Düşlerimin kırık tekeri:
Sahi, nerelerde kaldı bu günkü hüzün
payıma düşen?
Ve de renklerin istilası oysaki ben
sıra dışı bir pembeyim bir de beti benzi attı mı yüreğin…
Kırık tekerim.
Diyemediğim onlarca tekerleme ve işte
s/onsuzluğun g/izindeyim:
Lütfen, bayım: az daha aza daha üzün
beni.
Yerle yeksan olmuş iken kuraklık da
bağrımı yakan
Kıraç sözcüklerin defolu mahiyetinde
saklı tutulası bunca hayal ve de hüsran.
Tamtakır ruhum ve az evvel bozdurdum
eskiciye:
Adam, demez mi bir de:
Eskileriniz alınır farkımız işte
burada ve kimsesizliğin tahliye edilemediği o zindandan düşen ne ise payımıza!
Renkler geçkin.
Gün solgun.
Gece erişkin bir acı.
Ve işte yüreğimin serencamı hele ki
yok mu hayatın telaşı…
Bense annemi büyütüyorum koynumda en
derinimde saklı ve şimdilerde onun hem kızıyım hem annesi varsın tekil ve yetim
ruhumla kıysınlar canıma yeter ki cihan kıymasın anneme ve gözümün feri sönene
değin yerleşkesiyim umudun ve sevginin…
Hem…
Hem artık gücüme de gitmiyor
yaşadıklarım:
Herkes kendi yolunda kalsın yeter ki
ve yeter ki engellemesinler varlığımı ve coşkumu ve sevgimi ve umudumu…
Kırık tekeri düzenin.
Yazarak kıyama durduğum değil iken
yalan ve işte yaza yaza, yandığım ve yağdığım bir o kadar yağmalandığım.
Vakitse çok ama çok erken gerçi çok
da geç kaldım kendime ama…
Kimyam bu:
Şiarım da.
Şair kimliğim bazen teklese de
seviyorum işte alabildiğine olabildiğince.
Günlerden annem.
Mevsimlerden yüce Mevla.
Mealimse hidayet ve huzur dilediğim.
Meyan kökü filan da değil hani
içtiğim ve evet, ben bir sarhoşum bir derbeder bir bedevi:
Acımı içtiğim kadar sarhoşum ve kurak
dudaklarımda saklı gökyüzü ve kulaklarımdan da gitmez iken annemin sesi ve
sevdası.
Bir bilmeceden ibaret olduğumu sansam
bile meğerki daha fazlasıymış içimde saklı olan: nice şifre nice gizem ve
ruhumun tekil hanesi coşkuma set çeken kimse uzağında ve kimse sevmemenin
duyarsızlığında…
Yakam dik.
Başım dik.
Sevdiğim kadar da yakınım Rabbime ve
kendime…
Şair ne mi demiş?
Elbet kendinden gitmemeli iken insan.
Kulvarımda öncüyüm ve sözcüklerin
bulvarında teğet geçtiğim kadar hayatı hayatla da iç içe.
Yüzüm yok diyemem ve sevdiğim kadar
bakıyorum insanların yüzlerine ve sırdaş kalemimle yağıp yağdırıyorum
duygularımı.
İstilasında sözcüklerin duygularsa
yan basan.
İfşası ruhumun ve eziyet babında ne
zamanki sussa kalemim.
Direktifleri evrenin.
Ve direncim.
Ve dirayetim ve sınandığım kadar boş kâğıt
da asla vermedim ben ömür boyu bu yüzdendir öğrenciliğim de ömür boyu
süregelen.
Kasıtlı kasıtsız sevebilirken.
Kaybolsam bile yolum yine çıktı Rabbime
ve kulağımda ezan sesi.
Kimse eziyete ve zulme meyleden…
Seviyorum seviyorum işte:
En çok da mazlumları ve yalnız
kalanları hem de Allah rızası için.
Ah, etmesem de yanmakta iken canım.
El aman demeden sektiğim gök kubbe ve
Samanyolu.
Yıldızlardan da öte yılmadan
parladığım en çok da canım yandığında Rabbime ulaştığım.
Kendim ve kimsesizliğim.
Satır aralarında şakıyor ruhum ve
kanıyor kalemim.
Kanamalı düşlerim ve işte göğsümü
gere gere sevip yazabilirken…
Hele ki tınısı yok mu iç dünyamın her
ne kadar baskın çıksa da dış ses ve dışlandığım kadar kabımdan taştığım.
Ruhumun akan rimeli.
Gökyüzünde saklı yürek izim.
Yerküre ise boğucu ve yanıltan ve
yalancı:
Bense ruhumdaki dualara kiracı ve
işte kat çıkıp da hidayete d/okunabilme arzusu.
İklimler değişken.
Bense aynı.
Sözcükler vurgun yeri bense tutsağı
iken sevginin ve düş âleminin penceresinden kuş bakışı seyrederken evreni.
Kaygan ve nemli bir zemin varsın
olsun hele ki insan eminse kendinden varsın konsun hüzün, pencereme.
Kodaman hayallerin.
Sözcüksüz sevgilerin…
Ve de uçuşan perdesi sezilerimin…
Yâdımda saklı onca teselli aşkla baş
koymuşken yaşamaya ve Allah rızası için yaşadığım sevdiğim kadar da rahat içim.
Bir b/ölü iki iken aşk.
Ve aşkın çeperinde saklı iman gücü ve
İlahi Ateş…
Sönmek ne kelime?
Yandığım kadar yazarken ve yazdığım
kadar da yağarken varsın yağmalansın iç dünyam…
İçtimada kalem.
Noktasız duyguların renginde saklı
âlem.
Üç noktalı hüzün teknem su alsa bile
ben ıssızlığımla hüznümle kulaç açmaktayım mademki hayallere ve yarınlara.
Bir tebessüm borcu da var iken
evrenin ve geç kaldığım kadar kendime yeter ki geç kalmayayım sevdiklerime ve
ölüme…