Son İstiklal Savaşı


15 temmuz 
millet tarihinin hafızasına kazınmış kutlu destan
tarih boyunca din, vatan, millet, manevi değerler uğrunda 
savaş meydanlarına, cephelere seve seve koşan 
ölümün kucağına atılan aziz kahramanlar
tankın, topun, uçağın karşısına 
sadece imanıyla, inancıyla, yüreğiyle çıkan şanlı kahramanlar
bozguna uğrattılar hain darbe girişimini 

o gece türkiye
tüm renklerini, meşreplerini geride bırakarak 
tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet şuuruyla birleşti 
dur dedi kahpe darbeye 

ezan bir kıyamdır 
bir basü badel mevttir
bir diriliş bir cihat çağrısıdır
dinin şiarıdır ezan 
gece yarısından sonra okunan 
bir muştunun habercisidir
bir direnişin haberidir
bir kıyamdır sala

gecenin karanlığını perde perde yaran bu semavi nida 
neyi anlatıyordu
kıyamet mi kopuyor
yoksa beklenmedik bir felaket mi geliyordu 
sonra sokaklar, caddeler, meydanlar kalabalıklaştı
Jetlerin, tankların, silahların sesleri duyuldu 

bir yerleri bombalıyordu düşman
can havliyle evlerinden, yataklarından fırlıyordu insanlar
abdest alıyor
yaklaşan felaketi namazla, niyazla karşılayarak 
olayların Sahibine arz-ı ihtiyaç ediyordu 
dua ve niyazda bulunuyordu
arkasından ev halkıyla vedalaşarak sokağa çıkanlar
savad-ı azama katılıyordu

yıllardır ölüm ilanı olarak algılanan sala, o gece
15 temmuz gecesi bir diriliş çağrısı oldu
şehadet parmağı gibi göklere uzanan 
şeffaf bir şala bürünmüş minarelerden 
yükselen ezanlar, salalar göğün zarını yırtarak
ulaşıyordu ufukları tarayarak serhatlere 
o ne kutlu bir mesajdı 
o ne ulvi bir tebşirattı  

ezan, 
bir muştuluk çağrısıdır, huzura davettir her zaman
biatı yenileme, ahdi tazeleme manifestosudur 
belki bir ilkti dünyada 
meydanlar bu çağrı ile şenlendi
bir daha asla evine dönmediler 

şehadetleri dinin temeli gerçeğine sahip çıktılar 
millet olmanın şuuruna vardılar
bir ibadet şuuruyla meydanlara yürüdüler 
devletle millet, meydanlarda bütünleşti
vatanın her köşesinde, 
her meydanında 
birlik ve beraberlik ezanlarla, salalarla taçlandı 

anadolu bir kez daha şahlandı 
kuvay-ı milliye döneminde müstevlilere karşı nasıl şahlandıysa 
15 temmuz kalkışmasına karşı da aynı ruhla 
aynı kutsiyetle bir kere daha şahlandı
zulme karşı direndi
bir asır önce ki  istiklal mücadelesini
tekrar gösterdi 
biz kısık sesleriz, minareleri sen ezansız bırakma Allah’ım dedi

meydanlar, minareler böyle bir diriliş kıyamına şahit olmadı 
şanlı türk milleti tekbir sadalarıyla kıyama durdu 
bu mukaddes kıyama icabet etti 
dur dedi kahpe darbeye 

15 temmuz gecesi öyle bir kıyamdı ki
sanki mahşeri andırıyordu 
meydanlar doldu, caddeler hareketlendi 
millet silahlara göğsünü geriyor 
paletlerin altına kendisini atıyor
dipçiklere karşı bağrını açıyor
al bayrağa sarılmış cesur yürekler 
tankları çıplak elleriyle durduruyordu 

darbelerin susturduğu ezanlar 
yüz binden fazla camiden, minareden 
darbeleri susturan ezanlar olarak yükseldi
o ezanlar ki 
fetih devrinde bozkırın bağrında yükselen ezanları çağrıştırıyordu 
o ezanlar ki 
gün ağarıncaya dek Anadolu semalarında yankılandı 

ezan sanki ihtiva ettiği mana ile 
belki ilk defa bir darbeyi püskürttü 
ezanların susturduğu o melun darbe girişimini 
bir daha diriltmemek üzere yokluğa mahkum etti

minareler ve salalar bu soylu direnişin öncüsü oldu
top yekun bir  millet kutsal davete icabetle 
ihaneti bertaraf etmek için meydanlara koştu 
meydanlar cihat meydanı kadar azizdi 
kimsenin aklında ölüm korkusu yoktu 
ölümü korkuttular

haşhaşiler 
silahsız insanların üzerine ateş yağdırdı 
vaktiyle mermileri havada yakalayanlar gibi
ateş kusan ölüm makinelerinin üzerine yürüdüler 
kimsenin gözünde ne hanüman 
ne de ocak endişesi vardı

tek dert vatandı 
ya ebediyen istikbal
ya ebediyen esaret idi  
onlar birinciyi seçtiler 
bu uğurda şehadet şerbetini içtiler 
daha öncekilerin katına nurdan kanatlar takınarak uçtular

artık ezanların tanklarla, toplarla susturulması tarihe gömüldü
havalanan savaş uçakları, helikopterler 
harekete geçen tanklar 
millet iradesiyle ricata mecbur oldu 
kendisini tanklara çiğnetti ama iradesini çiğnetmedi millet

o gece müezzinlere saldıranlar 
darbelerle susturamadıkları ezanları 
silahlarla susturmak istediler 
meydanlara yürüyenler 
tanklara, toplara, açılan ateşlere rağmen 
silahlara karşı sinesini siper ettiler
şehit ve gazi oldular 
ezan susmasın diye 
sizin frengili sesleriniz, tanklarınız, toplarınız 
bu lahuti sedayı susturmaya kafi gelemedi, gelmeyecek

bu ezanlar ki, şehadetleri dinin temeli, 
ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli dedi mehmet akif
 
hainler hoşlanmasalar da bu çağrı 
bu kıyam ta haşre kadar devam edecek
ezanlar istiklalin 
ezanlar istikbalin sembolü 
ezanlar istikrarın muştusu
minarede ezan varsa, 
gönderde bayrak…
bilin ki o ülke sahipsiz değildir

çalışarak pek çok rütbe ve unvan kazanılabilir
ancak şehitlik ve gazilik rütbesi 
hayat karşılığında inanç sayesinde elde edilir
hiç şüphe yok ki şehitlik ve gazilik 
rütbelerin en üstünüdür
bir madalya gibi taşınacak büyük bir şereftir

Yüce Allah onların ölü değil
diri olduklarını bildirmekte
“Onlar ki Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler, 
Allah ise nurunu tamamlamak ister, 
kafirlerin hoşuna gitmese de ” 

redfer


( Son İstiklal Savaşı başlıklı yazı redfer tarafından 15.07.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu