Bir 29 Ekim’den Bir Başka 29 Ekim’e ---2. Bölüm---
29 Ekim 1914’de ne
olmuştu?
Aslında pek çoğumuz
biliriz hikayeyi. Şimdi
yazınca da hatırlayacağınızdan eminim.
Tarih ders kitaplarımızın
anlattığına göre İngiliz
donanmasının önünden kaçan Almanların
iki savaş gemisi Goben
ve Breslav Osmanlı
Devletine sığınmıştı. Osmanlı
Devleti de bu gemileri satın
aldığını bildirip birine
Yavuz diğerine Midilli adını
vermişti ve daha
sonra bu iki
gemi Karadeniz’e açılıp 29 Ekim
1914’de Rus limanlarını
bombalayınca Rusya bize
savaş açmıştı. Böylece
biz de I. Dünya
Savaşına katılmıştık.
Evet..Bu kadarını biliriz.
Pardon... Bir de I. Dünya
Savaşının neden çıktığını biliriz:
Avusturya- Macaristan İmparatorluğu
veliahtı Frasuva Ferdinand,
Sırbistan’da, bir Sırp milliyetçisi tarafından
öldürülünce Avusturya- Macaristan İmparatorluğu, Sırbistan’a
savaş açtı. İşte bunu
biliriz.
Sonra? Sonra o
ona bu buna
savaş açtı derken I.
Dünya Savaşı başladı.
Oysa o
kadar basit değildir.
Bir iki paragraflık bir
anlatımla anlatılabilecek bir
hikaye değildir bu.
O halde
en baştan başlayalım.
******
1908 Yılında Sultan
II. Abdülhamit mecburen-mecburiyetten meşrutiyeti
ikinci kez ilan
ettiğinde Osmanlı Devleti’ndeki bu zayıflıktan faydalanan Avusturya- Macaristan İmparatorluğu, Bosna-
Hersek’i ilhak ettiğini
açıkladı. Yani kendi
topraklarına kattı. Sultan
II. Abdülhamit ise sanırım
‘’ Ha Avusturya-
Macaristan’ın elinde ha
Sırbistan’ın, bizim için
fark etmiyor.’’ Diye düşünmüş
olmalı ki bu ilhaka
ses çıkarmadı.
Evet... Osmanlı Devleti, Bosna- Hersek’in
Avusturya- Macaristan
tarafından ilhakına ses
çıkarmadı ama Büyük
Sırbistan Krallığı hülyalarıyla
yatıp kalkan Sırbistan
bu işten hiç
hoşlanmadı. ‘’ Bu topraklar ne
Osmanlı’nın ne de
Avusturya- Macaristan İmparatorluğu'nundur. Bu topraklar
bizimdir.’’ Demeye ve
Sırp milliyetçiliğini körüklemeye
başladı.
1914 Senesine geldiğimizde Rusların da
her türlü desteklediği
bu Sırp milliyetçiliği zirvedeydi
artık ve bu Sırp milliyetçilerinin yapacağı
bir tek şey kalmıştı:
Sansasyonel bir eylemle
dikkatleri üzerlerine çekip
adlarını tarihe yazdırmak...
Avusturya- Macaristan İmparatorluğu
veliahtı Fransuva Ferdinand
ve eşi Sophie
24 Haziran 1914’de Viyana’dan
yola çıktılar ve Belgrat
da dahil Sırbistan ziyaretlerinin ilk üç merhalesini
tamamladılar. Son durakları
Saraybosna idi.
28 Haziran 1914’de Saraybosna’daydılar. Ancak Kara El
de oradaydı.
Yok yok
gizli bir elden
bahsetmiyorum. Kara El , Sırp
milliyetçilerinin kurdukları bir
örgüttü. Bir nevi Osmanlı
Devletindeki Hınçak Komitası
gibi bir şeydi
yani.
Kara El, Fransuva Ferdinand’ı
öldürecekti. Bu suikast
işini üzerine alanlar
ise şunlardı: Gavrilo Princip ( Biz
sadece bu ismi biliriz. Tabii ki
tarihe meraklı olanlar...) Diğerleri: Nedjelko
Cabrinovic, Trifko Grabez, Muhamed Mehmedbasic, Vaso Cubriloviç , Cvijetko
Popoviç... Görüldüğü gibi çetenin
içinde bir Müslüman bile vardı.
28 Haziran saat
10.00 gibi Fransuva
Ferdinand ve eşi
Sophie üstü açık
bir arabada Appel
iskelesi boyunca hareket
halindeyken suikastçılardan Muhammed ‘’ Ben geriyi
kollayayım’’ Diyerek ayrıldı
ve bir daha
ortada görülmedi. Ferdinand’ın
arabasını kurşun yağmuruna
tutacak olan suikastçılar
da korkup görev yerlerini terk
ettiler.
Ferdinand’ın konvoyu Cumurja
Köprüsüne geldiğinde suikastçılardan kala
kalasadece Nedeljko Cabrinovic kalmıştı
cesaretli olan... Ferdinand’ın
arabası kendisine iyice
yaklaştığında el yapımı
patlayıcıyı fırlattı ve o
anda hiç beklenmedik bir şey
oldu.
Fransuva Ferdinand, üzerine
gelen patlayıcıyı ( bir nevi el
bombası- veya molotof kokteyli ) gördüğü anda
ani bir refleksle ona şiddetli
bir tokat yapıştırp kendisinden uzağa düşmesini
sağladı.
Patlayıcı ne kendisine
ne eşine bir
zarar vermişti.
Bu arada Nedeljko Cabrinoviç olay yerinde
hemen yakalandı. Fırlattığı
patlayıcının da çiviler ve
kurşunlarla dolu büyük bir şişe ile yapıldığı, altına bir de balata eklendiği tespit
edildi.
Velhasılıkelam Fransuva Ferdinand
hiç bir yara almadan, eşi Sophie
ise ufak tefek
yaralarla bu suikasttan sağ salim kurtulmuşlardı.
İyi de yahu bu
adam ve karısı
28 Haziran 1914’de bir
suikast sonucu öldürülmedi
mi? Bütün tarih
kitapları böyle yazmıyor
muydu?
Tarih kitapları doğru
yazıyordu. Fransuva Ferdinand
ve eşi Sophie
28 Haziran 1914’de
bir suikast sonucu
öldürüldüler.
Kafalar karıştı sanırım.
O zaman
yarına kadar sabır.
Yarın açıklayacağım inşallah.
(
Bir 29 Ekim’den Bir Başka 29 Ekim’e ---2. Bölüm--- başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
27.10.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.