Kıblemde saklısın, manidardır gülüşü
yalnızlığın ve aşka sirayet eden bu devasa yangın ki bir kıvılcımla başlayan ve
sonsuzluğa tekabül eden ıssızlığımla yakardığımsın.
Sözcüklerdir başat duyguların
kimliğinde mevcut
Bir rotadır bu hüzün kulaçladığına dair
benliğimi
İklimlerden seken bir yaprak misali
Öykündüğümsün öldürdüğüm öncemden
firar eden
Bir kıvılcım mahiyetinde yüzümden
düşen
Hercai duyguları var mevsimin
Kayıplara el sallayan divane
esintinin
Mentollü tadında yanar genzim
Gez gez bitmeyen nice diyar
Kalp gözümde saklısın ey, sen sevgili
yar
Bir yaratıdır gece
Yalnızlıkla iç içe
Belki de bir kehanet bana geleceğin
Ne çok gel-git yaşadım senden sonra
Sensizliğin meali sanma ki kuru bir
nida
Bilakis yürekten seker sözcükler
Kayıpların yerini tutar mı söyle
bunca sitem?
Göğün yarasıdır kapanmayan
Yalnızlığın yaması can yakan
Yandığımdansın yakardığıma binaen
En afili tuzaksın sanma ki sensizlik yokluğa
delalet
Her var oluş bir şiir
Yazılmayan her şiir bir tükeniş
Türeyen duygunun hükümranı bil ki
çıktığım bu dik yokuş
Firarı günün içimde devinen
Bilinmezle özdeş bu dipsiz hüzün
Yankısı var mı sahi sessizliğimin?
Yâd edilesi hep mi mazi bu
belirsizliğin?
Kural tanımam ben severken
Hele ki aşk iken en imkânsıza denk
düşen
İnkârı ve itirafı bir arada
İsyan ettiğimdir keder, kader değil
asla
Bir yitim bildim ömrü
Bozuk para gibi de harcadım varsın
olsun üstü örtülü
Bir kubbe ve yattığım kıble
Delişmen rüzgârın aralıksız estiği
aşk denen mevsimde
Cüret ettiğimdir yazdığım şiirler
Hükmeden Rabbime koştuğumdur
Kimsesizliğimi tek gideren İlahi Güce
Duyduğum bu İlahi Aşk
Ve bir meddücezir ki yeryüzünde
yaşadığım kabir azabı
Garbında dünün ve şavkında evrenin
Yaşanası efkâr gözaltında olduğumdan
beri
Göze aldığım her zorluk sana sunulası
Bir buket gibi
Döktüğüm yapraklarımdan ördüğüm hasır
sepet gibi
İçine gizlendiğim mezarım
Solgun yüzünde güneşin
Silik el yazısında mehtabın
Bir yıldız olmak ne güzel hele ki
lahzasında sonsuzluğun
İçimde kalan nice ukde
Ve işte eriştiğim mertebe
Yaslı günlerin nemli teninde
Doğan gün gibi aşk gibi sana muhtaç
olduğum
Elbet gaipten gelen de bir sevgi ve
coşku
Pedallarında ömrün
Gidip geldiğim içimde saklı huşu
Yeter ki huzuruna çıktığımda Rabbim
kabul etsin beni
Katında ermekse hidayete
En büyük arzum
Mutlu olamadığım şu dünyanın endamlı
yalanlarında
Seken kimse bir ritim
Sokan kimse bu hüznü ölüp ölüp
dirildiğim
Ölümsüzlüğe meylettiğimse tek
gerçeğim
Söküklerinde tenimin iflah olmaz bir
hayalperestim işte
Kurşun ağırlığında yükün altında
ezilsem de
Aşka hatta hüzne dahi şükrettiğim tek
gerçeğim
Ben ki izinde bilinmezin hamt ettiğim
kadar da kabul görmenin
Şavkında esen bir name bir yel bir
nizam ki
Göğün kırık kaportasında ansızın
doğmanın müjdecisi.