Düşlerim adeta birer mikado çöpü
delindiği kadar yürek yaram iki yakamdan da düşmez yalnızlığım.
Halis munis bir sevgi masalı ibraz
ettiğimden öte yalnızlık ve sevgisizliğe mahal veren karartılar oysaki uğurlu
sayımdı gittiğin gün kendimden göçtüğüm zaman kuytulara yağan karın üşüttüğü
kadar içimi demlendiğim mevsim ve tarihlerden biçtiğim delişmen zafer ve evet:
Uğurlu sayım, on üç, anne:
Doğduğun gün mademki ayın on üçü, defalarca
yalıtıldığım hayat ve sırra kadem basan dostlar.
Mevsimler sıradan çünkü içimdeki
mevsimi boyutsuzluğumla süsledim ama yetmedi…
Kıyıldığı kadar içim kıyama durdum
ben önce satırlarda sonra belki de bir yatır meziyetinde insanlığımın da çok
ötesinde iddia makamımsa haklı çünkü sevgiye paye verendi evren ve Yüce Yargı.
Düşlerim kadar düşmekten kendimi alıkoyamadığım.
Düşlemsel bir tuzak gerçeklerin
kanattığı.
Közünde acının ihlal olmuş bir sevgi
ırkı var içimde ve soyutlanmış hayattan somut bir veri ise yok işte elimde
sadece ve sadece:
Rabbin varlığı ve sen uzaklardan esen
rüzgâra muhalif bir fırtına ile diklemesine sapladığım kalbime mademki kalem ve
işte sırrı ve işte dilemması yaşamın: boyutsuz bir günceye serildiğim anbean
günbegün eklem yerleri delicesine kanayan şiirlerim ve sözcüklerim…
Frapan ve yalancı sevdalar kuşağı ve
yalanlar çağı her hikmetse ağına düşmediğim.
Bilinmeze gark eden turna kuşları göç
mevsimini tehir ettiğim.
Karartılar ve karanlık gel gör ki
gözlerimle deldim ben önümde uzanan karanlığı ve gölgemi dahi kovdum başucumdan
varsın gölge etsin kimse içimi karartan değil tam tersine aydınlığımın ve
sevgimin ve umudun büyüdüğü:
Kâh kelam.
Kâh verdiğim alınmayan bir selam geri
dönümü ise yanan bir Ateş:
Aşkın İlahi Çehresinde…
Varsın olsun içinde sızdığım kabrin
nezdinde.
Göğün kırık tamburu.
Yerin çalgısı çengisi.
Bense yıktım tabuları ve devirdim
putları varsın olsun defalarca pot kırmışlığım ne de olsa nüktedan ve doğaçlama
bir sevgi ile yaşadım ben hayatı ve tüm nazımı niyazımı çeken yüce Mevla bir de
sen, anne…
İklimlerden konuşlu olduğum artık
kimse sevgimi ikileten.
Tek hece ise tek şifresi kâinatın:
Aşkla doğan Aşkla büyüyen bir şecere
ve evrenin aşkla kutsandığı kalburüstü sevgilerin de varsın olsun batağı bense
atandığım Ulu Makamda sadece sunuyorum ruhumu yüreğimi beşi bir yerde
acılarımın bir aldatı olduğunu düşünen artık her kimse uzağındayım asla da
tuzağına düşmediğim kadar cihanın.
Rengimle yâdım dünden miras.
Sevgimle içimi aydınlattığım kadar da
eksik etmediğim niyaz.
Hüznün dahi sağaltabildiği bir yürek
benimki en çok da hüznün, sevginin müptelası ve umudun ayak sesi doğan güneşin
beni çağıran aydınlık rengi.
Kordan acılar.
Kordan heceler.
Kordan kalemim kimse kör gözlerle
yaşayan körü körüne yaşamadığım kadar kös kös sevmediğim kadar da var hani.
Hızımı alamadığım.
Hazzın ise huzurla eşleştiği.
Ulemasıyım belki de sözcüklerin
varsın olsun kalemim benim uyruğum benim ulağım…
Varsın hıncını alsın insanoğlu
sevgiden de elini eteğini çektiğinden de öte isyanı ve kini varsın taç
bilsinler varsın taşlansın mazlum ve iyi dilekler lakin…
Şiarı sevgi ve umut oldu mu insanın kimse
durduramaz beni.
Yüreğin künyesi.
Göğün gönyesi.
Sevginin iz düşümü…
Yoktan var edene duyduğum İlahi Aşk
ve bu yüreğin meddücezri dalgalar aşsa da boyumu İlahi Tınısı yaşamın, bir
karede saklı evrenin gizi ve tek hecede:
Aşk illa ki Aşk.
Ruhumun makamında yeryüzünün
mekânında bense semada uçuşan bir kuş gibi Rabbim aldı beni mademki
kanatlarının arasına kanamalı olsa da benliğim bazen kaybolsa da imgelerim ben
t/aşkın sefasını sürdüğüm kadar evrenin sadece saf tuttum tutalı masumiyetin
izinde ve yüreğin gizinde soluklandığım kadar da sevginin nezdinde…
Al beni kollarına ve bir kere daha
doğur ve yeniden büyüt beni ya da çocuk kaldığım kadar çömez nidalarda
soluklandığım rüzgârın nezdinde ısıt üşüyen yüreğimi ısıt buz tutan ellerimi
yeter ki terk etme beni terki diyar eylesem de ömrü mutluluktur şanım hüzün
düşmese de yakamdan sevgidir ve umut şiarım…
Tekil öznemde saklı hasretinle.
Tekil hanemde giydiğim içliğin ve
hiçliğin sarmalında günbegün de büyüyen İlahi Ateşin her bir kıvılcımına
serilidir yürek sesim ve dualarım kalemin tekbir getiren sesinde yüce Mevla
çağırırken beni ve senin kollarında yaşayabilmenin meali elbet iklimlerden
sevgi ve iklimlerden anne her günüme eşlik eden kâh ümidin kâh hüznün
esaretinde sevebildiğimden de fazlasısın…