Şiirlerimden asın beni yetmedi
kalemimin başını b/ağlayın ölümle…
Sözcüklerim var yerle yeksan ve
imgelerim kâh karaltı kâh güneşin ta kendisi.
Özverim ve önsezilerim.
Öteki âleme gidip gelmişliğime biat…
Dünyada yaşanan bunca kaosa ve
nefrete inat…
Batılı gezgenin bir de atıfta
bulunduğum hüznümün güftesi kasıtsız şiirlere mahal verdiğim mutluluğun
alfabesi hem bakmayın siz hüznüme yeter ki gözlerimin ta içine b/akın ve görün
oradaki sonsuzluğu ve görün umudu.
Kefilim aşka.
Kefal gibi atladığım her söze her
lafa…
Lakin itibar etmiyorum artık söylenen
yalanlara.
Ben bir rengim aslında bir gök kuşağı
aslında…
Aslında bir karaltı sıvazlarken
sırtımı açtığım kadar kollarımı kucakladığım cihan ve umut bir o kadar aydınlık
bildiğim sevginin değişmezken mutu ufukta saklı umudu sererim ben şiirlerime…
Bir şair ölürse eğer ki…
Nice şair de ölmedi mi…
Bir şair ölürse sahi, ben de anılır
mıyım şiirlerimle yoksa şair olduğumu kolay kolay kabul edemediğimden midir ne
üstüne ant içtiğim kadar sevgiye azat edilir miyim sahi sözcüklerden?
Azadesiyim ben şiirlerin ve Han
zadesi yalnızlığın:
Kulluğum Rabbime kölesi olduğum
kalemin de ziyadesiyle farkında ve bir adım ötemde beklerken beni ölüm:
Ölümü görün ki: yazmadan yaşayamam.
Hikâyesi olduğum şiirlerin yanan
tabanlarında saklı bir çift pabuç gibi çıplak ayakla tavaf ettiğim kâinatı
nasıl da saklarım solumda.
Mutumsa hüzün.
Umurunda olmasam da çoğu insanın
umarsız ve umutsuz yaşayamam.
Bir şair öldü, derler mi sahiden de
arkamdan?
Yoksa arkamdan gülerler mi?
Yâdım iken dün yağan rahmete de
kefilim ve ben işte sadece bir damla yağmurdan ibaretim bir de esen rüzgârdan
içime ters esen cereyanda kaldığım kadar cenk de ederim sözcüklerle.
Ruhum yorgun.
Yaş aldığım kadar yas yüklü
meftunuyum hem ben hem şiirlerin hem duyguların.
Irkı yok içimdeki mevsimin.
İman gücümde saklıdır ilham perim.
İade-i itibar elbet şiirlerim dün
mizaçlı örüntüsü andaki mevcudiyetim ve kum saati bir bir dökerken günahlarımı…
Her renk mevcuttur yüreğimde en çok
beyaz en çok siyah bir de pembe.
Utandığımda pembeleşir kalemim ve
masum bir buse kondururum alnına ağıtlar yaktığım kadar hayata ağırdan alsam da
mutluluğu üstüne ant içtim ben bir kere kutsal kitabın ve sevginin ve söylenen
yalanlardan da aldım mı boyumun ölçüsünü hala varamadığım diğer yakasında şehrin
yandığım kadar da yaktığımdır ucunu şiirlerimin.