Düşlerim, değerli bayım, düşlerim diyorum…

Eğer ki d/işlediğim kalem iken bir imla hatasına yol açacak…

Ve işte imha ediyorum düşlerimi: yerle yeksan edilmiş cahilin cühelanın sözüm ona verdikleri hükümde mademki güven telkin edecek tek bir canlı yok bu cihanda ve işte sunuyorum taziyelerimi içimdeki ölü ve görgülü çocuğa.

Çıt çıkarmadan yaşadığımdan da öte artık çıtkırıldım değildir ruhuma askıntı o vaveyla asla da bir düş unsuru değildir adımdan sonra gelen ya da adımladığım hayatın hangi boyutunda saklı isem.

Tensiye ediyorum kimi sözcükleri.

Tasvip dahi etmiyorum durduk yere verilmiş hükümleri.

Sudan sebeplerle yok sayıldığımdan da öte susuz kıraç yüreklerin biriktirdiği kini ve öfkeyi kendilerine ellerimle iade ediyorum.

Oysaki…

Bendim ben düşleyen imgeleri.

Bendim ben: yazdıklarımın satır arasında saklı gölgeleri kulağından yakalayıp da görmezden geldiğim.

Bendim ben gözü açık düş gören.

Ve sevgili bayım: ben artık kızgın hatta küskün bile değilim size ve siz gibi beni yarı yolda bırakan kalleş gölgelere.

Surlarda saklı iken sırlarım.

Sır dolu kırık aynalar güzergâhı.

Adımladığım yolların da tek kahramanı benim hani:

Kuru dere yataklarında biriken cesetler.

Ölü ruhlarda barınan sözcükler.

Ölümsüzlüğe de nazire ettiğim yıllar ve siz, bayım bir de öykündüğüm aşk yok mu?

Öldüresiye sevdiklerim:

Çeyrek düşlerim.

Çeyrek gülüşlerim.

Beşi bir yerde duygularım ve duyumlarım ruhumun biten bataryası gecenin sökülen karanlığından fırlayan ay ışığı ve kayan tüm yıldızları evlat edindiğimden de bu yana şiirleri ve hayalleri…

Küskün değilim artık evrene.

Bir küs çiçeği iken bir süs bitkisi olmayı reddedip beynimle açtığım savaştan aldığım yaraların yandan çarklı yamalarında varsın yok addedilsin ruhumda açan güllerin her biri ben ki:

Solmaya dünden razı.

Ben ki:

Sağdıcı sayımların ve solumdaki rayicin peyda olmadığı kadar da sevgimin tek alıcısı iken yüreğimdeki çocuk.

Bir ninni söylerken anneme.

Annemin doğduğu gün 13 iken ve de uğurlu sayım…

Yetmedi çocukluğumda kavanozlara doldurduğum uğur böcekleri ve bir avazda saldığım.

Rutubetli değil de artık: ne gönlüm ne göğüm.

Ne görümceyim ne gelin:

Ne suskunum ne de saygısız.

Ne düşkünüm sevgiye ne de arsız.

Hırlısı var hırsızı var mademki bu çivisi çıkmış cihanın.

Kefilim de yüreğime…

Kefilim de kalemime.

Kefilim şiirlerime.

Solmuş olsa gün ışığı ne ki?

Ya da bir gamzesi var sözcüklerin ya da yok…

İçine gömüldüğüm tabutun çoktan da firar etmiş iken çivileri.

Mademki çivi çiviyi söker, bayım…

O halde duygular fora ne de olsa bir kazada kaybettiğim solumsunuz siz sorumsuzluğunuz kadar s/onsuzluğunuzla nam salmış olduğunu sandığınız bu sefil cihanda aslında hiç mi hiç var olmamış solumun nezdinde ve de Rabbin nazarında sevgimi sadece büyüten yegâne varlık iken yüce Huda’m…

 


( Ve Siz Bayım Bir De Öykündüğüm Aşk Yok Mu... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 14.06.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu