Her insanın kendine ait fikirleri vardır. Aslında bu,  onun içinde yaşadığı kendi evrenidir. İstediğimiz kadar insanlar içinde ortak olarak yaşasak bile, dünyada her insanın kişisel hayatı, kendi evrenidir.

 

Böyle düşününce; içinde yaşadığımız ve 'tek evren' olarak nitelendirdiğimiz evrenimiz içinde bir çoklu evren vardır diyebiliriz. Her insan fiziksel olarak diğer insanlardan farklı olduğuna göre, yaşam tarzı da benzemiyor kesinlikle. Fikirleri, zevkleri, dünya görüşü... Bana göre her insan beden dediğimiz 'emanet' in içinde kendi evrenini yaşıyor. Böylece kendi evrenimiz içinde yaşarken, diğer insanlarla da beraber yaşadığımız için, bütün evrenler tek ve büyük bir evrenin içinde beraber etkileşim halinde yaşıyor. Benim gözlerimle gördüğüm, kulaklarımla duyduğum dış dünya, her ne kadar 'aynı' olarak nitelendirsek de, belki senin gözünde daha başka görünüyor olabilir. Bunu senin beş duyun ile hiçbir zaman hissedemeyeceğim için, senin gözünde içinde yaşadığımız 'ortak evren' nasıl bir şey, hiçbir zaman bilemeyeceğim. Benim yıllardan beri düşündüğüm 'çoklu evren' teorim aslında tamamen bu. Ortak bir dünyada yaşasak bile benden haberi olmayan milyonlarca insan var. Her birinin kendine ait bir hayatı var, kendi evreni içinde doğuyor, yaşıyor ve ölüyor.

 

Böyle düşününce senin yaşaman için gerekli olan bütün bileşenler, aslında senin için yaratılmış oluyor. Senin varlığın için gerekli olan parçalar olmuş oluyor.  Böylece bütün yaratılan varlıklar, bir şekilde birbiri için yaratılmış oluyor. Bu kadar birbiri ile etkileşim halinde olan ve birbirine hiçbir şekilde benzemeyen hayatları en ince ayrıntısına kadar kontrol edilmesi gerekiyor. Çünkü bu kadar etkileşim ve düzen içinde olan bir ‘çoklu evren’ kontrol edilmek zorunda. Bu o kadar büyük ve kudretli bir Yaratıcı ki bir galaksi büyüklüğünde kara delikler yaratan ve evrendeki bütün yıldız ve gezegenleri bir düzen içerisinde kontrol edebildiği gibi, senin yolda yürürken yanında düşen bir insan gördüğünde, ona yardım ettiğin için; sana mükafat veren bir Yaratıcı olmalıdır.

 

İşte Yüce Allah’ın bize kendisini tanıtması böyle bir olgudur. O bizim aklımızın ulaşamadığı yıldız, gezegen ve galaksileri kontrol ederken, zerre kadar bile küçük olmayan dünyada yaşayan bir karıncanın rızkını vererek ve bizi muhatap alıp kendi zatını tanıtan kudretli ve büyük bir Allah’tır.

 

O, her insana farklı evren yaratan ve onları yarattığı tek evren içinde yaşatan, büyük Yaratıcımız Allah’ı bir de bu düşünce içerisinde düşünmek ve ‘kontrol’ dediğimiz olgunun ne derece büyük bir kudret içerdiğini anlamak gerekiyor.


( Dar Görüş başlıklı yazı Mehmet ÇİFTCİ tarafından 11.06.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu