ÂDEM HOCAMIN SON ŞİİRİNE KAYITSIZ
KALAMADIM.
‘’SİZİN HİÇ ÇOCUKLUĞUNUZ ÖLDÜ MÜ’’
ŞİİRİNE BİR NAZİRA KALEME ALDIM.
SÜRÇ-Ü LİSAN ETTİMSE AF OLA.
SİZİN HİÇ Mİ ÖLMEDİ ÇOCUKLUĞUNUZ
YOKSA SİLİNEN GEÇMİŞİN İZİ MİDİR İÇİNİZİN GİZİ…
Ölümsüz sandığım bir g/izin
peşindeyim ve de ölümüne sevdiğim ve yalnızlık denen o tek kişilik ırkı içimde
sır gibi s/akladığım belki de beti benzi atan duygulardan bihaber iken insanlık
solduğum ve soluduğum kadar soluma nifak sokanlardan aldığım öcü ama severek ve
taşlaşan yürekleri sevgimle delerek saklı durduğum mıntıkada bakaya kalan tüm
hüznümle şerh düştüğüm hayatın da yongası iken kalemin serzenişi elbet yüreğin
nemi de kendine sadece kendine…
Şehirlerden uzak şiirlerim.
Şiirlerimin ta kendisi iken hayat ve
hayallerim.
Ve çocukluğumun g/izi arada bir
kulağıma çalınan babamın sesi.
İrdelenesi bunca hüznü bahşeden
evrene dahi karşı gelemediğim kadar babama ara ara karşı gelsem de dersimi
aldığım o çocukluğa duymalı mıyım sahi özlemi mi?
İçimin darağacı çoktan asmışken kini.
İçimin dehlizinde un ufak edilmişken
varlığım ve tüm kırgın oyuncaklarım.
Sözcüklerim şimdilerde benim
evlatlarım ve de evrenin bahşettiği en değerli varlığımın annemin Rabbimin bana
emanet ettiği elbet yüce Rabbim iken tüm sığınağım ve kendimi ve annemi sadece
O’na emanet ettiğim ve sadece O’ndan istediğim.
Kelamın özü.
Nazarın gözü.
İlhamın hem gücü hem hüznü.
Ben ve çocukluğum hali hazırda el ele
ve ikimiz de kırgın ve kırılgan ama dağıldığımız ve sonlandığımızda yeniden
başlayıp ayakta kalmanın da hikmeti.
Bir şiirin dahi yetmediği iç sesim.
Bir nükte bir nesir bir hikâye
ruhumun engebeleri bir o kadar saf yüreğim ve saf tuttuğum s/afiyetin.
Hicrim ve de.
Sevginin hicreti.
Hicvinde şiirlerin asla da yazmadığım
hiciv şiirleri.
Göğün mutabakata vardığı yerküre
sözüm ona ve yerin göğün birbirine kavuşacağı yerde birbiri ile kapıştığı.
İklimlerden hüzün.
İklimlerden hazan.
İklimlerden hüsran.
Kırıklar adam boyu.
Sözcükler yerlerde.
Rengim pembe.
Göğsümde devasa bir rozet kimselerin
görmediği ve kalbimin atakları yalnızlığımın durakları.
Ölümle sevişen duygular hatta
bedenler.
Çocuksu bir gülüşte saklı iken keder…
Esefle söylensem de rengimle müsemma yaşadığım
hasbelkader.
Varlık.
Hiçlik.
Açlık.
Tokluk…
Çok şükür çocukken gözümün doyduğu
ama sevgiye doyamadığım.
Çocuksu neşemi hala saklı tuttuğum
ama başımdan da savdığım bir avazda.
Sevgiyle kesişen yolum sevgiyle
büyüdüğüm kadar korkutulduğum ve yasaklar zinciri öyle ki okuldan eve beş
dakika dahi geç gelmem kıyamet alameti iken sorun bakalım sokakta hiç oyun
oynadım mı?
Es geçilen varlığım.
Yeis yüklü cihan ve kırık tekeri.
Acının pekiştiği kadar açının da
daraldığı.
Mekânım.
Zamansızlığım.
Ve aidiyet duygum.
Ne çocukken ne de sonra ne de şimdi
ait olduğum tek mekân yok iken ben hala bir yerlere bir şeylere ait olmanın da
hayalini kurabilecek kadar saf ve iyi niyetli iken ve işte dumura uğramış
kalbimden son dökülenler.
Ve de sözcüklerim.
Umut ve de.
Unut, diyenlere sözüm
Ve her gidenin ardından baka
kaldığım.
Bakaya kalan bir rüyayı daha gerçek
kılmaktan da ötesi nihayetinde hayallerimin top yekûn çalındığı.
Bense hala çocuğum.
Bense hala on yaşındayım en iyimser
on sekiz o da sona son kala, aldığım darbelerin de nüansında saklı izahı
olmayan pek çok şey.
Çocuk iken aldığım en büyük ders ise
hayatımı zindana çeviren ve bilin ki lafını etmem bu darbenin kıyısından
döndüğüm ölümden söz dahi etmem ne de olsa çocuksu yüreğime yakışandı benim
insanlara duyduğum sevgi ve güven.
Benim çocukluğum bir kere ölmedi
defalarca öldürüldü ve de şimdimden mahrum kalmamak adına kalan son
kırıntılarla kendime yeryüzünde bir cennet inşa ettim:
Mutluluğun formülü ve de:
Annem ve kalemim.
Hayal ötesi.
Hayallerin destesi bestesi dalyalarca
umuda kanat açan.
Ölümle olan izdivacımızda defalarca
ölümün kıyısından dönen cennetime yani anneme duyduğum sevgi ve vefa ve özlem
öyle ki o, yanımda iken bile onu kolaylıkla özlerken.
Dersimi alsam da insanlardan yana
beklentim hayli fazla:
Elbet yanılacağım yeniden yenileceğim
kadar onları kolaylıkla sevip yüreğime alırken kalbimin kırıklarına da eşlik
eden onca insan hatta ve hatta koca cihan.
Kolay ya da zor ama ben hala saklı
tutuyorum muhafaza ediyorum çocuk kalbimi ve henüz reşit olmamış bir sevginin
de izini ve gizini sürüyorum yolumun ise Allah Aşkı ile kesiştiği ve değer
verdiğim kadar değer görmemem dahi önem arz etmezken kalemimle baş koyduğum bu
yolda da umuttan alıyorum feyzimi ve de tüm sevdiklerimden karşılığı olsun olmasın…