Düşlerim tekil, bayım ve de bu aşk tekelimde.

Düşlerden sarkansın düştüğüm boşluğun da yansıdığı bir elem gibi

Elemine edemediğimse hoyrat bir hoşluk

Hicap yüklü gezgin yüreğimin sönmeyen ferinde

 

Bazen hoş bir v/eda

Saklı eklem yerlerinde

Şiirlerimin

Kutsanmış acılarıma bastığın kadar tuzu

Belki de yalnızlığın tuz ruhu

İçimi delip geçen zincirleme yıldızlar

Bir Yıldız olmamın önemi yok madem

Matemimle sarktığım uçurumun çatlak sıvazı

Çatlayan dudakları mehtabın

Kıblemde saklı olduğu kadar mutluluk ve ölüm

 

Bir renksem sararan

Bir hüzünsem şiirlerimi kırbaçlayan

Aksi mi günün?

Asit dolu bir bardak meyve suyunda saklı belki de tadım

Ne de olsa aç karnına içtiğim elemdir beni b/ölen

Acıyla sitemin kesiştiği noktada İlahi Siren

Elbet uyarıldığım kaderin tok sesi

Bazen suskunluğum

Bazen beş para etmeyen nidalarım

Koştuğum koridorlar ne ki?

 

Konuşlandığım şu şiirden öte nicesi

Saklı içtiğim suyun tek damlasında

Tıpkı haiz olduğum o tek zerre

Gel gör ki büyüdüğüm

Sevginin külçeler değerinde özlemi

Dirlik dinginlik diye düştüğüm yolda

Başa aldığım ömrün frekansı bazen duyulmaz

Ve işte şerh düştüğüm sessizliğe sevdalı kalemimle

Bodoslama sevdiğim de değil yalan

 

Ne de rengim maviye çalan

Ne zamanki umut diye çıkayım yola

Unutulduğumun devre arası bir şiirde

Nazenin sözcükler

Keten helvasının tadı dünde saklı miadı dolmuş bir yiyecekten öte

Çalkalanan ruhum

Bozacının da şahidi iken şıracının

Tutuklu kaldığı bir bardak suda kopan fırtına

Fıtratıma uygun bir şiirle sözlendiğim gecenin dilberi

 

Bir imge bir kelime

Nesirlerde saklı hikâyem

Hikâyemden öte asla ait olmadığım bir roman

Elbet nemalandığım ne çok masal

Sevgi ve şiir misal

Sektiğim hece hece

Bir kitabın sayfası

Yalnızlığınsa ayracı

 

İzbelerde saklı ruhum

Ruhumda saklı bilinmezim

Bilindikse Rabbimin varlığı anbean ruhuma doğan

Bir fetva

Bir dua

Bir sure

Bir veda

Aşkın karekökü

Hüznün de neslinde saklı serseri doğası umudun

Bazen şakıdığım

Bazen çağladığım

Bazen çatlayan yer küre içimde saklı binlerce hücre

Hapsolduğum tek hücrenin göçtüğü

Severek büyüyen bir bünye

 

Kelebeğin kanatlarında doğduğum

Bir dinozorun ayak izine eşlik ettiğim

Belki de bir mağara adamı nezdinde

Taş devrinde saklı kalan asla bulunmamış söylenmemiş bir sone

Ve işte milenyum çağının sarkacı

Bazen şiirler d/okuduğum

Bazense hikâyelerde d/okunduğum

Aşkın alfabesi ise şiir

Şiirin de özet geçtiği ömür

Ömre binaen bölündüğüm teker teker

Elbet teslim olduğum kader ve şükür ve keder

 

Tekelinde sonsuzluğun

Bulutsuz bir gökyüzü özlemiyle

Yeniden ve yeniden doğmanın meali

İçlenen bir sözcükten

Hiçliğe bürünen bir şiirden

Doğup da büyümeye kanat açmış bir kuşun kanadına takılı

Nice imge göğün de muhtevası

Her dokunuşunda Huda’nın

Sefil varlığıma şerh düşen

Meleklerin duası

Ve içine saklandığım o tek kişilik kozam

Ölümün arifesinde

Yeniden doğacak olmanın da müjdecisi

Bir şiir ya da bir nazire ve işte esiri olduğum sözcüklerin

Bitimsiz nidası

Sonlansın yeter ki şu kirli dünyanın kötülüğü ve bedduası…

 


( Esiri Olduğum Sözcüklerin Bitimsiz Nidası... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 23.03.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu