Bir düş sandalı hayat adeta:
kıblesine duyduğu özlem kırılası kalem ve kırgın güfteler şairin yüreğinden
sızan sızı gibi sazı kırık ozan gibi şiirlerden ayrı düştüğü oysaki bilindik
tek teselli iken şiirin kokusundaki yolculuğu ve tasa yüklü güdülerin yorgunluğu.
Göğün de onay verdiği en muteber
iklim:
Yağmur damlacıkları az da olsa
teselli olabilirdi
Hem şehre hem de şiirin sahibesi
Beylik ya da benlik olmayan
duygularla örülü
Kan kırmızısı şehrin girişindeki
tabelası şiirin
Bir kıyım ise içi kıyılan nesir
Bir de kıyama durdu mu şair ve şiir
Öznelerin g/izi
Acının s/isi
Göğün metruk haneleri
Nerede ise her biri tıklım tıklım
Kâh sürgün edilen kâh süngüsü düşen
Edimlerden yansıyan duyguların
hicreti
Bilfiil hasret bir şiire
Bir sözcük bir redif başlı başına
yanan bir meşale
Kordan imgeler
Kör noktasında mevsimin
Ne kanadı kırık hayaller giderir bu
acıyı
Ne de kanılan yalanlar
Kanadığı ne malum?
Kandığı her mefhum
Önce şiir sonra şehir
En sonunda hâsıl olacak iken ölüm
Önce çığlık sonra fısıltı
Sessizliğin mahşerinde yanan için
için
Hadisler öncesinden sonrasına
kapsadığı
Ruhun devasa acısında
Delik deşik bir yürek dağlara taşlara
Önce hüzün sonra umut
Kötüyü anmak ne demek?
Unutulduğu kadar bir köşede