Cadı pazarı imgeler ulvi ruhun dokunulmazlığında firar eden

Yaşların ihlalinde isyan eden

Delicesi kardığım

Dalkavuk makaraların ipe sardığı

Salındığı kadar yalnızlığın

Sanılmadığı ne ise efkârın

Yüz ölçümü

Üzümünü yesem bile bağını sormanın

Var mıdır sahiden bir ehemmiyeti?

 

Göğün bulutu

Yerkürenin kibirli dulu

Duayeni aşkın sözüm ona

Dibe vurup da sevebilirdi yürekten oysa

 

Hızına yenik düştüğüm

İlhamın perisi

Hazzına şerh düştüğüm

Kalemin ölümcül güdüsü

Bir isyan bayrağı açtığım

Açmazlarda solduğum

Aymazlığında bilinmezin

Annemin dizinin dibinde uyuya kaldığım

 

Sorduğum sorguladığım

Matemin beratı

Sayıp sayıp eksildiğim

Matematiğin fermanı

 

Ayrık otu imişim meğerki ezelden

Dikenli bir gülün kime ki zararı?

Dikenlerimle hemhal

Sivri dilinde kaktüsün

Bir çiçeğe meyleden

Her şiirin gücü ve güftesi

Elbet bana yeter zalimin

Nüktedan ölümün beyanı;

Na’şımın kılavuzu imamı

Ölümle sürtüşen yaşama sevincimi

Çalsalar bile razıyım

Yeter ki set çekmesinler sevgimin

Ergen bilincinden

Bilinçaltı bir şiirin nüktesinde

Ve içimdeki bilgiç çocuk

Şah damarımdan yakınla hemhal

Aşkın İlahi Dönemeci

 

Sevdiğim kadar da var

Varsın bir Allah’ın kulu

Dile getirmesin sevgiyi merhameti

Aforoz edilmiş bir çarmıh

Ayan beyan yürekte saklı,

İlahi Ateşin dokunulmazlığı

Tek kıvılcım tek yangın ne ki?

 

Aşktır aşk yüreğin büyüteci

Biri yer biri b/akar

Hicvinde ömrün şiirle yatan şaşı kalkar

Şivesi düzgün iken imgeler

Baş koyduğum şu müşfik kader

Hibe ettiğimse mezarım

Haiz olduğum yok ki tek dikili ağacım

Bense dalına yaprak

Ben ki cennette saklı revnak ırmak

 

Ben ki ben…

Şüheda dünün yükümlülüğü

Yakaran gönlümün Allah katındaki büyüklüğü

İlhamın sızısı

Bir şiir daha diktim dikeli

Bense hala peşinde kırık mızrabımın

Mıhlanıp kaldığım kadar hayatta

Mahrum bırakılsam ne ki sevgiden?

Hele ki

Sevilmek için sevmemişken…

 

Aşk bu:

Hatırı kalır günahların.

Har bu:

Haresinde inancın

Hatmetmekle iştigal

Nefsim ölü

Aşksa bir b/ölü iki misali

Yeşeren dizeden akan

Yaşaran ruhta solan

Yakamozların feri

Yâdında dünün sevgilinin neferi

Ve işte boykot ettiğim kadar zulmü ve nefreti.

 

Mizacıma yatkındır şiir

Mihrabımda saklıdır gizim

Mihriban’ı yalnızlığın

Mütereddit bir aşkın

Yazmaya durduğum fermanı

Yanmaya müsait yüreğin

Olmaz mı İlahı?

 

Aşk bu aşk:

İlahi Sarnıcım…

Kapısına koştuğum Ulvi Dergâhım

İndinde huzurun

Beş vakitle coşan ruhun

Delişmen nazında saklı bulutun

Devrik padişahı olsam bile umudun

Yol yakın yol uzak ne çıkar?

 

Yoldan geçen değil yoldan çıkmamak adına…

Yakardığım yandığım yazdığım fermana

Bir de kapak olsun hani içimdeki rüzgâra.

Ötüşen ve esen ve astığı astık kestiği kestik

Bir matem

Hüznüm bir akıntı

Vebali boynuma…

Hazansa bir alıntı

Her mevsimde rastladığım kadar kendime

 

Müptelası hüznün

Muadili ömrün

Mikado çöpü dünün

Miadı dolsa bile

Yazmaya durduğum nice şiirin güdüsü

Ölümcül bir taarruza meyyal

Varsa yoksa

Aşktır aşk yürüdüğüm minval…

 


( Aşktır Aşk Yürüdüğüm Minval... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 30.08.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu