing için çağırmaları modası eskide kaldı. Seçmene ve partisine saygım var. Bu ülkede yaşıyorum. Tabanı olan her partiye saygı göstermek zorundayım.

-Teşekkür ederim Abdullah Bey. Partimizin tüzüğünü ve Genel başkanımızın konuşmalarını, beyanları okumayan pek çok kişi bizi yanlış değerlendirir. Biz yasal mevzuat içinde kurulmuş ve çalışan bir partiyiz. Sizin de belirttiğiniz gibi seçmen iradesine her zaman saygı gösterdik. Hatırlarsanız Sayın Cumhurbaşkanımızın seçimi sırasında bazı farklı olaylar ve beyanlar oldu. Genel başkanımız geçmişte bazı partilerin yaptıkları gibi meclise gelmeseydi Cumhurbaşkanı seçimi tehlikeye girecekti. Sayın genel başkanımız görevi olduğu için gurubumuzla birlikte meclise geldi. Ve iktidar partisinin Cumhurbaşkanını seçme hakkının olduğunu söyleyerek bir krizi engelledi. Vatandaşlarımızın demokratik haklarını kullanmalarının her zaman takipçisiyiz. Kamu ’ya zarar vermeden, polisimizi zora sokmadan her vatandaşımız demokratik tepkisini gösterebilir. Ancak kimse ülkemizin bütünlüğüne, devletimizin bekasına zarar verecek faaliyetlerde bulunamaz. Bulunan karşısında bizi bulur. Ülkemizin huzur ve istikrarını bozmaya kimsenin hakkı olamaz. Devletimizin de ülkemizin de sahibi 70 milyon insanımız gibi biziz. Sizleri kıracak bir söz etmişsek kusura bakmayın. Desteğiniz için teşekkür ederim.

                  İlk defa Milliyetçi partili biriyle aynı ortamda bulunan Orhan Metin biraz şaşırmıştı. İçinden geçenleri söylemeliydi.

-Ben kendi adıma size teşekkür ederim Oğuz Bey. Doğrusunu söylemem gerekirse algılarımdan çok farklısınız. Başkan yardımcısı olduğunuz partinin görüşlerini yetkili bir isimden duymaktan son derece memnun oldum.

                  Bir gün önce olduğu gibi son açıklamayı Ali Abdullah yaptı.

-Sözleriniz için ben teşekkür ederim Oğuz Bey. Dediğim gibi desteğimiz seçim dönemiyle sınırlıdır. Gönderdiğimiz davetiyedeki telefonlardan bana ulaşabilirsiniz. Geldiğiniz için tekrar teşekkür ederim.

                  Toplantı fiili olarak bitmişti.  Ali Abdullah Karaşahin ayağa kalkıp elini uzattı. Tokalaştılar. Birlikte kapıya doğru yürüdüler.

( Bereli 17 başlıklı yazı Mustafa ESER tarafından 8.02.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu