Deşilesi zihnin ölü kurtçukları belki de bir fabla gebeydi gece:

Ne hacet yaşamaya?

Ölüm ki ansızın bastıran bir nimet.

Hicri duaların teyakkuzda kabir sesim aşka inat kuruyan nidalar ve sözcükler birer çöl çiçeği adeta:

Önce kıraç topraklar takılı iken yakama…

Sondan başa zikrettiğim fikrin hümayunu elbet ömür elbet heceler elbet öykündüğüm ölüm öncesi nakşında na’şımın isyanı bastıran bir hüküm ve el vermese de içim başım gözüm üstüne sırrına vakıf olduğum kadar yalnızlığın ne sırça köşküm kaldı geride ne de sarnıcı duyguların:

O kör kuyu ki:

Metaneti dirayeti sıvanası kolları asaletin nice ukde saklı içre dönük yolculuğun mukadderatı aşkla pişen hüzün devasa örgünün nihayeti varsın olsun bir örüntü yaşam varsın kırılsın kolu kalsın yengide sivri dili zalimin zinhar yalan sevginin meşalesi söndü sönecek insan ırkında:

Mesnetsiz ithamlar.

Öcü bilinesi yalancı timsah gözyaşları.

Aşkın iken bir akis.

Neşrinde özlemin.

Nesir giyimli iyi görünüşlü bir şiirin bir de şairin kaderi.

Elyaf sevinçler.

Rabıtası dünün.

Revnak acılar durağı.

Alabildiğine edilse de sürgün.

Endamlı bir hüzün

İken meşrebi

Örtülü bir düğün gecesi

Hem ölüm hem nikâh.

Hem düğüm hem de kopası kıyametin öncüsü

Akışkandı gece mademki sırnaşık bir de hüzne gebe.

Alışkındı yürek azadesi göğün ardıç kuşlarına özenen kırık kalbi şairin.

Renkler hulasası cennetin yol yordam bilmez ki asil gerçekler:

Alabildiğine s/üzgün amaçsız zemheri ölümün sönmüş iken feri.

Zan düşkünü zalim ve malı mülkü saklı zulümde.

Mazlumun reçetesi.

Yalnızlıksa aşkın hazinesi hele ki yol yakınken koşmak ölüme öncesi Rabbine sadık ön sözü asla muğlak olmayan ve nice münafık kelepçeli sözcüklerin damarına her bastığında alabildiğine yağmalanan sessiz nidalar.

Göğün peçesi.

Yerkürenin reçetesi.

Yalnızlığın asaleti.

Sancılı bir zaman ki minvalinde saklı gölgeler.

Mevsim hikmetli.

Yaşlarsa nimeti hüznün.

Ve o devasa çan eğrisi sökün eden bir bir sakıncalı bir idame olmasa gerek ömür…

Karaçalı misali dikeni içine batan güller birdirbir oynayan goncaların tahayyülü elbet mahşerdir kavuşulası akla ziyan elbet mezardır içine girilesi kim kaçabilir ki adil sondan?

 


( Yaşamak... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 30.05.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu