Uzun uzadıya anlatmak istedim. İçimi dökersem bardağı taşırmaktan tedirgin durarak. Duraklarım bile bu ne idüğü belirsiz hislerden örülü duvarlarla doludur. Zaten ben hep korkmuşumdur. Zarar görenler zarar vermekten korkar, zarar verenler zararın farkında olmaz, zararı bilip peşinden gidenler zararın kendisi olmuştur. 


Bu hep böyledir. En azından içimdeki karakterler her birini kimi zamanlarda üzerine post olarak giymiştir. “Kişi kendinden bilir işi” denilir. İşte ben de içimi dışarıya yaptığım manzaramdan izliyorum ve bu içimi en iyi anlatan seyrediştir.


   Sorumluluk duygum gitgide azalıyor. Kendim dışında bakacak bir kedim bile yokken kendime yük, fazla, nazlı gelmem yok mu… 


Oysaki yeni bir hayat kurmuştum. Yeni bir şehirde yeni bir evle yeni bir iş! Bu serzeniş toprağımı değiştirdiğimden değildi. Çünkü çocukluğumun geçtiği yerleri tercih etmiştim. Asıl mesele toprağıma döndüğüm halde kendimi bulamayışımdı. Beklentilerim besbelli benden bezmişti. Muhatap arıyordum. Konuşacağım, konuştukça o bayırlı yollara koşacağım, koştukça aştığım o manzaralı zorluklardan gurur duyacağım bir mezra… 


Yazmaya da işte böyle zamanlarda başlamıştım. Kabuğum kırılmadı, içime de sıkışamadım. Bir yerlerden gelen bir tını, beni kelimelerle dans etmeye zorladı. Baktım, keyif aldım. Ne yapayım, eşlik ettim bende. 


Öncelikle her genç kızın yürüdüğü yolu tutarak günlük tuttum. Ardından kötü günler beni buldu ve mahvolan günlerimi karalamaktansa başkalarını koydum potaya. Onlar gibi hissetmeyi denedim. 


Mesela bir savaşta son nefesini veren bir neferi, gezicilerin rehberlerini, benden asırlar önce yaşamış tüm insanlara örnek teşkil eden bir peygamberi ve bir ateistin okuduğu raflar dolusu kitaplarındaki bir kelimeyi anlamak için en kıymetli hazinemi verdim. Hala da o açtığım sandığın tiktakları iş görüyor. Hoş, ben ister önemseyeyim ister boşvereyim o yine de ilerleyecek. Gelecek bir makine, zaman ise en değerli parçası olsa gerek.


   Yazmak için yazdığım bir sürü parçalar oldu. Belki de bu da onlardan biridir. Zaten her parçalara ayrıldığımda elimde bir kalem belirir. Ardından bu ağaç parçası, ham maddesinden olan bir kağıt parçasına kavuşur. Ruhum bile duymaz, ruhum bile bilinmezdedir. Başta karalama gibi gelir fakat oturup hayatımı izlesem karaları bağlayacağım kesindir. En iyisi “ne yapmışım bir bakayım” diyerek şöyle bir okuduğumda temas ettiğim her ne nokta varsa sonsuzluğa uğramış hissine kapılırdım. Hatta sonsuzluğa onsuzluğu ekleyerek başı gayet büyük harfle başlar, sonu ise üç nokta ile yerini alırdı. 


“Yazmak matematik işidir” derdi hocam. Uçsuz bucaksız kafa okumalarımı içeren sayfaya baktığımda “doğru” görürken; daha aklı selim, kendimi bildiğim, kendimden emin yazılarımda “ışın” görürdüm. “Doğru parçası” bana nereden gelip nereye gittiğim sorularını cevapsız bıraktırırken “ışın parçası” başlangıcını koyabildiğim bir hayatı simgelerdi. Her halükarda bu işlemler, başta bahsi geçen hisse kapılmanın adını koyar; sonsuzluğa dokunurdu. 


Taslak hazırlamazdım; düşüncelerimi özgür bırakırdım. Bazılarında özümü hatırlar, unuttuğum kimi zamanlarda ise özür diler, öykümü elimde hamur gibi evirip çevirerek şekil verirdim. Bütün bunlara “zahmetli iş” derler. Ama bir de beni yazarken değil yaşarken görseler!


   Bir kelime dahi etmek istemediğim anlarda, yazarak kendimi anlatma çabam; hala yazarlığa dair umudumu diri tutuyor. Mavi boncuk olmayan iri gözler altında bu işin ne kadar piri olabilirim bilemiyorum ama hayat bir senaryo ve sırası gelen oynuyor. Umarım geç olmadan parlar yıldızım; çünkü ben hala şu soruyu soruyorum kendime; Nasıl yazılırım?


...Tuğsel...

( Nasıl Yazılırım başlıklı yazı Tuğsel Karakırık tarafından 10.06.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu