Peygamberimiz H.Muhammad Mustafa (s.a.v)in hatırasına ithafen
serinin on beşinci babı
sonsuz hürriyete benzer
uzayan bir şey vardır uzaklarda
hep uzaklarda...
alabildiğine maviliklerde
uçuşur bulutsu sevinçler pupa yelken
çoban ateşlerine koşan gecelerde
derbeder ömürler bölünür orta yerinden
zaman zaman
umut salıncaklarındaki huzurlu uykular
heyecanların tenhalarında şiirlere döner de
sahillerin öte yakasında
sıtmalı arzular vurur udun tellerine
üşüyen nağmeler düşer bir bir yere
zaman zaman
çeşmibülbül tutsaklıklarıyla yıkık bentlerinden
taşra akan hayallerdir
eski resimlerde yıllanmış hatıralardır
aylara ve yıllara değmez yollarda
yağı biten kandiller aydınlatır
hazin çehreli geceleri
damla damla arınmadır bu
basamak basamak yükseliştir
zaman
topyekun bir medeniyetti
medeniyet olmadan
yalnızca zaferler
yenilgiler kronolojisi olmaya mahkumdu
sonrası yalnızca bir nakarat işte
zalim avcıların aslanları vurduğu yerdi
zaman
en güzel insanlar söyledi hep
en güzel sözleri aslanlar gibi
yazık ki aslanlar
kendi tarihlerini yazasıya dek
hep haklı çıkacaktı avcılar
zaman
bir imtihandı
gök kubbenin altında değişen hiçbir şey olmadı
kıyafetlerden gayri
insanlardan başka
oysa bir yüzü kararırken dünyanın
gülümseyen bir çiçek açar hep
öbür yüzünde
yeni yüzler takınıp ruhumuzla oynayan eskiydi
zaman
herkesin herkes olmak istediği
hiç kimse olmayı isteyen
hiç kimsenin bulunmadığı...
hani müsvedde kişiliklerin baş tacı
sahipkıranların zindan toprağı edildiği
herkesin yalnızca
ısrarla kendini yaşamak istediği
köhne dünyanın hikayesiyle doldurulan sayfalardı
zaman
*
otuz yedi yaşına vardığında
bazen ey muhammed diye çağıran
gaipten bir ses duyuyor
bazen gözleri kamaştıran bir nur
görünüyor kendisine
bu sırları yalnız hazret-i hatice ile konuşuyordu
son peygamberin geleceğini
evvelce haber vermiş olanlardan birisi de
meşhur şair kus bin saidedir
çok yaşamış
güzel konuşması ile şöhret yapmış bir zattı
hatta, en ihtiyarlığı zamanında
sak-ı ukaz denilen bir panayırda
kırmızı bir deve üzerinde iken
arapların en meşhur ediplerinin
hazır bulunduğu bir sırada
veciz bir konuşma yapmıştı
o zaman peygamberimiz (S.A.V.) de
sak-ı ukaz’da bulunmuş
onun konuşmasını dinlemişti
o zaman henüz peygamberimiz
peygamber olmamıştı
kuss bin saide'nin konuşması
arap edipleri arasında çok ün yapmış,
dillerde dolaşır olmuştu
ey insanlar geliniz
dinleyiniz
ibret alınız
yaşayan ölür.
ölen yok olur
olacak olur
yağmur yağar
otlar biter
çocuklar doğar
analarının babalarının yerini tutar
sonra hepsi geçip kaybolur
olayların ardı arası kesilmez
birbirini takip eder
kulak veriniz
dikkat ediniz
gökte haber var
yerde olacak şeyler var
yeryüzü bir döşeme
gökyüzü bir yüksek tavan
yıldızlar yürür
denizler durur
gelen kalmaz
giden gelmez
acaba gittikleri yerden
hoşnut olup da mı kalıyorlar
yoksa orada bırakılıp da uykuya mı dalıyorlar
yemin ederim
Allah nazarında bir din vardır ki
şimdiki dinimizden daha değerli
Allah'ın bir gelecek peygamberi vardır ki
gelmesi yakınlaştı
gölgesi başımızın üstüne düştü
ne mutlu ona inanana
yazık o bedbaht kimseye ki,
o dine karşı çıkıp muhalefet ede
yazıklar olsun
ömürleri gafletle geçenlere
ey insanlar
hani baba ve atalarımız
hani muhteşem köşk ve saraylar
nerede taştan binalar yapan ad ve semud kavmi
nerede
dünya varlığına gururlanıp da kavmine
ben sizin en büyük rabbiniz'im diyen
nemrut ile firavun
onlar size nispetle daha zengin
kuvvet ve kudretçe sizden daha üstün değil miydiler
bu toprak onları değirmende öğüttü
toz edip dağıttı
kemikleri bile çürüyüp yok oldu
evleri yıkılıp ıssız kaldı
yerlerini yurtlarını şimdi köpekler şenlendiriyor
sakın onlar gibi
gaflete düşüp onların yoluna gitmeyin
her şey fanidir
baki ancak Cenab-ı Hak’dır
O’ birdir
ortağı ve benzeri yoktur
tapılacak ancak O’dur
O doğmamış ve doğurmamıştır
evvel gelip geçenlerde
bizim için ibret alacak çok şey vardır
ölüm ırmağının girecek yerleri vardır
ama çıkacak yeri yoktur
büyük küçük hep geçip gitmekte
giden ise geri gelmemekte
inandım ki,
herkese olan bana da olacaktır.
kuss bin said’in,
peygamberimizin yakında geleceğini keşf ile
böyle büyük bir insan topluluğuna söylerken
peygamberimizin de orada bulunduğundan habersiz idi
kuss bin said'e vefat etmiş olduğundan
peygamberimizle tanışmak kendisine nasip olmadı
peygamberimiz (S.A.V.) yeni müslüman olan bir gruba
içinizde kuss bin saide’yi bilen var mı diye sordu
deve üzerinde
yaşayan ölür, ölen yok olur. olacak olur…
diyerek yapılan o konuşma
hiç hatırımdan çıkmadı
hz.ebu bekir (r.a.)
ey Allah'ın resul'ü
o gün suk-i ukaz’da bulunmuştum
kuss bin saide’nin söylediği sözler hep hatırımda hala
diyerek adı geçen konuşmayı
başından sonuna kadar okudu
peygamberimiz de
ümit ederim ki Cenab-ı Hak
kıyamet gününde
kuss bin saide'yi
ayrı bir ümmet olarak haşreder buyurdu
redfer