Uykusuz dağların

Dağlandığım kadar sevdiğim çınarın

Aşkın da müptelası vicdanım…

 

 

 

 

Kordan heceler tutuklusu olduğum o manivela

Bazen nasıl da seker yüreğim

Parmak izimse kalemim ve ardı arkası kesilmeyen

Kâh nidalarım kâh fısıltım

Pejmürde varlığımı diken üstünde yaşadığımsa

Değil asla yalan

Lakin bir kör vakit ihtiva eden her dilek

İçimde saklı rüzgârsa malumatım

Kanıksadığım kadar hüznü

Rabbe dönük yüzüm

Hızlıca koştuğum yokuşların

Gerçek yüzü

Bazen bir aldatı peyda olan

Bazen bir alıntı yaramı dağlayan

Yerin göğün mukadderatı

Nasıl ki sorulur Mevla’dan

 

Dip köşe kuytular çağıran ölümü

Bense aşka ve inanca meylettiğim müddetçe

Ertelediğim o meçhul sonu bunca hüznü

İçime çektiğim tek hece:

Aşkın ihbarı

Efkârın yalıttığı

İnsan kalabalıkları

Başım gözüm üstüne ey, sevgili kaderim

Aşkla ve ihtimamla serildiğim gönül kafesim

 

Rencide olsam ne ki dünün ihbarı?

Raks eyleyen duygularsa çağırırken baharı

Gönül gözüm ölü nefsim

Vereceğim son nefesin

İzinde bir nefer

Aşkla ihtiva eden yüreğim yazdığım her şiir

Asla da değil keyfe keder

 

Bir maruzatım yok binlercesine vakıfım

Aklın rotası semada saklı sırları yüreğime kazıdığım

Kazayağı acılar kardığım önüm

Kulluğuma binaen

Günbegün öldüğüm

Haşmetli iman gücümle asılı kaldığım

Göğün mukadderatı

Aşkla şakıyan kalemin ikazı

Köreldikçe cihan korunda sözcüklerin

Közünde sevginin

Bakmaya dokunmaya dahi kıyamadığım sevdiklerim

 

Alametifarikasıyım günün

Kıyamet alameti olsa ne ki döngünün

Dinmeyen çilesi telaşı içimde kördüğüm

Bir bilindik duygudan çıktığım yola

Baştan çıkmamak adına yaslandığım Ulu Çınara

Hatmettiğim her duygu her dua

Hamt ettiğim Rabbime dönük yüzümde saklı o v/eda

Aşkın hikmeti

Özleme yenik düşen insan ve doğa

Kaldırma kuvveti hüznün

Kaldıramayacağı yükü de vermez iken Huda

 

Aşkın kutsadığı

Acının tamlaması

Yalnızlığınsa hicabı

Bir vakit bir bilinmeze denk gelip geri

Gidemediğim kadar kaçamadığım kendimden

Rengi soluk bir yüz eşleştiğim kalemden

Doğan nice şiir Allah’ımı dilimden

Yüreğimden düşürmediğim…

 

Araf’tadır varlığım

Salkım söğüt gibi dağıldığım.

Ne ağlak ne isyankârdır muhatabım

Allah dostu bildiğim nice insan

Sığındığım ve gözümü sakındığım

Asası kalemdir bu garip kulun

Bir bedende tutsaktır ezelden

Alabildiğine savurduğum nice feryat bazen fısıltı

Ümmetin varlığında koyulduğum yola

Allah rızası için yaşamak değil mi ki şiarım

Rengim beyaz ruhum emsalsiz

Yürüdüğüm mezarım

 


( Allah Rızası İçin Yaşamak Değil Mi Ki Şiarım... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 15.10.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu