Kaç renge kaç parçaya
b/ölünmüşlüğümle ilintili bir düş belki de gözlerim açık gördüğüm yetmedi içine
düştüğüm kuyunun duasında saklı bir sarnıç gibi petekler dolusu servetim arı
yüreğimde saklı tuttuğum ar denen duygunun tebessümü ile şevk bildiğim sevginin
v kalemin esaretinde gaipten gelen bir hüzün dalgasından mütevellit kanayan
sözcüklerime can veren yüce Rabbin izniyle izindeyim de sevginin…
Mübalağasız sevgi istişarede yürek
sesi
Muazzam bir coğrafya adeta atlas
ruhumda
Konaklayan gölgeleri tarumar ettiğim
kadar nefreti ve kini
Kibirli bir sevgi olmadığım o kadar
mı belli?
Azat edilesi bir rayiç üstlendiğim
Azap kuşlarından yana servetim
Varsa yoksa kuş kalbim
Bir o kadar tüysıklet vicdanımın
Israrlı sesi.
Yakut gözlerinde evrenin
Şüheda mazimi kürediğim
Kadar
Tünediğim en Ulu Rakım:
Hüznün kalibresi
Yalnızlığın b/ağlanmış basireti
Kefil olduğum iç sesimden taşanda
saklı
Bazen ıssızlık bazen kör ve kor
nidalar
Akıbeti belli olmayan bir ömür
Ve arda kalanlar
İçtimada kalem ve şair
İnfazı şiirin bedeller ödediğim
isyankar
Muhafız beklemede
Ve işte idam sehpam
Üzerine serili çayım ekmeğim
Ölümüne şerh düştüğüm
Sevgiden yana iken tek tesellim
Artık rüştünü ispatladı duygular
Kaynakçam İlah
Kayda değer alınmadığım kadar
insanların nezdinde
Ettiğim her dua
Cihan ve ertesi
Baş koyduğum yolda
İdam fermanım her gün yazdığım ve altına
attığım imza.
İmtiyaz sahibi imgeler beklemede
İndinde bu belirsizliğin
Ve işte kör noktası cehaletin
Kordan acıları yalan sevgilerin
yanında
İçtenliğimle şerh düştüğüm
Yeni keşfettiğim bir coğrafya
Nasıl ki içimde saklıymış ezelden
Kendimi sevmem için çok mu geç çok mu
erken?
Azat edilesi bir bülbül
İç sesimin mimarı
İsyanı kabrimin
Bir an evvel Rabbime kavuşma telaşı
Az evvel nasıl ki kapıştı yer gök
Başımı eğdiğim tek mekân tek makam
Mademki İlahi Aşkın Dergâhı
Örtündüğüm kadar acılarımla
Açmayacağım da artık kalbimi bir
Allah’ın kuluna
Elbet Allah yeter inanan kuluna…