Bir telkindi aşk nasıl da aşikâr. Dip
boyası özlemin varsa yoksa insan sevgiyle iştigal.
Tüten dumanı çayın.
Bir kır kahvesinde saklı doğanın
Hüzün bohçamda saklı kelamın
Ah, bir de geri dönümü olmayan
Öksüz selamım.
Telaşla seviyorum, muallim
Bir düş mektebi ise yaşamak illa ki
kefilim ben
Aşka ve ettiğim dualara.
Hüzün iken rütbem
Ne çıkar özlem takılı ise yakamda
Bazen bir ar meselesi amblem değil
sevgi
İhya edilesi yürek iklimi
Defansı günün
Geceye töreler sığdırdığım varsın
doğayım yeniden
Şu eşlik eden bitimsiz külün meşrebi
Kıyama durduğum kaç vakit
Adımı altına yazmayı unuttuğum kaç
şiir kaç akit
Bir pergelse işte şimdi sapladığım
Yüreğin merkezi
Yalnızlığın sisi
Göğün rahmeti
Yeryüzünün de matemi.
Gönül sofram açık ardına kadar
muallim
Sözcükler adeta seyyah
Girift bir mahzense tıkılmış varlığım
Tıkansam bile arz edeceğim masum
yüreğimi
Dağlar tepeler aştığım ne ki?
Ah, muallim ben çoktan boyladım
uçurumun dibini.
Baltalanmış ne varsa dikilesi
Bağnaz olsa ne ki kiminin içine
saklandığı küfesi
Kefen bezim şimdiden hazır
Kabrimse müsait
Müdahil olduğum yalnızlığın
cehenneminde
Bil ki mühürledim ben kalbimi.
Nice coğrafya geçtim ben mana âleminde
Nicesine yer tuttum yüreğin yaşadığı
hezimette
Ar bildim ahlak belledim arz ettim ne
varsa yaşanası
Bir imla hatası olabilirim
Bir de ikaz tabelası şerh düşülesi
Solum ve sağım ve önüm arkam
Sobelendiğim şiir denen devasa
ıssızlığı
Cereyan eden gece
Teneffüs bildiğim her kelime
Taarruzu duyguların
Kıblemde uçuşan ruhum
Kayıp bir gölge misali peşine
düştüğüm aşk
Hayra alamet yaşadığım kadar yaşanası
hasret
Bir imleç ise anda saklı
Bir imgeden çok fazlası
Ruhun o yorgun atlası.