Gül doğumu: aşkın fıtratı
Uhrevi bir kaygı
Acının endamına yenik düşen kadın ve
sevgi
Yalnızlığın da ilahı…
Kordan heceler
Buketlere eşlik eder
Gemlenmemiş genler
Soyut ve somut ve dağınık bir
ç/engele asılı kader
Namus sözü
Ar’ın sesi
Arı nefsi
Ayrışan kıtalar misali
Göğün çeperi İlahi duvarlar
Sürülesi saltanatı cefa dolu bir toma
misali
Hörgücü hüznün
Kordan heceleri servet bilen şairin
meali
Yitik bir gün yitik bir ömür
Hengâmesi belirsizliğin seyrinde
evrenin
Hüküm süren günbegün
Arzı var ya da yok ölümün
Talep bulmayan bir esinti
Efkârın bağcıkları
Misilleme yapan keder
Dehşetengiz bir ırmak adeta keyfe
keder
Yaşamak değil aslı yalnızlığın
Yaşatabildiği kadar yüreği
Demi üstünde
Derdi derinde saklı
Ahraz gölgeler,
Muğlak gece…
Manidar nice imge
Boyutsuz bir servet ise ilham
Peyderpey geçen zaman
Na’şı kayıp bir döngü
Hem kısır hem mazlum hem mağdur
Göğün kayıp tabelası
Nerede sahi o uçsuz bucaksız rakım?
Heyhat, kaderim
Eli elimde gözü gözümde dilber
gecenin
Ayazı sonsuz
Arazı yansız bir hüzün
Dikilesi bir düğme gibi
Rest çekmişken düğme iliğe
İki yakasının şairin bir araya
geldiği
Nasıl olabilir ki bir hediye?
Tıpkı şehri İstanbul gibi
Şehla gözlerinde ufkun
Şerden gelecek hayrın tahayyülü
Belki de kaldı başka bir mevsime
Hüzün buğusu
Yalnızlığın büyüsü
Yâdı dünün yeni günde saklı teselli
Ansızın vuku bulacakmışçasına
Tecellisi Rabbin haznesinde gizli
Yağan rahmet
Sönen ışık
Sarmalında hayatın kordan bir lahit
Mısraların b/öldüğü
Pamuk helvası adeta çocukluğun
dinmediği
Şairin asla da büyümek istemediği
Gel-geçtir illa ki bunca keder
Gel gitlere mazhar gün ve gece ve
ömür
Şahlanan dizelerden de alamazken
gözünü şair
Ümmetin niyazı kabul görür İnşallah
Acının hasılası
Ömür bitmeden elbet Rabbi şah
Damarından yakın uhrevi ve ulu
kudreti
Derin derin içine çekerken
Tekerlemesi umudun
Tüm hayaller bende saklı
Varsın olsun şiir şairin uğuru
Uğruna sevginin gemiler yaktığı
Ve yaklaşamadığı en uzak liman
Yâdı dünün
Yağan rahmetin
Uğruna döngünün