Düş ekinleri…

 

 

Ah, mahzun kıyıları topraklarımın:

Ekimi hasadı bir duygularımın.

Yenik düşmüş bir buğday tanesiyim

Lakin vakur ve kendinden emin

Dolgundur yürek iklimim

Doygundur sözcükler

Kürediğim ömrü debelendiğim

En muteber

Esintisin sen:

Şavkında rahmetin

Aşkı bilediğim

Lakin bilemediğim:

Sevilip sevilmediğimin yongası şiir

Üstüne örtülü yorganı yürekte esen rüzgâr

Misali

Tırmalayan göğsümü…

 

Tırmandığım düz duvar

Hazin olsa da sonu,

Benim ben en sevdalı

Makamlardan hüzzam

Sensin oysa benden kaçan

Bir cüzzamlı gibi

Devindiğim

Uyku alametinde uyanıp da yere

Sarhoş kaleler gibi devrildiğim

 

Devriktir cümlelerim ve ıssız

Delip deşen duygularım adeta pervasız

Belki de tek hırsız benim bu mealde

Çaldığım aşk dolu bültenler kaynarken kalbimde

Hazzı aşkın

Hazmedemediğim kadar yalnızlığı ırksız

Bir aşktır

Hicabın eşiğinde sektiğim

Yıldızlar gibi boyunduruğunda aşkın yürekler gezindiğim

Belki de mehtaba sevdalı

Yetmedi

Güneş gibi yaktığım

 

Yakardığım ilham perim:

O bile benden yanık bir kelam

O bile beni bana sunan en mahrem

Duygu iken hissedilesi

Çarptırıldığım cezalar, mahkûmiyeti

Asla sonlanmayacak bir coğrafyadır içime kazılı

Esaretinde sözcüklerin

Ezcümle serildiğim

Ezkaza sevildiğim

İnkılabı günün

Kansız ihtilali dünün

Öykündüğümse en asil ömrün

Asi sevdalı kızı.

 

Bir şiirden daha medet umdum bu gün

Gülücük kuşlarının konduğu masum bulutun

Veryansın ettiği

Sağ salim kavuştuğum kendime

Beylik sözcükler değildir ektiğim beyaz tarhına mevsimin

Irgatlar gibi ter akıttığım

Uğruna sevdanın

Beyhude bir gizim belki de

Gizemi de öfkesi de burnunda…

 

Yâd edilesi dünün engebeli varlığı

Yarenimse aşk ve kelam

Yağmur gibi yağan

Sözcüklerin ikbali ve ihmali

Derdest olmuşsam kime ne?

Yerle yeksan yaşadığım kadar yaşattığım aşkı

Doğradığım lokma gibi

Yürek nasıl ki yangın yeri

İlk kurtardığımdır elbet perim

Perdeli gözlere ışık düşüren yegâne iklim.

 

Elbet aşkın uzamı

Elbet aşkın feryadı

Feveran eden sözcüklerden taşan heyecanı

Bir bir dirilttiğim

Ölü imgelerden arda kalan bu esmek bilmez yeli

Yelkovan misali savaşım nasıl ki akreple

Varsın olsun soksun zehirli iğnesi

Aşkın iğreti gölgesi değil

Aşkın kellesi uçurduğum

Aşikâr aşina olduğum umuda

Beyhude bir sözcüğü daha sunduğum

Altın tepside sakladığım

Kolumdaki altın bilezik ve nicesi

 

Eşrafım ölürken yeniden gözlerimi açtığım

Kim bilir kaçıncı yemin kaçıncı ferman

Kaptı kaça uğrayan

Aşkın azadesi

Hüznün ibaresi

Keşfe çıktığım iç âlemimi

Bana sunan yegâne metin

Kutsal kitabın her suresi

Nasıl ki saklı içimde hicreti aşkın

Dalkavuk kuşlardan geride kalan

Bir tüy hafifliğinde iken vicdanım

 

Beyazım beyaz

En asilinden

Beynamaz rüzgârın nazarında uçuşan

Açmaza düşüp de baş koyduğum yoldan

Asla sapmadan

Saplantılı değil sakıncalı bir sevda iken

Akabinde kendime ulaşan bir ulak bir uyak

 


( İlham Perim... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 2.04.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.