Hazinem Sevgi Tek Ziynetimse Annem...




Çığlığın esaretinde saklı kayıp gülücüklerim ve bir mezar sessizliğinde sevdiklerimden ayrı düşme kaygısından sektiğim kadar bir bir eşlik eden yaşımın isyanı içime akan yasın devamı olmamalı yarınlar ve gelecek zaman.

Biteviye törpülediğim.

Bir mizansen bellediğim şiirin kelamında saklandığım kadar kabrime yakın bir minvalde adımlarımı sıklaştırdığım.

İsyanım yok.

İhbar ettiğimse hassas yüreğim.

Hem karnım tok artık yeni acılara kaldıramayacağımı bildiğim için de tahammül kalmadı artık telaşlı talaşlı kaygılı yeni günlere karanlığın delip geçtiği bir mısra iken hayatın gizemi ve tevafuk eseri ihtimaller ve mucizeler saklı sandığımda:

Daha dün gibi.

Güne meylettiğim ömrün meali.

Sürgün edildiğim coğrafyalar takatimin kalmadığı kadar yeni kayıtlar açmamalıyım hüznün defteri kebirine.

Bir gün daha sonlanırken.

Çatık kaşlı gölgeler biçimlenirken.

Kaçamadığım kadar kendimden kaçamak bakışlarla arkamı kolladığım ve duacısı olduğum anne sevgimde büyüyen yüreğim büyüttüğüm acılarım içine düşülesi o kuyunun kapağını artık her kim açıyorsa kırık bir radar misali yüreğimin takılı kaldığı her ihbarı bilfiil Rabbime ilettiğim.

Dokunulmazlığı varmış meğer ömrün.

Dokunmaya dahi kıyamadığım annemin yaralı yamalı yüreği.

Mendile yağan kar gibi.

Mentollü bir şeker gibi genzimi yakan.

Mizacı sarhoş bir rüya gibi yalpalandığım.

Miksere attığım duygularımla sırdaş kalemim gibi A4 kâğıdın tam da merkezine sapladığım.

Rengi hüsran çatık kaşlı kelamın beyitlerinde saklı sırlar.

Rakımı uzayan bir adım ve tekeri kırık cihanın aşkın asası sözcüklerin skalası ruhunsa uzaktan kumandası mademki hüznüme mademki sevgime mademki kalemime kefilim…

Keyfe keder duyguların töhmeti.

Yalnızlığın ibaresi.

Acının damıttığı.

Ve tortusu gizemin o minval ki sektiğim bir rampadan aşağı düşen imgenin intihar mektubuna eşlik eden şiirin saf ve acılı yüreği bir o kadar tekbir getiren yürek sesi.

Seyyahı duyguların şerefesi rüzgârın şelalesi yüreğin ve şah damarından yakın olana sevdalı şairin kıblesi kahır değil umut kani olmasa da meyleden kararan göğün attığı her çentik misali çakan şimşeklere asılı hüzzam makamı dirlik telaşı dingin olmaya dönük yüzü her selam vakti kelamın bazen de kısılan sesi.

Hayta rüzgâr içtimada.

Hoyrat imgeler takılı ruhun kancasına.

Emsalsiz bir neşe endamı dünde kalan.

Evhamlı bir sevgi masalı kaybetmemek adına sevdiklerini yalan dünyanın beyitlerine sığar hikâyeler yamalı bedenlerse ölümü tehir eder ve işte o hiçlik makamında saklıdır ömrün özeti.

Bir minvale seken.

Bir miadın da dolduğu.

Şiirlerle dillenen muradı şairin ve tek tanığı tek varlığı ulu Rabbi.

Keten helva tadında hayat bazen bayat ekmek tadında ve nimetin vazgeçilmezliği aşkın ambarı yüreğin cenneti konuşlu olduğu kadar hükümranlığında Mevla’nın ve işte soyuttan somuta dönüşen duyguların kâh şiirle eşleştiği kâh hikâyeler tadında bir merakın bir gizemin tarihçesi dünde saklı göğün çağrısı ve ansızın peyda olan bir mucizenin varlığı elbet tevafuk eseri yazılanların nezdinde şükre ve hamda dönük iken şairin çocuk yüreği.

