Düşüme düştün bu gece oysaki sefasını
sürüyordum yalnızlığımın ve de içimde dağılan mikado çöpleri d/ağlamışken
kalbimi bir tutam imge serptim şeker niyetine çayıma:
Çayın yanı başında o dere yatağı
Kumsalı hüzün kokan bazense bir
başkaldırı
Nifak sokanların yüklediği hezimet
Oysaki ben hep sevmiştim hem insanı
hem cihanı
Bir meziyet değil
Bir eziyet hiç değil
Ezilse de içim
Çekincelerin ölü iklimi
Kurban verecekken ruhumu
Tuttun çektin elimden
Nahoş iken nidalar
Serbestîsi sözcüklerin
Kale alındığım kadar
Asılı olduğum kale duvarları
Müspet menfi üşüten
Sıcak bir nefeste tutuşan
Sancılı kelam geri dönmeyen selam
Köküne sadık bir minval
Aşkla hemhal
Körü körüne değil
Korunda saklı iken közü
Özü sözü bir misal
Yerin göğün uçuşan duvağı
Peçesinden de sökün etti mi yüreğin
ikinci baharı
Tokuşan mısralar
Tökezler mi sahi imgeler?
Sahici sevgiler
Semada saklı o nefer
Yerin göğün Efendisi
Hümayunu kâinatın
Yoktan var edene sevdalı
Tüm ama tüm sevdiklerime de duacı
Yanan lamba söndü mü
Mum da aktı mı
Mim sanatçısı kalem
Çatık kaşlı rüzgârı kardı mı?
Dökümlü etekleri
Mevsimin lal heceleri
Aşkın küpeştesi
Sözcüklerin reçinesi
Ah, o endamlı
İç çekişin yapmadığım kadar
muhasebesini
Varsa yoksa gaipten gelen coşkumu
sevgimi
Sundum ben evrene
Ne Suna ne yaralı sima
Semada saklı evrelerim
Varsa yoksa düşkünlüğüm aşka
Gel gör ki sıradan değil
Sözcüklerle iştigal
Yaratandan dolayı sevdiğim her insanı
ve canlıyı
Taşırken başımda
Ve işte yeniden döndüm başa
İster kırık plak de ister laterna
Közüm de bir özüm de sözüm
Tek servetim mi?
Sadece sus ve dinle
Yetmedi
İmge imge yağ içime…
Hüznün kesri
Yuvarladığım rakamların kereviti
Sözcüklerse ambarım
Elbet ben de ruhumla ilhamımla
Tutuşturduğum kadar kendimi
İhbar ederken de sevgimi
Hem kanarım hem yağarım
Ne de olsa mevsimsiz bir minvalde
seker iç sesim.
Şerh düşülesi aşka
Kimyamdan boca ettiğim her yaşa ve
her yas’ a
Makamım bellediğim
Varsın meclisten geçmesin o yasa
Temyize gideceğim elbet
Lakin başka bir şiirde başka bir
mevsimde
Gönlün çeperi
Yeter ki ve de sadece
Kurban olayım Huda’ma…