
Neşesi ç/alıntı idi düşlerin ve de
düş maliklerinin.
Issızlığa yenik düştü şehir ama
yetmedi
Derken gözünden yaş düştü mahşerin
Beklemeye alındığı kadar iç sesin
Tükenmeye yüz tuttu ahali
Göçebe hayaller meclisinde
Sükûnete dair iken sessizlik
Kaftanı ruhuna bol gelen huzur
çeşmesinde
Sağalttığı kadar şair hüznünü…
Acıların açmazından firar eden her
damla yaş
Yasın da maliki iken ruhun endamı
Aşkın İlahi Ç/ağrısı
Ve sözcükler…
İtham dolu külfetler
O cendere ki:
Mabedi k/ayıp bir mısra adeta
Matemin ç/ağrısına yenik düşen son
v/eda
Hazandı soluksuz bir mevsimi
Yâd eden şairin sevgili kalemi…
Hüzündü mısralardan firar eden nöbeti
Sahiden de sonlanmış mıydı sahi
şairin?
Gecesi gündüzüne karışan o yolculuk
İki kişilik bilete talim eden yegâne
varlık:
Anne sesi
Anne dokunuşu
Annenin dirayeti mademki geçmişti
şaire
En çok da hocanın ettiği huzur veren
dua:
El Fatiha…
İçtimada geçen ne çok zaman
Zerre de kuşkusu yok iken kimince
dillenen
Her yalan
Yankısı duyulsa ne ki zillerin?
Ve işte yüreğe konuşlu;
Ruhun dipsiz kuyusu
Merhameti sonsuz Rabbine dönük yüzü
Ve huzuru…
En çok da hüznün rengi,
Emsalsiz rüyaların var mıydı sahiden
de eşkâli?
İçre dönük o vakur yolculuk
Dış kapının dış mandalı olmasa gerek
sevginin yoldaşı
Hazanın görevi ve nöbeti sonlanmıştı
o gece:
Ne silik ne soluk acının kasvetine
bürünendi dile gelmeyen o nida
Kibirli gölgelerin mahareti vardı ya
da yok
Ne de olsa şairin idi gözü,
alabildiğine tok.
Top yekûn firar etti duygular
Kaynadıkça ruhun acısı, firar
Edilgen değildi nasıl ki matem yüklü
kader
Ve işte sonlanan nefes ve anılar
Anneden evladına yadigâr…
Yazarın
Önceki Yazısı