1975 Yılı.
İstanbul-Bakırköy- Kartaltepe Mahallesi Muhtarı Yusuf Nurel'in yanında muhtar katipliği yapıyorum. Yani ikametgahtan nüfus cüzdanı suretine, iyi hal kağıdından fakirlik ilmuhaberine her ne varsa daktiloda yazıyorum.
Muhtarımız Yusuf Nurel eski bir Kuvay-i Milliyeci, oldukça tecrübeli ve uyanık bir insan.
Yusuf Amca her gün öğle namazını kıldıktan sonra bir kaç saat uyuyor evinde. O saatlerde muhtarlıkta sadece ben varım ve gelen vatandaşlara Yusuf Amcanın önceden imzaladığı belgeleri doldurup veriyorum.
Mahallede yaşayan ( ki 25.000 kişi yaşıyordu o yıllarda ) tüm insanların kayıtları çok kalın bir defterde mevcut. Mahallede kaydı olmayanlara bir belge vermiyoruz haliyle.
Günlerden bir gün bir vatandaş geldi muhtarlığa. Bakışları, duruşu hatta konuşması bile ürkütücüydü.
Doğrudan doğruya bana bir ismi sordu '' Bu mahallede mi oturuyor bu şahıs? '' Diye.
Tecrübesizlik ve saflık işte. Adama '' ne sebeple arıyorsunuz?'' Diye sormak aklıma gelmedi. Hemen kayıt defterini çıkardım dolaptan '' Bir dakika bakayım '' diyerek.
Başladım kayıt defterinde adamın söylediği ismi aramaya. Eğer bizim mahallede oturuyorsa hagi sokakta, kaç numarada olduğunu söyleyeceğim.
Ben defteri karıştırırken Yusuf Amca içeri girdi.
-Hayırdır Sami? Ne yapıyorsun öyle?
-Şeyyy. Bu adam birini arıyor da, bizim mahallede mi oturuyor ona bakıyordum.
-Kapat defteri !
Şaşırmıştım. Darda kalanların yardımcısı Yusuf Amca defteri niçin kapattırmıştı ki?
Adam bu sefer Yusuf Amca'ya döndü?
-Defteri niçin kapattırdın ki? Bıraksaydın da delikanlı arasaydı?
Yusuf Amca Kaşlarını çattı.
-Sen niçin arıyorsun aradığın kişiyi?
-Asker arkadaşımdır kendisi. Uzun zamandır irtibatı kaybetmiştik. Sonra bir başka arkadaştan Bakırköy'de oturduğunu öğrendim ama o da adresi bilmiyordu. O sebeple size geldim.
-Bak kardeşim ! Biz öyle her önümüze gelene adres vermiyoruz.
-Niye? Ne mahsuru var ki?
-Çok mahsuru var ama sana izahat vermeye mecbur değilim. Git emniyetten bir belge getir sana istediğin adresi verebileceğimize dair, o zaman bakarız, mahallemizdeyse adresini veririz.
Ben şaşkınlık içinde Yusuf Amca'ya bakarken adam söylene söylene çıktı muhtarlıktan. O çıktıktan sonra Yusuf Amca bana döndü.
- Bir daha böyle bir halt yeme tamam mı?
-Tamam da hâlâ anlamadım. Asker arkadaşını arayan bir insana yardım etmenin neresi kötü?
-Peki o adam ya asker arkadaşını aramıyorsa?
Bu aklıma gelmemişti. Merakla sordum:
- Asker arkadaşını aramıyorsa başka ne arıyor olabilir ki?
-Mesela evden kaçan kızını ve onu kaçıran adamı arıyor olabilir. Kan davalı olduğu birinin izini bulmuştur, onu arıyor olabilir. Daha pek çok şey olabilir.
- Evet, haklısın bu hiç aklıma gelmemişti?
*****
Aradan kısa bir zaman geçti ve Bakırköy'de ama bizim mahallemizde değil bir başka mahallede işlenen bir kan davası cinayeti gazetelere yansıdı.
Uzun bir arayış ve takipten sonra kan davalısı filancayı bulup öldüren falanca ile ilgiliydi haber. Falanca ise bizim muhtarlığa gelerek sözde asker arkadaşını arayan şahıstan başkası değildi.
******
Bu anıyı niçin anlattım:
Aşağı yukarı her gün face bookta '' Allah rızası için paylaşın bu resmi '' Başlığı altında fotoğraflar paylaşılıyor. Çoğunlukla kayıp kız çocuklarının fotoğrafları bunlar. Görenler, bilenlerin yardımcı olması için telefon numaraları da var o paylaşımlarda. İyi de arayanların hangi amaçla aradıklarından nasıl emin olabiliyoruz? Bir çocuk fotoğrafından kanlısını yakalamaya çalışan biri arıyorsa? Ya da Allah korusun bir organ mafyası arıyorsa o çocuğu?
Eee o zaman paylaşmayalım mı bu tür fotoğrafları? Yani ya gerçekten de kayıp bir kız çocuğu ( ya da erkek veya yaşlı, engelli vs. ) ise aranan? Biz de ucundan kıyısından yardımcı olmayalım mı?
Olmasına olalım ama hani olur da aranan kişiye rastlarsak durumu bence öncelikle polise, ya da yaşadığımız yere göre jandarmaya bildirelim. Maalesef zaman kötü. Tedbiri olabilecek en kötü duruma karşı almakta fayda var derim.
Bu arada bir şey daha ilave edeyim:
Bu tür paylaşımlarda verilen telefon numaralarına çoğu kez ya ulaşamıyorsunuz ya da karşı taraftan '' Bıktırdınız artık. Gerçekten bıktırdınız. Hangi şerefsiz benim numaramı vermiş bilmiyorum ama benim kaybolan bir yakınım yok. Beni rahatsız etmek için telefon numaramı vermiş şerefsizin biri'' feryatları yükseliyor.
FOTOĞRAF: Bugün ( 17.09.2024 ) Face bookta en az on kişi tarafından paylaşılan bir kayıp çocuk fotoğrafı
(
Aman Dikkat! Allah Rızası Derken Şeytana Hizmet Etmeyelim başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
18.09.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.