24 şubat 2022 Perşembe,
Rusya Federasyonu askerlerinin Ukrayna
Cumhuriyetine saldırmasıyla Ukrayna-Rusya savaşı başladı. Zaten Rusya (Putin) aylar
önce Ukrayna sınırına 150 bin civarında asker yığmış, isteklerini dayatıyordu. İstekleri
yerine gelmeyince, sudan sebeple sözde operasyon başlattı. Rusya, Ukrayna’daki
Batı yanlısı hükümeti silah zoruyla devirip geriye silahtan arındırılmış kukla bir
Ukrayna bırakacağını açıkca bildirdi. Ukrayna-Rusya savaşını tahlil etme gibi
bir derdim yok, bu kısa bir makaleye sığmayacak kadar geniş bir mevzudur. Bu
yazıda Ukrayna-Rusya savaşının Türkiye’ye bakan yönünü kısaca ele almak
istiyorum.
Ukrayna-Rusya
savaşı, Güney Amerika kıtasının güneyindeki iki ülke veya Afrika’nın
güneyindeki iki ülke arasında cereyan eden bir savaş değil ki, bize ne
diyebilelim. Savaş hemen burnumuzun dibinde cereyan ediyor; Ukrayna ve Rusya’ya
Karadenizden komşuyuz. İki ülke ile ilişkilerimiz var. Diğer yandan üyesi olduğumuz
Nato, Ukrayna’ya sahip çıkmış gibi yapıyor (Ukrayna yıllar önce Nato üyeliğine
baş vurdu ama Nato’ya alınmadı!). Tüm Nato veya Batı Avrupa ülkeleri Ukrayna
için çok yönlü seferber olmuş gibiler. Türkiye için tam anlamıyla: yukarı
tükürse bıyık, aşağı tükürse sakal durumudur. Tamamen Batı tarafına geçip Rusya’
yı karşımıza alma gibi bir lüksümüz yok aslında. Rusya ile Batı savaştan sonra Yalta’da,
Malta’da buluşup barışır ama Ayı ile bizim husumetimiz yanımıza kar kalır. Neticede
bu savaş bizi çok ilgilendirir.
Ukrayna-Rusya
savaşı bir kaç gün veya hafta sonra bitecek bir savaşa benzemiyor. Nato ve Batı Avrupa ülkeleri Ukrayna’ya çok
yönlü destek veriyorlar. Bu Rusya’nın kısa bir zamanda Ukrayna’yı kontrolü
altına alamayacağı anlamına gelir. Rusya’nın emeline ulaşmaması için Amerika’dan
daha çok Polonya gibi eski Warşova ülkeleri çabalayıp elinden
geleni yapacaklardır. Katolik Polonya, komunist Sovyetler Birliginden veya
Ordodoks Ruslardan çok çekti, bir daha Rus mezalimi yaşamak istemez. Eski Sovyetler Birliği ülkelerinden olan
Estland, Litvanya, Letland gibi Nato üyesi olan Baltık cumhuriyetleri de Rus
tehdidinden dolayı Putin’nin mağlup olmasını isteyip elinden geleni ardına
koymayacaklardır.
Evet, Rusyaya
topyekün ambargo uygulandı yani Rusya ile alış veriş yasaklandı. Halbuki Rusya
ile Türkiye’nin ciddi manada alış verişi var. Zaten ekonomimizin kötü olduğu
bir zamanda koca bir pazarı kaybetme lüksümüz yoktur.Eğer bu savaş yıllarca
sürecek olursa, bizi ekonomik olarak ciddi bir şekilde etkileyecektir. Ambargoyu uygulayan ülkeler bir yolunu bulup
Rusya ile yine alış veriş yapar ama olan yine bize olur. Olur mu olur, hem de
bal gibi! Nasıl mı?
Saddam Hüseyin’e
Batı ambargo uygulamıştı. Türkiye devasa
zarara karşın o ambargoya yıllarca uymuştu. Ambargo başladıktan sonra ne
hikmetse Batılı şirketlerin Ürdünle ticaretinde patlama yaşanmıştı… Yakında
Rusya’ ya komşu ülkelerle Batı ülkeleri arasında da ticari bir patlama olursa
hiç şaşmamak lazımdır.
Ukrayna-Rusya
savaşının uzun vadede bizi ilgilendiren yönü ise daha da vahimdir. Rusya,
Ukrayna’daki kötü emeline kesinlikle ulaşmamalıdır. Putin, Ukrayna’ da
istediğini elde edebilirse, Sovyetler Birliğini canlandırmak için tam gaz devam
edeceği düşünülmektedir. Zaten Batı
bunun önüne geçmek için Ukrayna’ ya elinden gelen yardımı yapmaya başlamıştır. Savaş bölgelerine silah satması yasak olan
Almanya bile bu yasağı kaldırıp Ukraynaya silah vermektedir. Putin’in Sovyetler
Birliğini yeniden canlandırmaya kalkışmasının bir ucu da bize değecektir: Rus
ordusu Türki Cumhuriyetlerini tekrar işgal ederse hiç bir Batılı ülkenin
umrunda olmayacağı kesindir. Ruslar eğer yeniden Türki Cumhuriyetlerini işgal
ederse, çok şiddetli kınamaktan fazla
yapabileceğimiz bir şey bulunmamaktadır maalesef. Putin: Gürcistan, Azerbeycan
veya Ermenistanı Rusya sınırları içine katarsa eğer Ruslarla sadece deniz değil
kara sınırımız da olacaktır. Sadece kara sınırı olmakla kalmayıp boğazlar
üzerinde daha fazla hak talep etmeyeceğini kimse garanti edemez.
Neticede, Putin Ukraynalıların yüzde 75’nin oyunu almış
olan Zelensky’yi devirip
arka bahçesi olan Ukrayna’daki diktatörlüğe son vermekte kararlıdır.
Başaramazsa karizması fena halde çizilmiş, koltuğu kaybetmiş olup Rusya
Federasyonunda etnik ayaklanmaların
başlacağını çok iyi bilmektedir. Batı’ya
bakan yönüyle, kullanma tarihi geçmiş liderleri paldur küldür gelip devirme,
pardon demokrasi getirme hakkı sadece Anglo-Saksonlara aittir. Her önüne gelen
hoşuna gitmeyen rejimi değiştirmeye
kalkarsa, dünya tozu duman olur. Bu bakımlardan Putin mutlaka
durdurulmalıdır.
Ukrayna-Rus
savaşında çok kan akacağa benzer. Umarım Türkiye diplomatik ataklarla bu savaşı
durdurup nice canların yanmasına engel olur.
Abdullah
Konuksever