Herhangi bir özne üzerinde besin
bulma gibi salınışı olan uyarımlar kaynaklı gerilimler vardı. Kişi üzerindeki
bu gerilimler kolektif alan da taşıyıcı dalga gibi bindirişlerle modüle edilir.
Modüle edilen taşıyıcı dalgaların her biri transferi olan enerji mesajlarına
(kolektif bilgiye) dönüşüyordu.
Örneğin, bir kişi üzerinde besin
bulmaya yönelimli uyartım, karşı kişi üzerine ortaklaşmayı içeren bilgiyle transfer
edilir. Karşı kişi üzerine iletilen transfer bilgi karşı kişi üzerinde karşılık
bir savunma salınımına dönüşen imlerle kodlanır (programlanır). Böylece bir
kişi üzerindeki besin bulma türü salınım veren uyartımlar, kolektif etkinin enerji
transferleri nedenle karşı kişiye veya kişilere yüklenir.
Karşı kişiler de besin bulucu
kişiden gelen bu kolektif mesajı “sana besini ben sağlayacağım” diye anlar. “Ben
de kendim için besin bulmaya harcayacağım zamanımı sana savunma yapmak için
kullanacağım” diye yanıtlar. Buna kolektif sözleşme ya da toplumsal sözleşme
denir.
Bindirme işi ile modüle edilen
mesaj, toplumsal sözleşmeydi. Ya da zorunlu sağlamalara, paydaşlı koşullar içinde
zorunlu karşılık oluşlardı. Bir kişi, karşı kişilere besin sağlamış olması
karşılığında transfer enerjisini savunma enerjisi karşılığında gönderir.
Bu kes de karşı taraftaki diğer kişi
günün bir kısmını kendisi için besin bulmaya harcamak yerine, besin bulacağı
zamanı karşı kişiye savunma zamanı olarak vakfeder. Artık kişinin savunması ve
beslenmesi; günümüz de dahil kolektif etkili, kolektif kapasiteli bir savunma
ve beslenmedir.
Transfer bir uyartım, karşı
tarafa doğru boşalmışsa (sorumluluk edilmişse); transfer uyartımla boşalan alan
karşılıkla bağlaşma gereği bir özne üzerinde besin sağlamasına karşılık, besin
bulucu taahhüt ilk özneye doğru yönelen savunma dönüşmüş bir transfer enerjisi
olarak geri döner. Transfer enerji mesajın (bilginin) gidişine karşı mesajın
cevabi dönüşüdür.
Özne üzerindeki beslenme savunma
gibi gerilimler kolektif alanın etki alanı içinde dolma boşalma süreçleri
yoluyla yardımlaşma, iş bölüşümü, dayanışma, transferler üzerinde paylaşma gibi
zorunlu ve parçalı durumlar işleyişine dönüşmüştür.
Kişiler bu parçalı ve kolektif işleyişlerle
kolektif merkezin hem ağırlığını oluştururlar. Hem de kolektif alanlı ağırlığa
doğru yetenek ve ihtiyacı kadarla denk bir ağırlığın söz sahipliğini
(iradesini) kazanırlar.
Bir özne kendi içinden dışına doğru savunma, beslenme gibi parçalı, yönelici eğim, eylem ve gerilimlerle vardı. Bu gerilimler önce doğa gibi dış bir etki alanı içinde girişirler. Dıştaki girişme salınımları özneye göre tehdit olan, sağlama olan, hoşlanma olan, kaçınma olan türden duygularla parçalı durumlar içinde belirirler. Doğa gibi dış girişicilerden birisi de sosyal alan ve kolektif alandır (üreten alandır).