Özge düşler özgür
gülüşler şehrinden geliyorum, Lavinia:
Aşkın
mühürlendiğinden ve senden gayrısı gelmiyor aklıma
Sona meyyal idim
doğduğumda
Sonra seni gördüm
rüyamda
Acımdı iştirak eden
bu aşka
Açılımı hasret
Açmaza düştü mü de
yürek
Aymazlığında
mevsimin
Tutsun ellerimi
Eylül ve ruhunun
Uçuşan tüllerinden
biçtiğim bir yelek misali
Uğurladığım kadar
yaz mevsimini
Ayaza kalacaktır
belli ki bu hikâye
Oysaki henüz
başındayız hazanın
Eylül biçip hüzün
içtiğimiz
Kavşakların
Şarkıların tema’sı
iken aşk
Temas etmeden
sevdiğimsin
Hatta görmeden
Yanımda olsan bile
özlediğimsin
Öznemle sakit sen
ve düş ülkem
Çizmeyi aştı
gölgeler
Mihrabını şiirle
diktiğim imgeler
Baydı bazen mevsim
Kalibresi neydi
sahi ölü nefsimin?
Azadesi bu aşkın
Nefesi ölüm korkan
şaşkın melek
Kayrasında düşlerin
kimse artık bu aşka haset
Kimse kim
deşildikçe yürek
Devşirmenler misali
boyut atladığım şanlı tarih
Varsın tekerrür de
etsin hani
Edimlerde saklı
hayal gücüm
Hayallerden
diktiğim örtüm üstünü örttüğüm
Şarlayan bir
yabancı
Üstü kalsın, dedi
Yâdında mazinin
Asla da ümitsiz
değilim
Bir makamsa baş
koyduğum
Ya da meram
Bir boyutsa asılı
kaldığım
Şiir dolu ölümcül
yaram
Yamalı göğün
yankısı
Çocukların artık
inanmadığı leyleğin getirdiği
Neyse ne işte
meylettikleri
Ölü şehirler
Ölü bedenler
Işıyan gözlerim
Bir şiir deyip de
geçmemeli
Nelere nelere
meyleder?
Horasan tepesinde
baş veren
Savaşın ufkunda
barış esen
Bağnaz değildir de
öfkem
Bilmem kaç baytsa
şiir haznem
Yazmanın ilahı
değilim
Yazılmaya dair
yazgımla koştuğum Rabbim
Ve sen Lavinia,
uzaklardan gelse de sesin
Ses etmeden
peşindeyim
Şiarım aslında
sadece iç haznem
Hazinem sevgim ve
sen
Haşmetli yolcuğun
nüktesi
Yağan yağmurun
bedeli
Yağmalanmış iken iç
sesim
Dışımda patlak
veren bir savaşın
Sinyali adeta
yakalandığım
Sağanağın saklı
vedasında neşreden
Bin bir edalı
cüssemden değil
Bin mizaçlı şiirle
hemhal
Bin bir geceye uzanan
Şehrazat kim ki Lavinia?
Sensin benim en
güzel eserim
Ve de esaretim
Ölü imgeler
ülkesinden geldim
Ölümsüzlüğe kucak
açan
Dinmezken hasretim
Dimağımda sen
Sende ben
Ben ise çoktan ben
olmaktan çıkmışken
Ve işte sevdam
Ve işte kalemim
En şatafatlı yalnızlığa
hükmeden
Yaşam değirmenim
Çarklarında
b/ölündüğüm
Çırpı bacaklı
kalemimle ilhamımla
Öğündüğüm
Safi mezar
Sair şiir
Yarınlara kaldı
ömür
Kubbem ve cübbem
Cahilce seni
sevdiğim
Almadığın selamımda
da bin kere öldüğüm
Çapaklı gözlerinde
mevsimin
Aşk ve de Eylül
rütbem
Nice makamdan
çaldığım
Bu şarkının son
durağı
Gamlı notaların da
firarı
İzini sürdüğüm
gizin feryadı
Sensin çehremde
saklı sen
Siman ve simyacı
kalbim
Yarınlarla hemhal
bir misafir iken
Hem kalbimde hem
kabrimdesin Lavinia
Yeter ki gel Eylül
bitmeden…