Mevsim kıpırtısız.

Sözcüklerse mecalsiz.

Kalemin bilek gücü.

Kabir azabı çekilen günlerin hükmü her hâlükârda umudun teftişe çıktığı bazense geceleri uyku tutmadığı kadar elemin sıcak yüzü rüzgârın üşüten sesi ve hislerinin de müdavimi iken şairin peçesinden sökün eder heceler.

Aşk hümayun ise.

Aşina olduğu kadar yürek gizemin sesine.

Aşikâr bir aşka meyleden ve işte yoktan var eden Rabbin nezdinde sırtını dayadığı o Ulu Makam sarnıcı ömrün sevdasına yenik düşen mahzun gülüşün ikbali satırlardan taşan bir kıvılcımdan doğan ateşin izinde güneşin yakıcı yüzünde yıldızlar ise sevdalanmışken mehtaba…

Sancılı bir doğumdur peyda olan bir de ıslıklanan.

Sanrılı bir nehirdir belki de göl durgunluğunda bir ömrü hayal eden şair sığamazken bedenine ve neşri şiirlerin hayatınsa nesri edalı bir yıldız endamlı bir ay ışığı efkârın sağaltıldığı yaşların ıslattığı zemin misali şair nasıl ki müdavimi beyaz sayfanın ve her yeni gün her şiirdir beyaz yeni bir sayfa açmaya meyleden şairin izini sürdüğü asla da kurumayan bir nehir misali coşkunun da tozu dumana kattığı ve parmak izi şairin şiirler nasıl ki şiarı ve yenik düşmediği kadar zalimin da varsın sonlanmasın zulmü.

Sözcükler yoldaş.

İmgeler sırdaş.

Güneş illa ki bir defalığına da olsa şair için doğacak ve müjdecisi yeni günün sıra dışı bir özlemin sonlandığı iken metruk hanelerde doğan güne kavuşma telaşı ile meczup bir iklime kanat açan hayallerin tayinine iz düşen bir şiirden daha alırken gücünü şair…

Gönlümün surlarında saklı sureler madem…

Nasıl ki suretimde saklı düşünceler…

Düşler.

Düşüşler.

Tanzim edilmiş unutulmuş yeminler.

Tasfiye ettiğim kadar dünümü tahayyül dahi edemezken yarınları.

Temcit pilavı gibi dağıldığım ve yüreğimin yanığı.

Lanet etmeden isyan etmeden şükre delalet her duygumla kanıksanası yalnızlığımla sektiğim bir deryada saklı tek bir damlaya da tekabül etmenin verdiği kâh korku kâh coşku kâh tahliye edemediğim kadar hücre hapsimi dona kaldığım bir kış günü baharın da semada saklı iken hayali.

Rengi kaçık güneşin.

Rakımı ise ulaşılmaz yanan ateşin.

Ve ruh eşim kalemim ve medarı iftarıyım ben sevginin.

Haznemde yangın.

Hazinemse sevgi…

Elbet tek ziynetim annem.

Acıların eşiğinde açmazın beşiğinde ve işte o imleç beni uzaklardan çağıran ve şeşi beş bir hare parlayan gözlerime eşlik eden semanın da ukdesi kalmışken içimde şiir benliğimde bedenimden firar etme arzusu ve yazdığım o kısacık sıkışık sıkıntılı zaman dilinde yerleşik bir sancı bir sanrı.

Hüznüme bedeller ödediğim kadar attığım her çentik mahiyetinde iken şiirlerim elbet yürek yaramın tek merhemi ölümsüzlüğe nazire eden bir sorgu hâkimi iken kader kederimle baş başa baş veren umudun yaslı varlığıma eşliği en çok da Rabbime kavuşma özlemi ile yandığım kadar yakardığım yürekten yeter ki kabul göreyim Rabbimin Dergâhında…

 


( Hazinem Sevgi Tek Ziynetimse Annem... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 12/16/2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.