Bu sene okuduğum kitaplar içerisinde en heyecanlısı en anlamlısı ve en şirini diyebilirim çünkü tadı damağımda kaldı ve elimden bırakmak istemedim.Hikayelerle olan sevdam ilkokul yıllarıma dayanır ve Ömer Seyfettin'in tüm hikayelerini okumuş ve çok etkilenmişimdir.O günden beri okuduğum her hikayenin kısa,anlaşılır ve yazılarının büyük olmasına büyük önem veririm.Geçenlerde bir hikaye okudum yaklaşık elli sayfaydı,Sabahattin Ali'nin de bazı hikayeleri böyledir.Yazan için keyifli olsa da,benim gibi,sayfa takıntısı olanlar için bu yolculuk pek keyifli geçmiyor,kısa hikayeleri okurken kendimi asfalt yolda yürüdüğümü hissederken uzun hikayeleri okurken patika yollarda düşe kalka yürüdüğümü hissediyorum.
On altı kadın yazarımızın(Nilüfer Açıkalın,Buket Başaran Akkaya,Meltem Arıkan,Lütfiye Aydın,Sezer Ateş Ayvaz,Hande Baba,Gönül Çatalcalı,Gülseren Engin,İnci Gürbüzatik,Feyza Hepçilingirler,Müge İplikçi,Esra Odman İyier,Jale Sancak,Mine Söğüt,Semrin Şahin,Nalan Yılmaz) hikayelerine yer verildiği kitabı herkese şiddetle tavsiye ederim,konusu başlığından belli:kadın.
Kadın deyince aklımıza iki şey geliyor maalesef ya cinsellik ya da cinayet.Kadın sömürüsü dünyada üst düzeyde olmasının yanında kadın cinayetlerinin yaşanmadığı gün yok zaten gazetelerde okuyor,televizyonlarda seyrediyoruz.Bütün bunlara bir mesaj gönderilmek istenmiş olacak ki kitabın ilk ve son sayfasında boş ve kırmızı bir sayfa var yani kadın tacirlerine,tecavüzcülerine ve katillerine kırmızı kart gösteriyorlar.
Neymiş kitabın amacı: " Bu kitabın asıl amacı Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanan 8 Mart'ın tek bir günde kalmaması,'Her Ayın 8'i Kadınlar Günü' sloganıyla çoğalması."
"Kadın Olmak"adlı yazısında Gülseren Engin şöyle diyor:
"Dünyanın neresinde olursanız olun,kadın olmak talihsizliktir.Dünyaya 1-0 yenik gelmektir.Sadece ülkemizde değil,bütün dünyada,hatta ' gelişmiş' dediğimiz ülkelerde de bu böyledir.Üstelik dünya kurulduğundan beri, kadınların egemen olduğu ilk çağları saymazsak hep erkekler egemen olmuşlardır.Devlet düzeni, yasalar hep erkeklerden yanadır.Kadınlarsa hep aşağılanmış,itilip kakılmışlardır.Kimi zaman büyücü,cadı diyerek yakılmışlardır.Savaşlarda kazanan ordunun erkeklerine yenilen ülkenin kadınları sunulur.Tecavüzler,o ülkenin erkeklerini psikolojik olarak yıkmak amacını taşırken aynı zamanda kazananlar için armağandır bu. Erkeklerin üstünlüğünü kanıtlar.Oysa kanıtlanan sadece kas gücü ve erkek dünyasının vahşeti,acımasızlığıdır.Kadınların bu tecavüzlerden dolayı neler hissettiği,ne acılar yaşadığı erkeklerin umurunda bile değildir."
O halde gücünü güçsüzde denemek değildir erkek olmak.
Kendinden başka canlıyı ve varlığı hafife almak demek değildir.
Zulmetmekte zengin,sevgisini göstermekte cimri olan demek değildir.
Dilinde küfür,kalbinde kibir,elinde silah olan demek değildir.Yaşatalım,yaşayalım ve kadınlarımızın haklarının sonsuza kadar savunucusu olalım.
(
Bir Kadın Varmış Bir Kadın Yokmuş başlıklı yazı
berberce tarafından
13.07.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.