LEYLÂ’M
 
Halende pervane can, mah-cemâline düşkün.
Alevinde kavuran didar-ı nârdın Leylâ’m.
Suskun iken dilimi çözdü ölümsüz aşkın.
Sen ki ezelden beri ben için vardın Leylâ’m.
 
Bir hiç idim cihanda; içim, dışım kupkuru.
Benliğimi yeşerten, cezbeli sırdın Leylâ’m.
Bulutlanıp çölüme yağdığında dupduru,
Kara sevda denilen belaya sardın Leylâ’m.
 
Yüreğimden görse şems, hayâ edip sönerdi.
Ben nasıl dayanayım; didemde nurdun Leylâ’m.
Âlem, yörüngesinde sen gülünce dönerdi.
Şadan seherlerimde ağlatıp durdun Leylâ’m.
 
Yüküm sabır; yol hasret; gam çekseydin bilirdin.
Umursamaz edanla şevkimi kırdın Leylâ’m.
Çile kuyularında meftununu bulurdun,
Mecnun’unu fecirde kimlerden sordun Leylâ’m?
 
Kabrimde nadim güller kandilleşse ne beis?
Tenim içre canımda türbe-i kordun Leylâ’m.
Sevgiliye müptela başımdan gitmez yeis.
Kaderime neyleyim; gönlümü yordun Leylâ’m.
 
Mücella Pakdemir

( Leylam başlıklı yazı M.Pakdemir tarafından 16.04.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.