Sırma düşlerimi tarıyorum saçmalar
yağıyor yürek iklimime ve günlerden Cumartesi.
Şehrin tabanları yanıyor usulca,
şehir gözlü şiirler diliyorum Yaratandan ve aksayan arka ayakları şiirin
öylesine bir huzme ki serildiğim kaldırımlar ve caddenin kalabalığı bense
ergenler gibi sekiyorum sırtımda çantam göğsümde kıvanç taşıyorum.
Mevsimin sarı perdesi
Nisan tekerlemesi
Göğün de tamburu yüreğin ritmi
Kayıp mısralar var arakladığım
kendimden
Kendimi kendimce sevdiğimin ertesi
Yorgun bakışlar ceplerim delik banka
kartımsa öfkeli
Tefe konmuş boş haneler
Sıfıra yuvarladığım aromatik
görüntüsü gölgemin
Bodoslama daldığım kitapçı dükkânı
Aklımın raflarında saklı nicesi
Bir ömür okuduğuma dair ispatı
Olsa varsa yoksa yazdıklarımın meali
Hiçliğime öykünen bir şiirse bekleyen
beni
Geceye daha yıl var
Rengim pembe rengim beyaz
Yalnızlıksa aşikâr gölgemle kavgalı
olduğum kadar
Karambole giden sıradan bir gün yine
Nimeti baharın bense bayrak açtığıma
dair
Bir öykü diliyorum ilham perimden
Öfkeyle susuyor olmaz mı bildiği
Beklediğim doğru vakit yanlış mekân
Asla ait olmadığım bir şehir ve şiir
Yazmalarla geçen vaktim ne ki koca
günde?
Hüznümse randıman aldığım devasa
rahmet
Rabbimse koruyup kollarken aciz
kulunu
Pişekâr sevinçler ve yılışık adamlar
çekirge misali
Uzağındayım gölgelerin misilleme
yapan kimse
Aşikâr ait olmadığım bir dünya
İpsiz sapsız olsalar ne ki?
Çelme taktıkları
Yüreğimde saklı çehre
Gün yüzlü bir meddahım ben
Belki de bir derviş
Hali hazırda katık yaptığım dualarım
içimdeki iklimde
Beyhude kılındığım aşikâr
Beyzade iklim beylik hüzün
Benzemediğim kadar kimselere
Tokalaştığım gün ışığı
Tokam kırık saçlarım dağınık
Saklanacağım bir ağaç dibi yok asla
yok çevremde
Çenemse sivri sözcüklerim ölü
Ben olmanın yok ötesi
Kalemsiz hiçliğime meylettiğim
Günü gömmeli ve acele ile
sıvışmalıyım şehirden
Kendimi atıp da evime
Beklemeliyim geceyi ve ilham perimi
Rabbimse aralıksız benimle
Öykündüğüm sadece huzur ve sessizlik
Öfkeli ahali yol bilmişler şaşalı
gülüşleri
Ellerinde ne varsa arkalarını toplayan
temizlik işçisi
Ve işte kendime yakın hissettiğim tek
kişi
Adeta yolların gece işçisi
Günden kalma hüzünle çöpleri toplayan
Bense şirazesi kaymış insanların
çetelesini tutmaktan yorgun
Ve kendimi tutmaktan
Tepki vermediğim nice sitayiş
İçimde eski günlerin özlemi ve şehrin
s/üzgün yüzü
Ben eski ben değilim şehir gibi
İnsanlarsa aç ve hırslı
Bir çocuk arıyor gözlerim
Elinde balonu diğer elinde annesi
İnsan/sızım bu gün yine
Oysaki çocuk bayramı
Çocuk kalmanın nesi mi kötü?
Ya da çocuk kalabildiğime dair bir
kehanet mi?
Emsalsiz hüznüm dertop olmuş yüzüm
Bir şiirden öte şehirden uzak
İçimdeki izdihamı katık ettiğim yüküm
kat ettiğim
Yolda düşe kalka yürüyen bir kimlik
hiç değilim
Yalnızlığıma saygı duymayan insan
nesline
Alabildiğine kırgın
Olması gerekeni uyarladığım hayatım
Mealim ise yorgun ve kayıpların
tekrarı
İnzivada geçen ömrüme dönmeliyim
acilen
İhlal edilesi sınırlarımı yeniden
çizmeli
Ve baş başa kalmalıyım Rabbimle
Nasıl ki tek tanığım gece
Hüznümü bandığım kadar rahmete
Dizlerimde kalmasa da derman
dizeceğim bir bir
Dizelerimi ve soyutlanacağım
getirdiğim tekbir
Elbet kazılı ruhumda ve zihnimde
Zanlardan uzak bir satır arayışında
Zamlı tarifesinde acıların içimi
açamadığım kadar
Mutsuz ve huzursuzum rengim de
solarken
İkilettiğim bunca duygu
İhmali sevginin sevilmediğim kadar
ruhumu
Yorgun kılan ahali ki kindar
nefislerine tapan isyankâr
Varlıklarından uzaklaşmalıyım
hasbelkader
Yakardığıma tek şahit olsun yeter ki
gece ve şiir…