Sabaha çıkar mı sahi, bu şiir ya da
bir v/edanın imgesi midir şiirin ve şairin içinde gizli saklı bir aşkın da
romansı en çok da rölantiye almışken hasret ve özlem denen o İlahi Makamı.
Cinnet gecelerinden geçtim geçeli
Kendimden geçmeye de yıl varken…
Ve işte yıllandı acılar yıllandı
hüzün
Tam da mutluluk diye yola çıkmışken
kalem.
İdare lambasında yaşanıyor gerçekler
Ah, keşke süt liman olsaydı ömür!
Bir tefrika bir ferman adaklar
Adadığı kadar
Şair ve tutkusu nasıl ki şiar
Edindi yıldızları
Ve işte anbean büyüyen tutkusu
Göğün menşei delindi
Yürek hepten elek
Ek çok da şair unu eleyip
Çekilmişken inzivaya…
Hükümranlığı kaderin
Ne delişmen ne yalancı ne sahici
Bilinmiyor işte insanların içi
İçtimada güneş
Yıldızlar ise mehtaba sevdalı
Medarı iftarı aşkın
Şair ve sevdası masum kaldı kalalı
Sorgu sual
Her satır hüzünle iştigal
Bir miras iken babadan tek kalan
Dolmuş olsun varsın
Miadı neyse dünde yaşanan.
Tek kozu içinde yaşadığı kozası
Ve yaşanan onca kaosu
Esirgerken insanlar sevgiyi
Müptelası hüznün
Deli cesareti ister hem bunca şiiri
Yazmayı bahşeden nasıl ki Rabbi
Telaffuzu yok artık güneşin
Şair de balçıkla sıvanmadığı kadar
bağlı
İken kaderine
İstişare ettiği kadar kederiyle
Gönlünde esen rüzgâr
Taşkın bir sevdanın da mezarı
Varsın olsun sadece mezar taşı
Şairin tek dikili ağacı
Köküne sadık sevgininse zirvesinde
Münafık gölgelerinse ağzına layık
Canı yandığı kadar mevsimin
Cenk ettiği her cephe şairin
Çivisi çıkmışsa ne olsun ki cihanın?
Gönlün radarı
İçtenliğinse yakınlığı
Mademki şah damarında akandır kanı
sevgiyle
İstişare ettiği günü gecesi
Ve şairin tek sahici yongası:
Koruduğu kadar şairi anne duaları…