Katlanamam Ben Buna!
Ben dedi, gözlerinde akan iki damla yaşın eşliğinde, doğal
yaşamın sunduğu hayatı bilmem; ben sanal âlemlerde gezmeyi öğrendim. Hayat,
muhteşem diyorlar sunduğun gerçekmiş, lakin onlar bana çok uzak. Beni içinde
yaşayamam; ben perdelere yansıyan bir ışık gibi yanmalıyım ve sönmeliyim. Uzun
süre yanık kalırsam o ışık beni kör eder, dedi, elindeki içki kadehiyle ve
elindeki cep telefonunun ekranına bakarken. Her an muhteşem görünmesi gereken
bir surete ihtiyacım yok benim; geçici olsun ve geçsin. Mutluluğu çocukluğunda
elinden alınan bir çocuk gibi büyütüldüm sanal âlemde.
Anla beni hayat, sen anla. Sanal dünyanın parlak ışıkları
altında, gerçek dünyanın gölgeleri arasında kaybolmuş bir ruhum. Her an
mükemmel görünme zorunluluğu, içimdeki sanal âlem, gerçek benliği gizlemişken,
geçici mutluluklar peşinde koşmak, kalıcı huzuru bulmamı engelliyor. Çocukluğumda
elimden alınan mutluluğumun yerini, sanal dünyanın sahte parıltıları
dolduruldu. Hayat, sen anla beni; ben, perdelere yansıyan bir ışık gibi
yanmalıyım ve sönmeliyim. Uzun süre yanık kalırsam, o ışık beni kör eder.
Gerçek dünyanın sunduğu güzellikler, sanal dünyanın geçici
parıltılarıyla kıyaslanamaz ama ben buna katlanamam. Doğanın sunduğu huzur,
sanal âlemdeki sahte mutluluklardan çok daha derindir bilirim ama bana çok
yabancı. Ancak, sanal dünyanın cazibesi, beni sen gerçek dünyadan uzaklaştırdı
yabancı yaptı ve beni yalnızlığa sürükledi. Bu yalnızlık, ruhumu karartı beni
içsel bir boşluğa itti. Aşkın dokunuşuyla aydınlanmak, bu boşluktan kurtulmanın
ve gerçek mutluluğu bulmanın anahtarıdır dersinde bu anahtar bana uymaz. İçinde
bulunduğum trajediyi anla bu bana yeter.
Mehmet Aluç